Yapımını Süreç Film, yapımcılığını Ali Gündoğdu ve İnci Gündoğdu’nun üstlendiği, çarşamba akşamları Kanal D’de izleyicisiyle buluşan, çekimleri Ayvalık’ta gerçekleşen sevilen dizi ‘Üç Kız Kardeş’de ‘Sadık’ karakterini canlandıran Reha Özcan’dan samimi açıklamalar geldi. İşte ünlü oyuncunun o açıklamaları;
Röportaj Verdi
Yayınlandığı ilk günden itibaren sıcak ve samimi hikayesiyle izleyiciyi deriden etkileyen ve her bölümde başarısını giderek arttıran Üç Kız Kardeş’in başarılı oyuncusu Reha Özcan, Kanal D’nin ‘Arda İle Omuz Omuza’ programının çekimleri öncesi Magazin D’ye özel açıklamalarda bulundu.
Reha Özcan’dan Samimi Açıklamalar
Sokağa çıktığımız zaman insanların bizi bağrına basan hali hepimizi çok motive ediyor. Her gelen senaryoyu biz de merak etmeye başlıyoruz o zaman. Merak öbür taraftan çalışmayı beraberinde getiriyor ve daha fazla özeniyorsunuz. Eğer yapmış olduğunuz iş seyirci tarafından beğeniliyorsa layık olmaya çalışıyorsunuz. Biz de şu anda onu yaşıyoruz, gurur duyuyoruz tabi yaptığımız işin bir değeri olduğu için.
“Biraz Mükemmelliyetçi Bir Adamım”
Yaptığım bütün işleri ‘Aaa ne güzel yapmışız’ diye izleyemiyorum, ‘Daha ne eksiği var?’ diye izliyorum. Biraz mükemmeliyetçi bir adamım, kusurlu işleri de seviyorum ama mükemmeliyetçi bir adamım. Çok düşünülüp az konuşarak çok fazla yapılan işleri seviyorum o yüzden de seyrettiğim şeyler üzerine tahammül fersah bir adam olabiliyorum. Aslında benim için sıkıntılı bir durum.
“Sette Mutluyuz”
Biz çok mutluyuz. Öncelikle her sabah Ayvalık’ta uyanıyorsun. Ben kadın duyarlılığına çok inanıyorum. Bu ülkeyi hatta bu dünyayı kadınlar yönetse daha adaletli daha hakkaniyetli bir dünya olacağını düşünüyorum. Çünkü analık duygusunun aynı zamanda bağışlayıcılığı ve motive edici olduğunu düşünüyorum. Kadın yazarımız, kadın senaristlerimiz, kadın yönetmenlerimiz, kadın yapımcımız… O enerji çok iyi geliyor ve daha sevgi dolu bir setin içerisindeyiz. O yüzden çok mutluyum. Önce işi seviyoruz. Sonuçta iki şeyin üzerine döner bu işler. Eğer hayaline yakın oluyorsa otomatikman saygıyı da getiriyor. Bir de sevdiğin insanlar oluyorsa, duyarlılarsa toplumsal hikayelere, insan ilişkilerinde duyarlılarsa başka bir atmosfer yaratıyor. İşte öyle bir setimiz var.