Hayatının büyük kısmını tiyatroya ve dalış eğitmenliğine veren, şimdilerde ise ufak tefek cinayetler de Mehmet rolüyle Yıldıray Şahinler bilinmeyenlerini anlattı.
[affiliate_news id=”29048″]
“İçerde’den sonra şu anda çekilen veya hayata geçmeyen ne kadar iş varsa hepsinden teklif geldi. Bunların çoğu Alyanak karakteri üzerinden ona çok benzer yaklaşımlardaydı. Devam ettirmek istesek zaten ederdik, seçici olduk. Ay Yapım’la da bir gönül bağımız oluşmuştu. Ufak Tefek Cinayetler de aklıma yatan bir projeydi. Pelin Diştaş bana nasıl yola çıkıldığını ve ne hayal edildiğini çok güzel anlattı. Yönetmen farklı bir dünya kurmaktan bahsetti. Bunların hepsi gerçekleşti ve çok iyi bir birleşim oluştu. Yapımcımız Kerem Çatay ‘Alyanak’tan devam mı?’ dedi. ‘Hayır’ dedim”
Neden ‘hayır’ dediniz?
“Bir şey bittiyse bitmiştir. Alyanak’ın devam edeceği bir mecra olsaydı o oluşurdu. Ona takılıp kalmak yerine yeni bir yola çıkmak daha iyi. Bir de belli bir karakter üzerine saplanıp kalmaktan hoşlanmıyorum. Birbirinden farklı karakterleri oynamayı çok seviyorum. Alyanak’la karşılaşır karşılaşmaz ne yapacağımı düşündüm ve planladım. Bir akşam çalışırken kendi kendine geldi. Otopark mafyası nasıl geçinir? Bunu imaj olarak, çıkış olarak düşündüm. Sesi kısık biraz ağır davranan bir adam oluştu”
Alyanak’ın ses tonu nasıl oluştu?
“Alyanak’ın ses tonu doğal sesim değildi. Ben tasarladım. Ve bunu okuma provasında denedim. Yönetmen de olumlu karşıladı. ‘Başkası mı seslendiriyor’ diye soranlar oldu. Sokakta karşılaşınca ‘Aa sesin öyle değilmiş abi’ de diyorlardı. Şimdi o Ufak Tefek Cinayetler’le biraz kırılmaya başladı ama hala o sesin daha iyiydi diyenler var. Belki Alyanak şu an hapiste ne olacağı belli olmaz belki birgün döner. Ben onu kendi içimde de öldürmüş değilim”
Mehmet ile gerçek hayattaki Yıldıray Şahinler arasındaki benzerlikler ve farklar nedir?
“Mehmet’in yaşadığı olaylar bana çok uzak. Birlikte olduğum insanla zaten kalben evlenirim ve benim için ondan sonraki bütün kanallar kapalıdır. Ben MFÖ’nün şarkısında dediği gibi aldatmayı hiç sevmem. Bunun insanın insana yapacağı bir şey olmadığını ve erkek egemen dünyada kadınlara yakın düşünüyorum. Kadınların çok kolay aldatıldığı, haklarının yendiği ve baskıya uğradığı bir toplumda yaşıyoruz o yüzden ben kadınlardan yanayım. Bir yandan da Mehmet’i anlamaya çalışıyorum. Çünkü insan kendi başına böyle kötü olamaz. Kötü şeyler yapar ve o şeylerin kendisini kötü yapmadığını düşünür oysa kötülük yapıyorsan kötüsündür. Mehmet’i zaman zaman yargılayarak oynuyorum, bundan kurtulması gerekiyor. İçerde’de ‘Alyanak adamsın’ diye tepki alırken burada bazen insanlardan ‘Boyun devrilsin’ diye tepkiler alıyorum.”
Hangi takımlısınız?
“Beşiktaş”
Maçlara gidiyor musunuz?
“Maçlara çocukluğumdan beri gidiyorum. Kombinemde var, kongre üyesiyim. Beşiktaş’la ilişkim top ve galibiyet üzerinden değil. Çok daha geniş bir anlam içeriyor benim için. En iyi dostlarımı Beşiktaş sayesinde kazandım diyebilirim. Yönetmen Ulaş Karaoğlu, Ferit Aktuğ ve Ruhi Sarı gibi oyuncu arkadaşlarımla birlikte maç seyrediyorum.”
Ne okuyor, ne izliyor, ne dinliyor?
“Ben pek dizici değilim. Doğrusu son senelerde sektöre dönmeden önce hiçbir şey seyretmedim. Ama şimdi baktığımda seyretsem iyi olurmuş. Sektör kendini inanılmaz geliştirmiş. Televizyonla fazla vakit geçirmeyi sevmiyorum. Şimdi yapılan işleri seyrediyorum oyunculuk ve senaryo bakımından ilerleme var. Yabancı dizilerden ise Narcos ve Black Mirror seyrettim. Rus edebiyatını çok severim. Shakespeare çok severim. Onlar benim başucu kitaplarım ama açıkçası şu aralar çok fazla okuyamıyorum. Müzik olarak ise caz dinliyorum.”