Son olarak Siccin 3: Cürmü Aşk ve Ateş isimli sinema filmleri ile izleyici karlısına çıkan genç oyuncu Büşra Ayaydın, tesettüre girdikten sonraki yaşadıklarını anlattı. İşte detaylar… Yaklaşık 2 ay önce tesettüre girerek kendisine yeni bir yol çizen genç oyuncu Büşra Ayaydın, ilk kez Siccin 3: Cürmü Aşk isimli sinema filminin galasında tesettürlü kameraların karşısına çıkmıştı. “Tesettürüm yüzünden birçok kapı kapanıyor” Tesettüre girme aşaması ve sonrasında yaşadıklarını anlatan ünlü oyuncu, “Tesettüre girme kararı alırken çok zorlandım. Tartıya koyuyorsunuz bazı değerlerinizi. Bir tarafta çok sevdiğiniz fani bir şey, diğer tarafta da olması gereken baki bir şey var.” şeklinde konuştu. Birkaç ay önce tesettüre giren oyuncu Büşra Ayaydın yaptığı açıklamada, çocukluğundan beri tesettüre girmeyi istediğini ve bir gecede ani bir kararla da kapandığını belirtti. Çocuk yaşlarda oyunculuğa başlayan Ayaydın, “Çocuk işçi sınıfında çalıştım. Geçmişe bakıldığı zaman, şu anki imkanlar bizde yoktu. Şimdi setlerde görüyorum, çocuk oyunculara pedagoglar geliyor. Oyuncu koçları var. O çocuk sahneye çıkmadan önce, psikolojik olarak hazırlıyorlar. Bizde öyle bir şey yoktu. Annem ezber yaptırır, beni role hazırlardı. Sende yetenek varsa çıkıp sergiliyorsun. Ekstra çıkıp kimse sana yardım etmiyordu. Okulla birlikte yürütmeye çalıştım ama okulda çok başarılı olduğum söylenemez.” şeklinde konuştu. Yaklaşık 15 senlik oyunculuk kariyerinde birçok yönetmen ve oyuncu ile çalıştığını belirten Büşra Ayaydın tesettüre girmeye nasıl karar verdiğini ve bunu nasıl hayata geçirdiğini şu sözlerle anlattı: “Tesettüre girme kararı alırken çok zorlandım. Tartıya koyuyorsunuz bazı değerlerinizi. Bir tarafta çok sevdiğiniz fani bir şey, diğer tarafta da olması gereken baki bir şey var. Ne taraf ağır basıyorsa, tercihleriniz de o yönde oluyor. Şimdi her şey çok yeni. Ben şansa inanmıyorum. Bir insanın kaderinde ne varsa o gelip buluyor er ya da geç. Her şeyin hayırlısı olsun. Oyunculuğu bırakmayacağım. Şu anki konumuma ya da bana uygun roller geldiği zaman değerlendireceğim.” Kapandıktan sonra ilk olarak sosyal medya hesaplarından önceki fotoğraflarını kaldırmak olduğunu söyleyen Ayaydın tesettür kararı almasının, 22 senelik hayatında edindiği birikimlerin meyvesi olduğunu ifade etti. “Benim bulunduğum camiaya göre radikal bir karar” Her ne sebeple olursa olsun yeniden eski haline gelmeyeceğini vurgulayan oyuncu, tesettüre girdikten sonra yaşadığı zorlukları şöyle anlattı: “Çevremden olumlu ya da olumsuz tepkiler tabii ki oluyor. Özellikle kapandıktan sonra aile ve arkadaş yönünden ne kadar şanslı olduğumu bir kez daha anlamış oldum. Halktan da o kadar güzel tepkiler aldım ki onlara da buradan çok teşekkür ediyorum. Bu, ‘yola çıkmak’ değil aslında, doğuştan itibaren fıtratımızda var. Bizim bulunduğumuz camiada böyle bir karar almak bence zor. ‘Radikal bir karar’ yazdım sosyal medya hesabımdan. O kelimeye takılanlar filan oldu. ‘Neresi radikal bunun’ diye. Tamam, belki tesettüre girmek radikal bir karar değil ama benim bulunduğum camiaya göre radikal bir karar.” “Sosyal medyada ‘Bir sürü kapı açılacak’ yorumları yapılıyor. Aksine, tesettürüm yüzünden birçok kapı kapanıyor. Bence bunun herkes farkında. Bir kapıyı kapayan bin kapıyı açar. Hangi kapıların açılmasını umduğunuz da önemli. Çalıştığım sektörde tesettürlü oyuncu yok. Bizim sektörde tesettür de zor aslında. Rızık kaygım yok. Olsaydı bu durumda olmazdım.” “Ben İslam alimi değilim” “Ben İslam alimi değilim. Yeni kapandım ve daha anlayışla, saygı çerçevesinde yorum yapılmasını bekliyorum. Farkındalığı artan bir insanın hemen dört dörtlük olmasını istiyoruz. Ona zaman tanımıyoruz. ‘Siyasi iktidar muhafazakar olduğu için kapandı, bundan sonra işleri açılır’ gibi tepkiler de aldım. Maalesef bunları da duydum. Tesettürlü olup da iktidar gibi düşünmeyen birçok insan var. Ön yargıyla yaklaşmamalarını istiyorum. Benim bu kararımda söylenebilecek en güzel şey, ‘Allah yolunu açık etsin’ demektir.” “‘Reklam için kapandın’ veya ‘Kapanmak için filmin galasını mı bekledin?’ diyenler var. Kapanmaya karar verdim ama zamanı belirleyemedim. Ailemle de konuştum. ‘Ateş’in galasından önce kapanmayayım dedim. Birkaç ay sonra ‘Siccin’ var. Ondan önce de kapanmayayım ama ölüm beni ne zaman bulacak. Bunu düşünmüyoruz. Onu da atlatayım, bunu da atlatayım derken belki öleceğim. Gerekçem, ‘Galalardan sonra kapanacaktım’ mı olacak? Çok mantıksız geldi. İsteyen istediğini düşünsün, sonuçta meyve veren ağaç taşlanır.”