Ünlü sanatçı Meral Çetinkaya, geçtiğimiz günlerde Hülya Koçyiğit’in sunduğu ‘Film Gibi Hayatlar’ programına konuk oldu. Çetinkaya, “Geçmişimi çok hatırlamıyorum, belki de hatırlamak için çok çaba sarf etmedim. Yıllar içinde hep ileriye doğru düşler kurduk” dedi. Detaylar haberimizin devamında….
Usta oyuncu Meral Çetinkaya, katıldığı Hülya Koçyiğit’in sunduğu ‘Film Gibi Hayatlar’ programında kariyeri ile ilgili samimi açıklamalarda bulundu. Bugüne dek yer aldığı projelerin hiçbirinden tatmin olmadığını söyleyen Çetinkaya, “Onun için bazen izlemek ıstırap oluyor. ‘Sesim şöyle olmalıydı, böyle yapmalıydım’ diyorum” ifadelerini kullandı.
Seslendirmenin Hakkı Ödenmez
Çetinkaya, kariyerinin ilk yıllarında rol aldığı ‘Hazal’ filmi ile Antalya’da ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü’nü alması ile ilgili şu cümleleri kullandı;
“Hiçbir zaman ödül benim diyemeyeceğim çünkü ben o sırada yurt dışına gitmek zorunda kalmıştım. Filmler o dönem sesli çekilmediği için filmin seslendirmesine giremedim. Güler Ökten beni seslendirmişti. Dolayısıyla yarısından çoğu onundur. Bu seslendirmenin hakkı ödenmez.”
Yönetmenlerin İşi Çok Zor
‘İstanbullu Gelin’ dizisine sonradan ‘Ülfet’ karakteriyle katılan usta oyuncu, “Bir çalışmaya sonradan girmek çok zor. Üçüncü sezondu girdiğimde. Sonradan dahil olmak zor oluyor. Hele benim gibi özgüveni sıfır insanlar için” ifadelerini kullandı.
Ayrıca yönetmenlerin işinin çok zor olduğunu da belirten Çetinkaya, “Bölümü ne zaman okuyor, ne zaman düşünüyor? Bu kadar insanın özel, ruhsal problemleri var. Bu konuda yönetmenlere hayran kalıyorum. Onlar da insan ve kendilerinin özel yaşamları var. Ama hep karşısındakini de kollamak zorunda” diye konuştu.
İzlemek Istırap Oluyor
Bugüne kadar yer aldığı projelerin hiçbirinden tatmin olmadığını söyleyen usta oyuncu, şu ifadeleri kullandı:
“Beni aralarına alan o yapımlara teşekkür ediyorum ama hiçbirinden tatmin değilim. Onun için bazen izlemek ıstırap oluyor. “Sesim şöyle olmalıydı, böyle yapmalıydım” diyorum. Ama yine de garip bir şey var, ben oralarda olmak istiyorum. Bütün acısına rağmen onsuz kalmayayım istiyorum. Ben bu yaşadığımız dünyaya uyum sağlayamadım. Ben hayatı; sinemanın, ekranın ve sahnenin üstünde, o dünyada buluyorum. Ağlasam da, gülsem de hep sonuna kadar. orada olmak istiyorum.”