Şöhret oldum diye herşeyin en pahalısını almadım! Türk Halk Müziğinin kraliçesi Belkıs Akkale, çok samimi bir röportaj verdi. Yeni projesinden hayata bakış açısına kadar birçok soruyu cevaplayan Belkıs Akkale, neler söyledi? İşte haberimiz hakında merak edilen tüm detaylar…
Şöhret oldum diye herşeyin en pahalısını almadım!
Şöhret oldum diye herşeyin en pahalısını almadım! Türk Halk Müziğinin kraliçesi Belkıs Akkale, Sabam Gazetesinden Tuba Kalçık’a oldukça samimi açıklamalarda bulundu. İşte Belkıs Akkale’nin o röportajı…
40 korumayla dolaşan sanatçılar, halktan mı korkuyorsunuz?
“- Türkülere olan ilginiz nereden geliyor?
Aileden geliyor. Terzi bir anne-babanın çocuğuyum. Evimizin bir odasını atölye olarak kullanırlardı.
Çalışırlarken radyoda sürekli türkü dinlerlerdi. Ben de radyoda çalan türküler eşliğinde büyüdüm. Muzaffer Akgün’e hayranlığım da o günlerden geliyor. Akgün, benim idolümdü. Sanat hayatımda da kendime hep onu örnek aldım. Sesimin güzelliği de babamdan geliyor. Rahmetli babamın sesi çok güzelmiş, köyünün sanatçısıymış. Babacığım bana müzik yaşamımda hep destek oldu.
Türküler barışın teminatı
– Zorluklar içinde geçen bir hayatınız olmuş. Bu durum hayata duruşunuzu nasıl etkiledi?
Zorluklar bazı insanları güçlendirir, bazılarını ise bitirir. Önemli olan ne olursa olsun onunla mücadele etmek ve ders çıkartmaktır. Çok genç yaşta zorluklar yaşadım. Babam iflas etti. Küçük yaşta çalışmak için babamla Ankara’ya gittim. Bunlar bana tutumlu olmayı, abartıdan uzak yaşamayı öğretti. Şöhret oldum diye, her şeyin en pahalısını almadım. Halkımız sayesinde sanatım bana güzel bir standart sundu ama bunları da har vurup harman savurmadım.
Ben halk sanatçısıyım. Bu bir kültür ve gelenektir, hayatıma da bunu yansıtıyorum. Her hareketime, konuşmama, özel yaşamıma dikkat ettim. Abuk sabuk konuşmalarla, hareketlerle halk sanatçısı olamazsın. Halkımız kim samimi, kim değil anlıyor. Sahnede neysem özelimde de öyleyim. Halktan biriyim, öyle de yaşıyorum. Ev işimi kendim yapıyorum, çarşıya, pazara gidiyorum.
Sanatçı halktan kopmamalı.
Şimdi bazıları 40 korumayla geziyor. Seni o yere getiren halktan mı koruyorsun kendini? İlmek ilmek örerek geldim bugüne. Sesimle, emeğimle, çalışarak, halkımızın sevgi ve desteğiyle bu noktaya geldim. Beni yalnız bırakmayan sevenlerim, yanıma gelip fotoğraf çektirmek isterse onları asla geri çevirmem çünkü ben onlardan biriyim. Bir de hayatta her şey paylaşınca çoğalır, güzelleşir. Ben de, eşim de paylaşmayı seviyoruz.
Dünyaya getirdiğim evlat bir tane ama yakından ilgilendiğimiz çok çocuğumuz var. Elimizden geldiğince onlara destek veriyoruz. Bunun yanı sıra, zor günlerimde bana el uzatan insanları da unutmadım. Ölene kadar onlara destek olacağım.
– Bu coğrafyanın ezgilerini farklı kılan şey nedir?
Duygudur, yaşanmışlıklardır. Halk müziği çok derin ve zengin bir kültür. Bu kültürümüze daha çok sahip çıkmalıyız ve onu korumalıyız. Kültür Bakanlığı’na burada çok iş düşüyor. Bakanlığımız, türkülerimiz üzerine uzmanlaşmış kişileri görevlendirmeli öncelikle. Uzmanlar bölgelere, yörelere gidip henüz keşfedilmemiş ezgilerimizi, halk oyunlarımızı araştırarak bunları gün yüzüne çıkarmalı.
Nereyi kazırsan altından kültür fışkırıyor
Türk boylarının kurulduğu günden itibaren türküler hep var olmuştur bu topraklarda. Çünkü Anadolu’da yüzyıllardır insanlar kendilerini türkülerle ifade etmiştir. Ağlar türkü yakar, sever türkü yakar, isyan eder türkü yakar. Ben bir türkü dinlediğim zaman onu normal bir müzik gibi dinlemem.
Hangi duyguyla o türkünün yakıldığını, kullanılan her bir kelimenin neden kullanıldığını bilirim. Kalbimle dinlerim türküleri. Türkülerimizi korursak kültürümüzü de korumuş oluruz. O kadar özel bir coğrafyada yaşıyoruz ki… Nereyi kazırsan altından kültür fışkırıyor. Ben bu ülkenin kültürüne hayranım. Biz ait olduğumuz bu toprakların kültürüne gereken değeri vermeliyiz. Ben hep bunu yapmaya çalıştım. Daha güzel bir gelecek için türkülerimizin kıymetini bilmeliyiz ve onlara sahip çıkmalıyız.
Toplumsal barışın teminatıdır türküler; birleştiricidir. Ben de bir halk müziği sanatçısı olarak kavgadan uzak, hoşgörülü, birleştirici ve barıştan yana olmaya çalıştım. Sanatçılar birleştirici olmalı, ayrıştırıcı değil. Kavganın kimseye faydası yok. Bayrağımız da, vatanımız da bir, bu ülke hepimizin.
Bu dönemde din, dil, ırk ayırt etmeden kucaklaşmaya, birbirimize hoşgörü ile yaklaşmaya ihtiyacımız var. Ayrışmanın değil, birlikte olmanın zamanı. Toplumda bunu sağlayabilmek önce siyasetçilere ve sonra da biz sanatçılara görev düşüyor. Bir sanatçı olarak, ülkemdeki eksik yönleri de çekinmeden söylerim. Bunu, ayırt etmeden her iktidar döneminde yaptım, yaparım da. Türkiye olarak daha iyi bir noktaya gelebilmemiz için sanatçı olarak bunu da yapmam gerektiğini düşünüyorum.
Ayrımcılığa hep karşı çıktım
– Bir röportajınızda “Atatürk’ü de, Hacı Bektaş’ı da, Mevlana’yı da sevebilirim, kimse bizi ayrıştırmasın” demiştiniz…
Hayatımda hiçbir şeye siyasi bakmadım. Herkesi kucaklayan biriyim. Hep de ayrımcılığa karşı oldum. Sanatçı, birleştirici ve barıştan yana olmalı. Eşim Alevi, ben Sünni’yim mesela. Kendisi çok özel, kalbi merhamet dolu biri. Dünyaya yine gelsem yine onunla evlenirim. Hangi dilden, dinden, ırktan ve mezhepten olursak olalım birbirimizi ayrıştırmadan kucaklamalıyız.
Bu topraklarda kardeşçe yaşamak zorundayız. Geleceğimiz için, bayrağımız için, vatanımızın bütünlüğü için bunu yapmak zorundayız. Atatürk’ün kurduğu cumhuriyeti ilelebet yaşatmak için kavgaları bir kenara bırakıp kucaklaşmanın vaktidir.
Devletimizden sanatçılarımız için yeşil pasaport talep ediyoruz
– Müzik Yorumcuları Birliği’nin yönetim kurulundasınız. Telif haklarıkonusunda çalışmalarınız var. Biraz bahseder misiniz?
2 bin üyemiz var. Bizim sadece telif hakları konusunda çalışmalarımız yok; sanatçıların mesleki sorunlarını çözmek ve haklarını korumak için de çalışmalar yapıyoruz. Birlik olarak devletimizden sanatçılarımız için yeşil pasaport talep ediyoruz.
Diğer talebimiz ise; en alt gelirde olan bazı sanatçılarımızın sağlık sigortaları yok, sigortalı olmalarını talep ediyoruz. Devletimizden bize bu konularda destek bekliyoruz.
Dünyanın en güzel ülkesinin kıymetini bilelim
Atatürk sevginizi her platformda dile getiren birisiniz…
Atatürk sevgisiyle büyümüş biriyim. Şu an bu güzel topraklarda özgürce yaşıyorsak bunu Kurtuluş Savaşı mücadelesi vermiş insanlara borçluyuz.
Hepimizin Mustafa Kemal’e, silah arkadaşlarına ve aziz şehitlere vefa borcumuz var. Zorlu mücadeleler sonrası kurulan dünyanın en güzel ülkesinin kıymetini bilmeliyiz. Kurtuluş mücadelesi ruhuna toplum olarak yeniden dönmeliyiz. Fikirlerimiz ayrı olabilir ama ortak değerlerimizdir bizi bir arada tutan. Bunu unutmamalıyız.
Bir Ahde Vefa albümü hazırlıyorum
– Yeni bir projeniz var mı?
Bir ahde vefa albümü hazırlıyorum. Geçmişten bugüne türkülerimize emek vermiş ozanlarımız ve büyük ustalarımız için hazırlıyorum bu çalışmayı. Genç sanatçılarla düet yapacağım. Albüm, Nisan gibi çıkacak.”