Ana SayfaDizilerSen Anlat Karadeniz oyuncularından Ulaş Tuna Astepe İle İrem Helvacıoğlu Cannes'e Damgasını...

İlgili Postlar

Sen Anlat Karadeniz oyuncularından Ulaş Tuna Astepe İle İrem Helvacıoğlu Cannes’e Damgasını Vurdu!

Son dönemin fenomen dizileri arasında yer alan Sen Anlat Karadeniz, izleyiciler tarafından ilgiyle takip ediliyor. Ekranın fenomen dizilerinden Sen Anlat Karadeniz, yeni sezona hızlı girişi ile dikkat çekti. Cannes’daki MIPCOM fuarına damga vuran atv dizisi ‘Sen Anlat Karadeniz’in iki yıldızı İrem Helvacıoğlu ile Ulaş Tuna Astepe’den samimi açıklamalar…

Sen Anlat Karadeniz Dizisi Oyuncuları Kimdir?

Ulaş Tuna Astepe ve İrem Helvacıoğlu Cannes’e damga vurdu…

Geçtiğimiz günlerde Cannes’da gerçekleşen, dünyanın en büyük TV içerik fuarı MIPCOM’da fırtına gibi eserken, fuara damga vuran dizi ‘Sen Anlat Karadeniz’ oldu. Reyting rekortmeni dizinin iki yıldızı İrem Helvacıoğlu ile Ulaş Tuna Astepe, fuara dizinin yapımcısı ve yönetmeni Osman Sınav ile birlikte katıldı. Fuar boyunca ilgi odağı olan İrem Helvacıoğlu ve Ulaş Tuna Astepe, Cannes’da GÜNAYDIN’ın sorularını yanıtladı. Dizinin ‘Nefes’ ile ‘Tahir’i, samimi açıklamalarda bulundu. İşte detaylar…

 

Ulaş Tuna Astepe 

İrem Helvacıoğlu 

Dizinin ‘Nefes’ ile ‘Tahir’i, samimi açıklamalar…

– İrem Hanım, dizide şiddete maruz kalan bir kadını canlandırıyorsunuz. Oynadığınız rol,ruhsal açıdan oldukça yıpratıcı. Nasıl hazırlandınız rolünüze?

İREM HELVACIOĞLU: ‘Nefes’, gerçekten çok zor bir karakter. Ben şiddete maruz kalmadım, çocuğum yok. ‘Nefes’i algılayabilmek için önce bir psikologla derin bir çalışma yaptık. Şiddete maruz kalmış bir kadının, başkalarıyla ve çocuğuyla diyaloglarıyla ilgili çalışmalar yaptık. Osman Hoca’yla birlikte “Ben böyle düşünüyorum, siz nasıl düşünüyorsunuz?” şeklinde ilerleyen, sonra da bu hale getirdiğimiz bir karakter oldu.

– ‘Tahir’ çok cesur, tutkulu ve coşkulu bir karakter. Siz nasıl bakıyorsunuz karakterinize?

ULAŞ TUNA ASTEPE: ‘Tahir’, yerel bir halk kahramanı galiba; öyle oldu bir yılın sonunda… Bizim hikayelerimizde; Hollywood’un tersine, süper güçleri olan, uçabilen kahramanlar yok. Cesaretiyle, yüreğiyle, tutkusuyla, doğruluğuyla nam salmış, gerçek olabilecek karakterler var Anadolu edebiyatında, destanlarda… ‘Sen Anlat Karadeniz’ de galiba bunların sonuncusu. Karadeniz’de de böyle karşılandı dizi. Bir gün merkezde çekim yapıyorduk, insanlar etrafımızda seti izliyordu. Bir baba beni göstererek, “Oğlum, bak bu Karadeniz” dedi. ‘Tahir’le gurur duydum. ‘Tahir’; bana da ilham ve güç veren bir karakter. Destanlarımızın böyle bir faydası oluyor topluma; insanlara gayret veriyor. Aile içi şiddette ilk refleksimiz, ‘Bu onların özel hayatı, müdahale etmeyelim’ şeklinde oluyor. Ama ‘Tahir’ bunu yapmadı, ‘Nefes’in bileğindeki morlukları gördüğünde, ‘Bu evli bir kadın, onların özel hayatı’ falan demeden, “Bu ne?” diye sordu. Yani müdahale etti ve elini bir daha hiç bırakmadı.

– Dizi, ‘Nefes’ ile ‘Tahir’in destansı aşkını da anlatıyor. İki aşık, tüm zorluklara berabergöğüs geriyor. Günümüzde böyle aşklar kaldı mı sizce?

U.T.A.: Tabii ki kaldı, bu hikayeler hâlâ yaşanıyor. Bize gelen mesajlardan da bunu görüyoruz; çok tanıdık öyküler anlatıyorlar. Ama bu kadar destansı bir aşk var mıdır, bunu bilmiyorum. Zaten bu kıyaslanamaz; her ilişki kendine hastır ve anlatılmaya değerdir. Bir aşkı seçip hikayesinin peşinden koşuyoruz ama hepsi kıymetli.

– Şiddet sahneleri de izledik. Bunları çekerken zorlandınız mı?

İ.H.: Gerçekten çok zorlandım. İlk bölümdeki şiddet içerikli sahneleri bir günde çektik. Hep ‘Sekiz yıl şiddet görmüş bir kadın nasıl bir yorgunluktadır?’ diye sorguluyordum. O sahneleri çektikten sonra o kadar yoruldum ki, Osman Hoca’ya “Bir günde yoruldum” dedim. Bir gün çekimlerde dizlerim morarmıştı, Osman Hoca’ya “Bunların da görünmesini istiyorum” dedim. Suda boğma ve kemer sahnesini çekerken de çok zorlandım. Kemer sahnesi de beni çok etkiledi. Bazı sahnelerde sinirlerim çok bozuldu; “Bunlar gerçek, hayatın bir yerinde birilerinin yaşadığı şeyler” deyip ağladığım yerler var. ‘Nefes’i oynamak zor.

– Kadına şiddet tüm dünyada büyük bir sorun… Siz nasıl tepkiler alıyorsunuz?

İ.H.: Sosyal medyada, ‘Ben de bunu yaşadım, umut oldun bize.

Şimdi boşanıyorum’ ya da ‘Ailemle yeniden bir araya gelip mücadele ediyorum. Yaşamama umut oldun’ diyen insanlar var. Bunları duymak, bir kadının güçlü bir şekilde durabildiğini, bununla mücadele edilebildiğini göstermek, ‘Başka çarem yok, bu şiddete maruz kalmak zorundayım, bir yere gidemem’ fikrini ortadan kaldırabileceğimi düşünmek çok güzel. Hep birlikte buna sebep oluyoruz.

– ‘Nefes’in cesareti ve kararlılığı, şiddet gören kadınlara örnek oluyor diyebilir miyiz?

İ.H.: Bence evet… ‘Nefes’, bir bölümünde psikoloğa “23 kez kaçmaya çalıştım” diyor. Defalarca kaçmayı denemiş ve hiç vazgeçmemiş. “Kaçacağım, yakalanacağım. Belki bedelini ağır ödeyeceğim ama yine de çocuğumu ve kendimi bu hayattan kurtaracağım” diyor. Sokaktaki herkesin bir karşılığı var dizide. ‘Tahir’, ‘Nefes’e destek oluyor, ‘Asiye’ hiç şiddet görmemiş olmasına rağmen hemcinsine destek oluyor. ‘Saniye’, sadece kendi çocuklarını düşünüyor. Bunlar, aslında gerçek hayatta da gördüğümüz profiller. Biri, ‘Sana ne el âlemden? Nasıl evli kadını alıp getirebildin?’ diyor. ‘Tahir’ ise ‘Bu hayattan kurtulabilirsin’ diye ona umut oluyor.

– ‘Sen Anlat Karadeniz’in yurt dışında da bu kadar beğenilmesini siz nasıl karşılıyorsunuz?

U.T.A.: Bu reaksiyon, hikayemizin evrensel olduğunu gösteriyor. Diziyi ilk önce Karadeniz insanı sahiplendi, sonra Türkiye… Şimdi de bu hikaye dünyanın birçok ülkesine yayılıyor. İnsanın özüne dair bir şey anlattığımızı ve bunu gerçekçi bir şekilde yaptığımızı gösteriyor tepkiler.

– Dizinin Youtube’daki izleyici profilinin yüzde 60’ı kadın. Şiddet kurbanı kadınlara neler söylemek istersiniz?

İ.H.: Hiç kimse bu hayatı ağır şartlarda yaşamak zorunda değil. Bence herkesin içinde ‘Nefes’ gibi güçlü bir kadın var. Kadınların aslında bir tarafının savaşçı olduğunu düşünüyorum. Şiddet gören kadınların umudunu kaybetmemesini istiyorum. Tek söyleyebileceğim; güçlü olsunlar.

– Siz oynadığınız karakteri nasıl buluyorsunuz?

U.T.A.: ‘Tahir’; mert, cesur, yiğit bir Karadeniz delikanlısı. Oraların deyimiyle has uşak ama bununla beraber aşkını, sevdasını yaşamaktan ve bunu göstermekten çekinmeyen bir karakter.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler