Türk müziği, Tarkan’ın yurt dışında verdiği konserlerden ibaret değil! Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli klarnetçilerden birisi olan Serkan Çağrı’yı görenler neden iş adamı zannediyor? Serkan Çağrı, yurt dışında sadece Tarkan’ın bilinmesinden neden rahatsız oluyor? İşte haberimizin tüm ayrıntıları…
Türk Müziği, Tarkan’ın Yurt Dışında Verdiği Konserlerden İbaret Değil!
Türk müziği, Tarkan’ın yurt dışında verdiği konserlerden ibaret değil! Ünlü klarnet ustası ve akademisyen Serkan Çağrı, bu yıl 7. kez düzenlediği Uluslar arası Klarnet Festivali vasıtasıyla samimi bir röportaj verdi. 8 – 17 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek festival’in hazırlık sürecini İlker Gezici’ye anlatan usta klarnetçi, bakın neler söyledi…
Bu festival için klarnetçi değil işadamı gibi çalıştım
*Uluslararası Klarnet Festivali, 7 yaşında… Nasıl doğdu bu festival?
Çok kolay bir şey değildi. Ben bundan bahsettiğimde; insanlar, bütün klarnetçiler toplanıp klarnet çalacağız sanıyordu. Bu düşünceyi kırmak için hâlâ çok çabalıyorum. Bu festivalin uluslararası bir boyutu olduğunu vurgulamaya çalışıyorum. Amacım sadece klarnet çalmak olsaydı, bu kadar insanı bir araya toplayamazdım. Değişik kültürden müziklerin yer aldığı, her türlü müziğin icra edildiği çok sesli bir festival olmasını istedik.
Hedefimiz dünyaya tanıtmak
*Festivali hayal ettiğiniz noktaya getirebildiniz mi?
Getirebildik… Sadece ülke sınırları içinde bilinen bir iş değil artık bu. Uluslararası boyuta ulaştı ve dünyanın birçok yerinde bilinir hale geldi. Turizm açısından da önemli bir iş. Bu anlamda bir özeleştiri yapmak gerekirse, sanatın gücünü yüksek kullanmamız gereken noktalarda Türk müziğini daha iyi yerlere getirmemiz gerekir. Türk müzik kültürünün dışarıya açılması gerekiyor.
Bunu da uluslararası festivaller düzenleyerek yapabiliriz. Uluslararası Klarnet Festivali, bu amaca hizmet eden bir festival olsun istiyoruz.
Türk müziği sadece Tarkan ile anılıyor!
*Bu festivalle Türk müziğini daha geniş kitlelere yayma düşüncesinde misiniz?
Sadece bu festival özelinde değil, bizim genel olarak Türk müzik kültürünün yurt dışına açılması gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada çok zayıfız. Hint müziği, Fas müziği biliniyor ama Türk müziği sadece Tarkan’la anılıyor.
Türk müziği, Tarkan’ın yurt dışında verdiği konserlerden ibaret değil. Çok zengin bir kültürümüz var. Bunların hepsini aktarmamız lazım. Mesela bozlak türünü tanıtmak istiyorsak, bunu bilmeyen bir yerde yapmamız lazım. Düşünsenize, bu festivali Keşan’da yaptığımı… Keşan’da herkes klarnet çalıyor; bunu bilinmeyen bir yerde yapmam lazım. En büyük hedefim, bunu yurt dışına pazarlamak. Bu tür festivalleri yurt dışına taşımamız lazım.
Beni gören klarnetçi değil, işadamı zanneder
*Bunun için de maddi imkanlar giriyor devreye herhalde…
Evet, maddi imkanlar için çok uğraşıyorum. İnanın klarnetime verdiğim enerjinin fazlasını bu sinerjiyi oluşturmak için harcıyorum. Beni gören klarnetçi değil, işadamı zanneder. ‘Üstad, sen klarnetçi değil miydin?’ diyorlar… (Gülüyor) Birilerinin taşın altına elini sokması gerekiyor. Klarnet deyip geçmemek lazım; o enstrüman başlığı altında o kadar çok açılım sağlayabiliriz ki… Çok şükür, klarnet festivali ile bunu sağladık. İstediğimiz noktaya geldi.
*Her yıl dünyada bilinen ünlü sanatçıları getiriyorsunuz. Şu ana dek en çok kimi getirmekte zorlandınız?
Dalaras vardı; siyasi de bir tarafı var… Yunanistan’a gidip onu buraya getirmek için elimden gelen müzisyenlik kredimi kullandım. Daha faşizan bir tutumu olduğunu sanıyordum ama dışarıdan bakıldığı gibi biri olmadığını, tamamen hümanist biri olduğunu öğrendim. Türkiye’ye gelmekten çok mutlu olmuştu.
Farklı müziklere açığız
*Uluslararası katılımcılar arasında, tanıştıktan sonra sizi şaşırtan oldu mu?
Natacha Atlas gelmişti, “Klarnet festivaliyle bu görkemi nasıl sağladınız?” diye şaşırmıştı. “Klarnet festivali yapıyoruz” deyince önce şaşırıyorlar. Çeşitli müzik kültürlerine açık bir festival yaptığımızı, her gecemizin bir anlamı olduğunu anlatıyoruz. Buluşmalar, dünya konserleri gibi konseptlerimiz var.
*Ustaya saygı konserleriniz de büyük ilgi görüyor…
Kayahan, Müslüm Gürses, Barış Manço, Aşık Veysel gibi isimleri andık. Bu konseri bu yıl Cem Karaca’ya ithafen yapıyoruz. 12 Eylül’de Cemal Reşit Rey’de Karaca anısına yapılacak konserde; İlkim Karaca, Yonca Lodi, Hakan Aysev ve Aydilge sahnede olacak.
*Davet edilecek sanatçıları neye göre belirliyorsunuz?
Bunu belirlemekte zorlanıyoruz. Bilet satışı, sanatçının takviminin uygunluğu ve çeşitlilik belirleyici oluyor. Daha önceki yıllarda çok yaptığımız bir şey olsun istemiyoruz. Sanatçının bilinen biri olması, pozitif ve müziğinin güçlü olmasını istiyoruz.
Başkan’ımızı yurt dışında farklı yansıtıyorlar
*Hayatınızın dönüm noktası ne?
Konservatuvara girmekti… 8 yaşından itibaren babamın yanında düğünlere gitmeye başladım. 1998’de Grup Laçin’le ‘Bekar Gezelim’ albümünü yaptığımızda o samimiyet herkese geçti ve büyük bir yükseliş yakaladım. Grubu bıraktıktan sonra eğitime yöneldim; hocalık yaptım, klarnet için metotlar yazdım. Birçok kişi kolay yoldan para kazanırken, ben geceler boyu klarnet üzerine çalıştım. Tırnaklarımla kazıdım, mütevazı olamam. Daha yapacağım çok iş var. Trakya’daki çocuklarla ilgili daha resmi çalışabilmek için Trakya Kültür Sanat Eğitim Vakfı’nı kurdum. Bu vakıfla genç yetenekleri destekliyoruz.
*Yurt dışında konserler veriyorsunuz, nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Sadece konser verip gelmiyoruz; bizi yakından tanımak isteyenler, Türkiye’yi merak edenler oluyor. Bana Başkan’ımızı soranlar oluyor. Birisi “Çok sinirli mi?” diye sordu, “Buradan sinirli görünüyor” dedi. Ben de “Buradan değil, oradan bakmanız lazım. Niye sinirlendiğini farklı yansıtıyorlar. Siz sinirli pozlarını görüyorsunuz ve öyle sanıyorsunuz” diye cevap verdim.