Ana SayfaÜnlülerYelda Kırçuval: Köle Olmaya Can Atıyorlar!

İlgili Postlar

Yelda Kırçuval: Köle Olmaya Can Atıyorlar!

Haper spikerliği, tv programcısı ve yazarlık yapan Yelda Kırçuval, geçtiğimiz haftalarda Amerika’da konferans ve imza günü teklifleriyle göğsümüzü kabarttı.

Yelda Kırçuval Kimdir?

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi Radyo – TV Bölüm başkanı olan, ilk kitabı “Adapsız Kadınlar, Hayasız Erkekler” ile dikkatleri üzerine toplayan, ikinci kitabı ve ilk romanı “İnsan insan Acıtır” ile Türkiye’de ayak basılmadık şehir bırakmayacağını açıklamış ve şu ana kadar 51 şehre ulaşan Kırçuval’la çok keyifli anlar yaşandı.

Türkiyede kitap teaser’ı hazırlayarak bir ilke imza attınız. Sizi buna ne itti?

Klasik hayatın dışında, dünyayı izlemek. Bizi zorlayan “aman boşver, ne gerek var?” sığlığındaki algıyı dinlememek de diyebiliriz. Dijital çağ hızına yetişmek için bahaneler üretmek bizi trenin gerisinde bırakır ki, bu söylem gelişimin en ölümcül hastalığı oluyor.

Kitabın gelirini yetenekli ama okuyamayan genç sanatçılara bırakıyorsunuz… Neler hissediyorsunuz?

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Lisesi’nde Sinema-Tv bölüm başkanlığını yürütüyorum ve yetenekli bir çok öğrencinin hayallerine kayıtsız kalmak adına elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Hepimiz taşın altına elimizi koyarsak aydınlık yarınlar bizimle gelecektir.

Herkesin bir hayat hikayesi var. Peki bu kitapta adı geçen Leyla’nın sizin hayatınızla ortak noktası var mı?

En çok gelen sorulardan birisi, kim bu Leyla? Ben hayatı ve beraberinde gelen insanları gözlemleyen biriyim. O kadar fazla Leyla bulunuyor ki aynı acıdan muzdarip, hatta acıyla beslenen ve acılarıyla yüzleşmeyen. Herkes gibi benim de acılarım oldu, benim de acıma seyirci kalanlar oldu. Gözlemlerimle birleştirdiğimde Leyla karakteri ortaya çıktı. Aslında hepimizde bir Leyla var.

Başarıyı yakalamak için her şeyin kölesi haline dönüşmek ve dibe vurmak sizce yeni bir hastalık mı?

Hem de ne hastalık. Bir insan hangi koşulda robotlaşan ruhuna, hastalıklı bedenine ve yok oluşuna karşı kayıtsız bu kadar kayıtsız kalabilir. İşte o koşul; başarı ve statü endişesidir. Oysa yapılacak şey önce hedefleri minimal tutmak ve beraberinde oluşan karar mekanizmasını fayda ve doğrudan yana oluşturmak.

Başarı odaklı yaşamak mı? Aile hayatı mı?

Tabii ki aile hayatı. Lakin yeteneklerimiz ve donanımınızı sağlıklı temellere oturtarak başarılı olmak istediğimiz alanda da şüphesiz ki başarılı olabiliriz. Asıl sorun, elde etmek istediklerimizin boyumuzu aşmaması.

Özgürleşmek sizin için neleri kapsıyor?

Özgürleşmek adına bağımlı olmak yerine doğru olan, zararsız, insâni bağlılık duygusu oluşturarak hayatı elimizde tutmak. İnsanı var eden en önemli şeylerden biridir “özgürlük”. Attığınız adım, ruhumuz, bedenimiz kontrolü bizlerin dışında. Öyle ki kimi seveceğimiz bile başkasının onayında. Benim için özgürlük, kararlarımı kendim vereceğim, kimsenin güdümünde olmadığım, insanca bir hayat ki böyle de yaşıyorum.

“Roman ya da hikayeden daha çok gelişim kitabı olmuş, hayat felsefesi yapılmış” diyorlar, bu konuyla ilgili neler düşünüyorsunuz?

Tam tersi. Kişisel gelişim kitabı olmamanın yanı sıra, tam da bir öykülemedir. Beni roman yazmaya sürükleyen en önemli etkenlerden birisi de televizyoncu kimliğim ve de eğitimci kimliğim. Bu başlıklar sizde başka bir göz oluşturuyor ister istemez. Elbette daha öğrenecek daha çok hikayemiz var ki onlar da birikimi ve bunun kaleme yansıtmasını zamanla eğitecektir.

Çıkardığınız kitaplar ile ilgili gelen en ilginç soru ne oldu?

İnsanı insan acıtır çünkü “İnsan”dır. Çok sık duyuyorum. Nasıl da kabullenilmiş acılarla bağışıklık sistemi çökmüş hayatlara. Her duyduğumda bir acı kabulleniş demekten kendimi alamıyorum.

Amerika’dan size gelen konferans ve imza günü teklifi ne zaman gerçekleşecek?

Çok yakında. Aslında bekletmek durumunda kalıyorum çünkü yeni başlayacak tv projemiz için biraz beklememiz gerekiyor ama çok da heyecanlıyım. Hazırlıkları tamamladık ve tv programıyla birlikte start vereceğiz.

Bir çok sunuculuk, radyoculuk, habercilik gibi işlerle uğraştınız, en çok hangisiyle mutluluk duydunuz?

Bütün meslekler beni temsil ediyor. Onlar beni her daim keyif aldığım alanlar. Televizyonun yeri başkadır, diğer alanların bütününün bir yansıması. Benim için bir diğer karşılığı da tutku.

Televizyonla ilgili sürpriziniz olacak mı?

Evet, güzel bir projenin içine dahil oldum. Bu kez farklı bir Yelda Kırçuval göreceksiniz. En son Star TV’de yaptığım projeden sonra şu anki heyecanımı sizlere anlatamam.

 

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler