Bu Ne Dünya Kardeşim,Yalan ve Beni Vur gibi bir çok hit şarkıya imza atan Yeliz Hürriyet gazetesine verdiği röportajda samimi açıklamalarda bulundu. Röportajın detayları haberimizde…
Mesleğimiz Kıymetini Bilemedim
İtalyan Lisesi’nden arkadaşınız Nilüfer’in yardımıyla çok genç yaşta sektöre girdiniz. Hayallerinizdeki gibi miydi, düş kırıklığı mı?
– O zaman biz gerçek çocuklardık. Şimdikiler gibi 15 yaşında küçük kadınlar değil. Çocuktum, aklım bir karış havadaydı. Çok erken evlilikler yaptım. Pek kıymetini bilemedim aslında mesleğimin. Hep öyle gidecek zannettim. Ama hiçbir zaman pişman olmadım. Yeniden doğsam yine şarkı söylemek ve Yeliz olmak isterdim.
Müziği tercih etmenizin hangi bedeli daha ağır oldu: Hosteslik hayalinden vazgeçmek mi, okulu
bırakmak mı?
– Aslında hostes olmak istemiyormuşum. Laf aramızda, okulu da çok sevmiyormuşum. Öyle çıkmış ağzımdan ama uçaktan korkan biri olarak en son hostes olacak kişiyim. Ama iyi bir öğrenciydim, mesleğimi hiçbir şeye değişmezdim. Asla.
1975’te Türkiye Eurovision ikincisi seçildiniz, birinciliği alan Semiha Yankı’nın “Seninle Bir Dakika”sı üç puanla sonuncu oldu. Sizce siz gitseniz, daha çok mu puan alırdınız, daha az mı?
– Ben de gitseydim sonuç aynı olurdu. Çünkü ilk katılmamızdı. Politik yönleri olduğunu da bilmiyorduk, anlamıyorduk zaten. Gerçi şarkım “Hayalimdeki Adam” çok güzeldi. Belki bir tık üstü mü olurdu acaba? Bilemedim.
Sizce hafızalarda hangisiyle daha çok yer ettiniz: “Bu Ne Dünya Kardeşim” mi, “Yalan” mı?
– “Bu Ne Dünya Kardeşim” de “Yalan” da marş gibi oldu. Birbiriyle yarıştılar o anlamda. Ama sanki bu yıllarda “Yalan” daha çok seviliyor.
En Büyük Pişmanlığım Evlilikler
Hangisi daha büyük pişmanlık: 1 sene sonra assolist olacakken sahneyi bırakmak mı, yaptığınız kötü evlilikler mi?
– En büyük pişmanlığım yaptığım evlilikler. Zaten onları yapmamış olsaydım mesleğimde bu kadar aralar olmazdı. Daha hak ettiğim yerde olurdum. Gençlik kafasıyla bozuk para gibi harcadım yıllarımı.
“Kim Bilir”i ilk siz çıkardınız ama Kibariye patlattı. Sizce hanginiz daha güzel söylüyor: O mu, siz mi?
– İkimizin de yorumu farklı. O da çok güzel okuyor, ben de çok güzel okuyorum şarkıyı.
Çok paralar, mücevherler, arabalar kaybetmişsiniz. Şu anda kendinizi nasıl hissediyorsunuz: Zengin mi, fakir mi?
– Ben her zaman kendimi zengin hissettim. Öyle bir ailede yetiştim ki zenginlik maddesel değil. Araba, kat, mücevher, her şey olabilir ama en önemli olan şey görgü, altyapı, kültür, vicdan, insan olabilmek… Onun için ben her daim çok zenginim. Hiç fark etmez, pazardan da giyinebilirsin, marka da giyinebilirsin ama insan olamazsın. Onun için ben çok zenginim.
Şiddet Gördüm
Eşlerinizden uzun yıllar psikolojik ve fiziksel şiddet gördünüz. Neden kaçıp gitmediniz: Korku mu, çaresizlik mi?
– Şiddet gördüm. Şimdiki aklım olsa görmezdim. Doğduklarına pişman ederdim. Korku çoktu tabii. Çok zor aştım o korkuları ama artık feriştahı gelse beni korkutamaz.
Çocuk düşürdükten sonra bir daha hamile kalmadınız. Üzüntüden mi, uygun kişiyi mi bulamadınız?
– Eksik bilgi. Çocuk düşürdükten sonra tekrar hamile kaldım aslında. 8 aylıkken doğum yaptım. Kız. Adını da Nazım koyacaktım. Öldü. Ondan sonra da bir daha çocuğum olmadı.
Hayatınız bir film olsa macera mı olurdu, romantik komedi mi?
– Biraz dram olurdu ama ben onu romantik komediye çevirirdim.
Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor… Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız?
– Yaa çok başıma geliyor. Yıllar önce tanışmışız, hatırlamak mümkün olmuyor. O zaman soruyorum, “Kusura bakmayın, neredendi?” diye.
Evdeki halinizi hangi üçlü daha iyi tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?
– P.T.T.’yi 100 yıl da geçse hiçbir şeye değişmem. Onun keyfi başka hiçbir şeyde yok.
Twitter mı, Instagram mı?
– Instagram’ı daha çok kullanıyorum. Hem işlerim hem de sokak hayvanları için. Twitter’da ise günlük olaylarla ilgili paylaşımlar yapıyorum.
Sizce hangisi daha avantajlı: Zengin ve çirkin doğmak mı, fakir ve güzel doğmak mı?
– Çirkin doğan artık çirkin kalmıyor. Estetikle herkes fabrikasyon vaziyette. Herkes güzelleşiyor da… İç güzelliğini n’apacağız? Onun için madden fakir kalben zengin doğmayı tercih ederim. Güzellik zaten o kalbin yüze de vurması. Çok şükür güzel doğdum, fakir de değildik. Yine aynısını isterdim.
İlk çıktığı dönemde Özcan Deniz’le aşk yaşadınız. Hatırladığınız en güzel şey ne: Akşamları programınızın bitip eve gelmenizi beklemesi mi, yaş farkına aldırmaması mı?
– Her ikisi de. Her şeyiyle güzel bir aşk yaşadık. Saygı ve sevgi doluydu. Aşk gibi aşktı yani.