Selvi Boylum Al Yazmalım filmiyle ilgili 40 yıl sonra gelen itiraf bir hayli dikkat çekici oldu.
Usta senarist ve yönetmen Ali Özgentürk, 70 yıldır 500’den fazla defterde tuttuğu notlarını ‘Gizli Defterlerim’ kitabında bir araya getirdi. Bu kitap dolayısıyla verdiği röportajda Türk sinemasının efsane filmlerinden Selvi Boylum Al Yazmalım’a da değinen Özgentürk filmle ilgili şaşırtıcı bir anısını paylaştı.
‘Gizli Defterlerim’ adlı kitabıyla ilgili olarak Hürriyet’ten İpek Özbey’e konuşan senarist ve yönetmen Ali Özgentürk, şaşırtıcı açıklamalarda bulundu. Bir arşiv niteliği taşıyan kitabından ilginç kısımlar da paylaşan Özgentürk’ün belki de en şaşırtıcı açıklaması Selvi Boylum Al Yazmalım adlı filmle ilgili olandı… Özgentür 40 yıl sonra gelen itirafında şunları söyledi:
“Finalde Türkan Şoray’ın oynadığı Asya, aşık olduğu İlyas’ı (Kadir İnanır) değil, ona emek veren Cemşit’i seçiyordu. Şoray, “Asya, İlyas’a dönsün” diye tutturdu. Çünkü star, stara dönermiş. ‘Filminiz sizin olsun’ diyerek bavulumu topladım. Rüçhan Adlı (Şoray’ın o dönemki hayat arkadaşı) bana hak verdi. Şoray’ı ikna etti.”
Kadir İnanır’dan kötü haber! Apar topar ameliyata alındı, şimdi yoğun bakımda!
İşte röportajdaki dikkat çeken kısımlar:
‘SEVGİ EMEKTİ’ repliğini kızıma bakarken yazdım
‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ın senaristiydiniz. Türkan Şoray filmin sonunu değiştirmek istemiş, sonra…
– Finalde Türkan Şoray’ın oynadığı Asya, tutkuyla âşık olduğu İlyas’ı (Kadir İnanır) değil, ona ve çocuğuna emek veren Cemşit’i seçiyordu. Ben senaryoyu böyle yazmıştım ama çekimler sırasında Türkan Şoray, “Asya filmin sonunda İlyas’a dönsün’ diye tutturdu. Çünkü star, stara dönermiş! Atıf (Yılmaz) Abi de onay verdi. “Filminiz de finaliniz de sizin olsun” diyerek bavulumu topladım. Yola düştüm. Bir araba gelecek, beni alıp gidecek. O sırada Rüçhan (Adlı) Bey’le karşılaştık. Çok nazik bir adamdı. “Siz niye çekimde yoksunuz” dedi. Anlattım. Haberinin olmadığını söyledi. İzah ettim, “Türkan, Kadir’e döner ve hoş bir final olur ama bu hakikat değil” dedim. Hak verdi, “Ben ikna ederim” dedi, etti de…
Filmden bugüne taşınan bir replik: “Sevgi neydi; sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti.” Sosyal medyada da yaygın kullanılan bu sözlerin ilginç bir hikâyesi var...
– O sırada Işıl Özgentürk’le evliydim. Atıf Abi, bu senaryoyu yazmamı istedi. Bir sene falan sürdü yazması. Bugüne kadar da beş kuruş almış değilim bu işten. Evimize Işıl bakıyordu. Ben de bebeğimize bakıyordum. Karda onu, arabasıyla Erenköy Kız Lisesi’nin bahçesine götürüyordum. Bu replik oradan çıktı. Ona verdiğim emekten doğdu. Ki annem 11 çocuk doğurdu. İkisi yolda vefat etti. Daha birini sevmeye fırsat bulamadan, öbürü doğuyordu. En büyük çocuk bendim, çocuklarını iyi yaşayamadı annem. Kızım Dünya’ya bakarken hep annemi hatırladım. Annem bu kadar çocuk yaptığı halde, çocuksuz kalmıştı. Ölümünde de gizli bir intihar sezdim. Yanlışlıkla tarım ilacı içecek kadar akılsız değildi.
Atıf Yılmaz’a repliği götürdüğünüzde ne dedi?
– “Ne demek lan bu, sen sosyalist olduğun için bunu yazdın” dedi. “Atıf Abi, ben evde bir bebek bakıyorum, ona bakarken yazıyorum” deyince şaşırdı. Bir tuhaf oldu. Gözünden bir damla yaş aktığını gördüm. (Gözleri doluyor) Atıf Abi bu senaryoyu en duyarlı çekebilecek tek yönetmendi. O olmasaydı ne bu senaryo olurdu ne de film…