Şu sıralar tesettüre girmesi ile gündeme oturan genç yıldız Büşra Ayaydın kimdir?
Büşra Ayaydın nerede ve ne zaman dünyaya geldi? Oyunculuk hayatına ne zaman ve nasıl başladı, kariyerinde nasıl ilerledi, hangi projelerde yer aldı, çalışmaları nelerdir? Büşra Ayaydın hakkında her şey haberimizde… Genç ve güzel oyuncu Büşra Ayaydın, 18 Kasın 1994 yılında Ankara’da dünyaya geldi. Oyunculuk hayatına 8 yaşında başladı. O yaşlarından bu yana birçok reklam filminde oynadı, birçok televizyon dizisinde rol aldı, sinema filmlerinde boy gösterdi. Lise mezunudur. Güzel oyuncu, ilk kez Winx Çocuk Dergisi’nin reklamında rol aldı. Ardından Bank Asya, İpana, Coca Cola, Oneo gibi reklam filmlerinde rol aldı. 2002 yılında ilk kez Sırlar Dünyası-Sır Kapısı ile dizi oyunculuğuna başlayan genç yıldız, rol aldığı Pis Yedili dizisi ile tam anlamı ile çıkış yakaladı. Geçtiğimiz günlerde “Ateş” filminde rol aldı ve filmin düzenlenen galasına tesettüre girmiş olarak katıldı. Ayaydın, tesettüre girdiği hakkındaki sorulara şu şekilde yanıt verdi; “Aslında küçüklükten beri kapanmak istiyordum. Sektöre çok küçük yaşlarda girdiğim için hayatım kendiliğinden şekil aldı. Yaşım ilerledikçe hayatı, kendimi sorgulamaya başladım. Ailem muhafazakâr değil fakat bu kararımı verirken en büyük destekçim onlardı. Çevremden olumsuz tepki almadım. Önceden çok sabırsızdım. Sabretmeyi, şükretmeyi öğrendim. Yeni mottom, ‘Rızkımı veren Hüdadır, kula minnet eylemem’ oldu. Allah’a hep dua ediyorum. Kararımdan da kesinlikle dönüş yok”
Büşra Ayaydın’ın rol aldığı diziler
Aşk Zamanı Azra Bebek İşi Babam İçin Babalar ve Evlatlar Pis Yedili Canan Çakıl Taşları Derman Hatırla Sevgili Beşinci Boyut Büyük Buluşma Kurtlar Vadisi Sırlar Dünyası – Sır Kapısı 21 olmasına rağmen başarılı bir oyunculuk performansı sergileyen güzel yıldız Büşra Ayaydın, yeni bir film projesi ile çalışmalarına devam ediyor.
Acun Ilıcalı’nın yapımcılığında TV 8 ekranlarında yayınlanan ve izlenme rekorları kırarak izleyicileri ekranları başına kilitlemeyi başaran sevilen yarışma programı Survivor’da inanılmaz bir olay yaşandı. Survivor’da gönüller takımında yarışan Zafer ve Semih, şoke eden bir şekilde birbirlerine girdiler. Semih’in “Saygısız” ithamlarına dayanamayan Zafer, Semih’e saldırdı ve tehditler savurmaya başladı. Zafer’in saldırması ile daha da yükselen Semih, Zafer’i çileden çıkarmak için elinden geleni yaptı. Semih sonunda başarılı oldu. Zafer’in çok sinirlendiğini gören Semih, sözlü saldırılarına devam etti ve Zafer’in kendine hakim olamamasını sağladı. Sinirine yenik düşerek Semih’e saldıran Zafer, “Seni dışarıda bitireceğim” diye tehditlerde bulununca olanlar oldu. Survivor’da dün akşam ada konseyi gerçekleşti. Zafer ve Semih konseyde yoktular. Acun Ilıcalı, görüntülerin izlenmesinin ardından kavga eden isimlerden birinin diskalifiye olduğunu açıkladı. Merak edilen görüntülerin bir kısmını izleyiciler ile paylaşan Acun Ilıcalı diskalifiye olan ismi açıkladı. Adaya veda eden isim Zafer oldu. Zafer’in diskalifiye olması takım arkadaşları tarafından büyük bir üzüntü ile karşılandı. 
Survivor’da kalmaya devam eden Semih, ünlüler takımına dahil edildi. Artık gönüllüler takımında araların iyice bozulması ve iplerin gerilmesi ile birlikte Acun Ilıcalı tarafından Semih’in ünlüler takımına geçmesine karar verildi. Tüm yarışmacılar bu karar karşısında şoke oldular.
Seda Sayan ve sevgilisinden para aldığını ve istediklerini yapmak zorunda kaldığını iddia etmesiyle gündeme gelen, Zuhal Topal, Korhan Saygıner, programın yapımcısı Zeynep Peker ve ünlü spiker Fatih Portakal’ı savcılığa şikayet eden damat adayı Zekeriya Atak bomba açıklamalarda bulundu. Zekeriya Atak, “Zuhal Topal’la programında, canlı yayında şehit protestosunu yaptığım gün, yayından sonra ekipten birisi bana elini kaldırdı. Ben de “Delikanlıysan vur” dedim. Ondan sonra Zuhal Topal, ekibine işaret yaptı. Bana “Bekle burada” dediler. Sonra odaya çektiler beni, “Bu olayı düzeltelim, halktan tepki alacağız.” dediler. Ben de stüdyodan çıkıp gittim. Cebimde 1 lira para yoktu. Paramın olmadığını söyleyerek metrobüse bindim, havalimanına gittim. Sonra da memleketim Kahramanmaraş’a döndüm. Birkaç gün sonra beni Zuhal Topal’ın eşi Korhan aradı. Bana “Sosyal medyadaki paylaşımlarını sil, halkı linçe teşvik ettiğin için seni Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet ettik.” dedi. İstanbul’a gelip bu durumu düzeltmem gerektiğini ve bana uçak bileti aldığını söyledi. Annem-babam, “Oğlum gitme, sana oyun oynuyorlar.” dedi. Ben de gitmedim. Sonra Korhan tekrar aradı. Tehdit edildiklerini ima ederek “Evimin önünde silahlar patlıyor, benim küçük bir kızım var. Gel bu işi düzeltelim.” dedi. Kızından bahsedince, “Tamam, yayına çıkarım ama hatam varsa Türk halkından özür dileyeyim, Zuhal Topal’ın varsa o özür dilesin.” dedim. Ardından Kahramanmaraş’ta çalıştığım yere birisi gelip “Korhan seninle görüşmek istiyor.” dedi. Korhan’ın adamıyla İstanbul’a döndüm. Bizi havalimanından aldılar, stüdyoya gittik. Korhan’ın asistanı, beni bir odaya aldı. İki saat orada bekledim. Beni odadan çıkarmadılar, adaylardan sakladılar, kimseye göstermediler. İki saat sonra odaya Korhan, Zuhal Topal, Fatih Portakal, Zeynep Peker, yapım ekibinden bir kız ve kameraman girdi. Korhan bana “Abi sen ne yaptın, rezil ettin bizi. Ne yapmaya çalışıyorsun, sen kimsin!” diye çıkıştı. Zeynep Peker, “Sen kimsin?” diye bağırmaya başladı. Fatih Portakal da “Sen beni bitirdin. Ne yapmaya çalışıyorsun? Senin yüzünden haber yapamıyorum!” diye bağırdı. Ben de ona “Cumhurbaşkanımızı, başbakanımızı, askerimizi, polisimizi, hakimlerimizi, savcılarımızı eleştiriyorsun. Yaptığın haberlerle halka fitne sokuyorsun” dedim. Bana bağırdı ve “Kes lan sesini, ne konuşuyorsun!” dedi. O sırada hepimiz odadaydık. Korhan Saygıner, Zuhal Topal, Fatih Portakal ve Zeynep Peker, beni bir odaya çekti. Suriyeli olduğunu sandığım iki silahlı adam girdi odaya. Silahlarını masaya koydular. Masada bir kağıt vardı. Kağıtta, Esra Erol ve ekibinin beni havalimanında kameraya çektiği yazıyordu. “Bu ne? Benim Esra Erol’la bir sorunum yok ki!” dedim. Kağıtta Esra Erol ve Seda Sayan’la ilgili birçok iftira yazılıydı. Zeynep Peker’e sordum, “Esra Erol’un eşi Ali Özbir, burada bize ahkam kesti. Bunun intikamını ondan ve eşinden alacağız.” dedi. Korhan bana, “Konuş bakalım, bu silahın kafanda patlamasını istemiyorsan, kağıdı çevir ve yazılanları ezberle.” dedi. Kağıttaki her şey tamamen iftiraydı. Bu olayın başından sonuna kadar Fatih Portakal da odadaydı. Ali Özbir ve Esra Erol’a kin duyuyorlar. Bana bugüne kadar ne Esra Erol’un, ne de Ali Özbir’in bir yanlışı oldu. Sizi bir odaya kilitleseler, cüzdanınızı alsalar, kemerinizi çıkarsalar, kendinizi nasıl savunursunuz? Size bağırsalar, masada silah dursa, hakkınızı nasıl savunursunuz?” diye konuştu. 