Ünlü yapımcı Türker İnanoğlu, bomba etkisi yaratacak açıklamalarda bulundu. İnanoğlu, Cüneyt Arkın hakkında inanılmaz açıklamalar yaptı. İşte o inanılmaz açıklamalar ve detayları haberimizde…
Cüneyt Arkın, parayı duyunca hırsından hüngür hüngür ağlamış!
Ünlü sinema yapımcısı Türker İnanoğlu, Yeşilçam’ın yaşayan son sanatçılarından Cüneyt Arkın hakkında inanılmaz açıklamalarda bulundu. Sözcü Gazetesi’nden Nil Soysal’a röportaj veren Türker İnanoğlu, Cüneyt Arkın’ın şimdiye kadar hiç duyulmamış sırlarını ifşa etti.
İşte Türker İnanoğlu’nun röportajında gündeme getirdiği Cüneyt Arkın hakkındaki o açıklamalar:
Cüneyt Arkın Eskişehirli mütevazı bir ailenin oğlu. Çok terbiyeli, çok beyefendi bir adam. İyi de bir tıp doktoru. Tıp fakültesini de, liseyi de burslu okumuş. Hatta o bursun karşılığını sonra ödedi de. Recep Ekicigil’in Artist Mecmuası’nın düzenlediği yarışmada birinci oldu ve oradan girdi sinemaya. Bendeki Cüneyt’in ikinci filmiydi. Ama ufacık bir rolü vardı. Orhan Günşiray başrolü oynuyordu. Cüneyt de genç bir öğretmeni canlandırmıştı. Cüneyt çift ruhlu bir adam. Alkol problemi vardı. İçki içmediği zaman dünyanın en beyefendi adamıydı. İçtiği zaman ise agresif ve tecavüzkar olurdu. Eşi Betül Arkın bir evliyadır! Peygamber gibi kadındır! Cüneyt’in hayatını o kurtarmıştır! İstanbul’un en köklü ailelerinden birinin kızıdır Betül. Çok iyi eğitimi vardır. İngilizce bilir, Fransızca bilir. Ailenin muhalefetine rağmen evlendi Cüneyt’le. Çocukları da o yetiştirdi. Babası yanılmıyorsam kimyagerdi. Onun sayesinde bir ilaç buluyor. Bu ilacı suyuna, sütüne, çayına katınca, alkolden nefret ediyorsun. Ama öyle gidip eczaneden filan alamıyorsun. Türkiye’de yok zaten. Getirtmek de öyle kolay değil o zaman. Betül bunu ilk bana söyledi. Dedim ki; “Ben getirttiririm bu ilacı. Londra’da bir Ermeni eczanesi vardır tanıdığım. Onu aradım. “Bizde var bu ilaç” dedi. Ondan alıyorduk. Cüneyt’in haberi yoktu. İlacı ona gizlice veriyorduk. Sadece Betül, şoförü Yılmaz, menajeri Leon Sason ve ben biliyorduk. Eğer evdeyse Betül sabah çayına, ya da çorbasına katıyordu. Setteyse aynı işi şoför Yılmaz, ya da Leon Sason yapıyordu. Bu sır tam yedi yıl sürdü! Cüneyt bu sayede içkiyi bıraktı. Türkiye’de tanıştığı İtalyan bir sanatçı var o zaman. Kız Türkiye’de film çekmiş. Cüneyt’i arıyor otelden. Buluşuyorlar, bara gidiyorlar. Kızın ağzını burnunu kırıyor barda. Haydi karakola. Musevi asıllı bir menajeri var. Leon Sason. Yaşıyorsa Allah ömür versin. İsrail’e gitmişti en son. Gece beni yataktan kaldırdı. “Ağabey” dedi “Biz karakoldayız!” “Oğlum ben ne yapabilirim. Türkiye’de olsak yaparım da, burada kimi tanırım” dedim. Sonra hatırladım… Pineski adlı önceden tanıdığım bir yapımcı vardı. Onu bulduk, aldık götürdük karakola. Kızla konuştu. Kızı yumuşattılar, davasından vazgeçti. Döndük geldik otele. Ama Cüneyt o kadar mahcuptu ki… Normalde çok da efendi adamdır zaten. Daha karakolda ayılmıştı. Utancından kafasını kaldıramıyordu. İstanbul’da da sık sık olay çıkarırdı. Artık iş öyle bir hale gelmişti ki; millet buna bulaşıp, gazetelere düşüp, şöhret olma peşindeydi. Bir akşam Elmadağ’da bir gece kulübünün önünde yine biri buna laf atıyor. Bu da küfür ediyor. Adam da uyanık tabi; “Bana küfür etti” diye karakola gidiyor… Her gece ararlardı beni. O gece de yine bir yerdeyim. Benim evde de yardımcı Mihriye Hanım var. Geldim eli ayağı titriyor. “Ne oldu” dedim. “Cüneyt Arkın yine olay çıkarmış” Bazı uyanıklar da bundan para koparmak için dayak yerdi! Sonra gidip davacı olurlardı. Cüneyt yıllarca kazandığı paranın bir kısmını tazminatlara ödemek zorunda kaldı! İtalyan Giuliano Gemma, Fransız Belmando ve Türk Cüneyt Arkın… Avrupa gazetelerinde çıktı bu. Dublörsüz oynayan oyuncular diye başlık atıldı. (Kırmadığı yeri kaldı mı?) Çok üzülüyorum… Şimdi onun neticesi zor yürüyor, çok zorlanıyor. Ayasofya’daki Aya İrini Kilisesi bugün konser alanı olarak kullanılan bir yer. O zaman harabeydi. Bizim plato gibiydi orası. Cüneyt çıkar, en tepeden atlardı. Tente gererlerdi ama, ne kadar gerersen ger… Ayıptır! Bugün dizilerde çok büyük paralar var. Haftada 50-60 bin lira kazanan oyuncular var. Aramışlar bunu. Bir rol ve çok küçük bir rakam teklif etmişler. Hırsından ağlamış! Koskoca adamı ağlatmışlar!