Ünlü oyuncu Şinasi Yurtsever, oyunculuk hakkında çok özel açıklamalarda bulundu. Yurtsever, “Oyunculuk hayal kırıklıklarıyla dolu olan çok zor bir meslek. Her oyuncunun bir B planı olmalı, benimkisi ise yazarlık.” dedi. Detaylar haberimizde…
Şinasi Yurtsever’den özel açıklamalar
Komedi filmlerinin aranan ismi Şinasi Yurtsever, ‘Çalgı Çengi’, ‘Kardeş Payı’, ‘İşler Güçler’ gibi projelerin ardından ‘Arapsaçı’ ile izleyici karşısına çıktı. Günaydın’a röportaj veren Şinasi Yurtsever, filmi hakkında detaylar verirken, rolünü ve gelecekteki kariyer planlarında söz etti.
İşte Şinasi Yurtsever’in o röportajı:
Filmdeki rolünüzden bahseder misiniz?
Birbirleriyle alakası olmayan karakterlerin yollarının nasıl kesiştiğini anlatıyor film. Ben iş yapmadan para kazanmanın peşine düşen ‘Tekin’i oynuyorum.
Siz de ‘Tekin’ gibi bir şekilde ‘yırtmaya’ çalışanlardan mısınız?
Hayır, değilim. Sınavlara girdim, okulları kazandım. İşsiz kaldım. Küçük-büyük rol ayırt etmeden oynadım. 22 senedir dişimle tırnağımla bu sektördeyim. Son yedisekiz senedir yırttım ama bileğimin hakkıyla yırttım.
Şöhret anlamında mı?
O dünyanın kurallarına göre yaşamak diye bir şey var; beceremiyorum o işleri. Yaptığım işlerle gündeme gelen biriyim. ‘Çalgı Çengi’, ‘İşler Güçler’, ‘Kardeş Payı’, ‘Düğün Dernek’le öyle bir ivme yakaladım ki, peşinden reklam filmleri geldi. Bu açıdan yırtmam tamamen oynadığım karakterlerle oldu.
Bunda rol arkadaşlarınız Murat Cemcir’le Ahmet Kural’ın da payı var…
Tabii ki, hep beraber yırttık. Güzel yırttık ama. Biz onlarla kader arkadaşıyız. Onlarla yaşadığımız şey çok farklı. Gücümüz yokken, popüler değilken, paramız yokken birbirimize inandık. Zor anlarında yanında olanları hayatından çıkarmayacaksın. Şu an hayatımdaki en önemli insanlar.
Bu sektördeki ilk zamanlarınız zor mu geçti?
Evet, dört-beş senem çok zor geçti. Ciddi efor sarf ediyordum ama karşılığını alamıyordum. Çok komik paralara insanüstü çalışıyordum. “Burada bir terslik var, dizi oyunculuğu böyle bir şeyse, yapmayayım” deyip yazarlığa geçtim, üç sene yazarlık yaptım. Birol Güven’le ‘Ayrılsak da Beraberiz’i yazdık. Atv’de ‘Hadi Uç Bakalım’ diye bir iş vardı, onu yazdım. Oyuncunun her zaman bir B planı olması lazım; benimki yazarlık. Yıllarca dublaj yaptım. Akşam eve geldiğimde sesim çıkmıyordu; çok yıpratıcıydı.
Hep oyuncu mu olmak istediniz?
Sosyoloji okudum ama okul hayatım boyunca hep sahneye çıktım. Baktım tiyatro hep karşıma çıkıyor, ailemden habersiz sınavlara girdim. Ama oyunculuk çok zor çünkü işler göründüğü gibi değil. Ben 1973 doğumluyum. Benden iki kuşak sonrası daha sabırsız. Bana “Oyuncu olayım mı?” diye soranlara, ben de “Sabırlı biri misin?” diye soruyorum. “İki senede ünlü ve zengin olmak istiyorum” diyorsa, ben de “O zaman olma” diyorum. Bu iş hayal kırıklıklarıyla dolu.
Sosyal medyada hakkınızda hep olumlu yorumlar var…
Bunlar hoşuma gidiyor. Antipatik bir adammışım gibi algılanmak istemiyorum.
Genelde parayla derdi olan adamları oynadınız. Sizin parayla aranız nasıl?
Para konfor sağlayan bir şey. Zaruret kısmını karşılayacak kadar paran varsa oradan artırıp bir şeyler yapabilirsin.
‘Akarken doldurmak lazım’ diyenlerden misiniz?
Hayır. Benim en korktuğum şey; beğenilmemek, rezil olmak. Sadece para için gelen çoğu işi kabul etmiyorum. Reddettiğim işleri toplasan gayet iyi bir meblağ çıkıyor. Şener Şen bunu yaptıysa biz de yapabiliriz. Şen’in 10 yıl iş yapmadığı zaman oluyor. Sırf para kazanmam lazım diye düşünerek hareket edemez miydi? Paraya tamah etseydi şu anki saygınlığında olmayabilirdi. Ben de Şen’in yolundan ilerliyorum.