Bir yanda konserler bir yanda setlerle yoğun bir dönem yaşayan Şevval Sam ile yapılan röportajda ünlü isim önemli açıklamalarda bulundu.
Yasak Elma dizisindeki Ender rolü ile geçtiğimiz sezonun en çok konuşulan oyuncularından birisi olan Şevval Sam, bir yandan da müzik kariyerine devam ediyor. Sahne ile setler arasında yoğun bir hayat yaşayan buna rağmen hayatında mutlu ve enerji olarak görülen Şevval Sam, müzik tercihlerinden günlük yaşamına kadar oldukça samimi açıklamalarda bulundu.
“Evde şarkı söylemek bir nevi konuşma biçimi”
Ailesinden dolayı şarkı söylemeye küçük yaştan itibaren alıştığını ve başka bir meslek düşünmediğini söyleyen Şevval Sam, “Bizim evde şarkı söylemek bir nevi konuşma biçimi… Kuşlar uçar, balıklar yüzer, biz şarkı söyleriz.” dedi. Sesinin güzel olmasının bu noktada kendisine avantaj sağladığını vurgulayan sanatçı, sesinin kötü olması halinde ne olacağı sorusuna ise “En acısı da o olurdu değil mi? Deli gibi şarkı söylemek istiyorum ama sesim kötü! Şükür ki öyle bir şey olmadı. Bir de şu var, insanlar kendi parmak izlerini, kendi yeteneklerini aramak yerine başkalarını kendilerinde arıyorlar.” dedi.
Şevval Sam’ın pişmanlığı ne?
Hayatındaki pişmanlığın eğitim olduğunu belirten Sam, Mimar Sinan Üniversitesi Heykel Bölümü’nü kazanmasına rağmen gitmediğini ve bunun da kendisi için pişmanlık yarattığını belirtti. Pişmanlık gerekçesini “Tabiatım daha içe dönük olduğu için belki kendi içime dönme noktasında tatmin olabilirdim. Fakat şarkı söylemeyi seçerek dengeyi sağladım. Dediğim gibi zaten içe dönük bir bireyim ama çok dışa dönük bir iş yapıyorum. Böylece hem içsel sorgulamalarımı yapıyorum hem de dışarıdan beslenmeye devam ediyorum. Bu güzel bir denge. Eğer bu içe dönüklükle heykele yönelseydim, muhtemelen çok izole bir hayatım olurdu.” şeklinde açıklayan başarılı isim, farklı alanlarda başarılı olsa da bu pişmanlığı hala yaşıyor.
Neden oyunculuk?
Oyuncu olma noktasındaki hikayesini de anlatan Şevval Sam, yeniden dönüşü ve mevcut rollerini değerlendirdi. “Yakın zamana kadar genelde çok benzer roller oynadım. Çalışma koşulları da çok zordu. O yüzden 8 sene ara verdim oyunculuğa. O 8 senede de 8 albüm yaptım. Yani müzik devreye girdi, sanatsal akıştan ve enerjiden uzak kalmadım. Sadece rota değiştirdim. Oyunculuğu çok özlemiştim ve enerji olarak da artık yavaş yavaş çağırmaya başlamıştım. Tam o dönemde “Bodrum Masalı” teklifi geldi. 2016 senesi… 42 bölüm çektik. 1.5 seneye yakın Bodrum’da yaşadım. Harika bir süreçti benim için. 10 dönümlük mandalina bahçesinin içinde kaldım, her gün kuş sesleriyle uyandım. Komşumdan taze süt ve yumurta aldığım, yarı şehir yarı köy hayatı bir dönemdi. Bir yandan da sevdiğim işi yapıyordum.” diyen sanatçı, bu sözleri ile röportajını sonlandırdı.
