Bu sezonun en parlak ekran yıldızlarından biri oldu. Masum görüntüsü, fiziği ve yeteneğiyle dikkatleri üzerine çekti. Geçtiğimiz gün samimi bir röportaj veren Özgü Kaya “Masumiyet her zaman kazanıyor” dedi. İşte Özgü Kaya’nın o röportajı;
‘Üç Kız Kardeş’te canlandırdığın karakter aşırı mütevazı ve masum. Sana ne kadar benziyor?
Benim de öyle bir tarafım var, bu galiba yetiştiriliş tarzıyla da alakalı biraz. Türkan ile çok benziyoruz.
Sizin sektör biraz kurtlar sofrası. O kadar masum ve saf durmak zor olmuyor mu?
Bence masumiyet her zaman kazanıyor. Fazla iyimser algılanabilir ama bence iyiliğin ve güzelliğin olduğu her şey bulaşıcıdır. “Kurtlar sofrası” diyorsunuz ya; siz kendinize güvenir, inanır, severseniz, o iyi enerjide olursanız, etrafınızda kötü insanlar da olsa bir şekilde sizin enerji alanınıza giremiyorlar.
Sen biraz Pollyanna mısın?
Pollyanna değilim, sadece enerjiye çok inanıyorum. Negatif olan her şeyden uzaklaşmaya ve kendi enerji alanımı korumaya çalışıyorum.
Senin bu naifliğini ne bozar?
Yalan ve haksızlık. Hiç gelemem. Bir de sevdiklerim konusunda inanılmaz hassasım. Onların zarar görmesi veya üzülmesi içimdeki o yırtıcı Özgü’yü dışarı çıkarıyor.
Bu bakış açın yüzünden hiç kazık yediğin oldu mu?
Hayata karşı pozitif bakış açısı, kazık yeme potansiyeli anlamına gelmiyor. Enerjinin gücüne inandığım için alanım konusunda temkinli ve bilinçli hareket ediyorum.
Dizilerde başrolde oynuyorsun… Ama iç dünyana dair çok fazla şey bilmiyoruz. Nelerden
beslenirsin?
Kitap okumayı, sosyalleşmeyi, yeni müzikler ve yerler keşfetmeyi çok severim. Enerjimin kirlendiğini ve çok yorulduğumu hissettiğim anlarda tek başıma Büyükada’ya gider, izole olurum. Ada ve insanları bana çok iyi geliyor. Anneannemle büyüdüğüm için olmalı, yaşlılarla sohbet etmek, hayata dair deneyimlerini dinlemek beni dinginleştiriyor. Bütün bunlar aslında ilham aldığım ve beni besleyen güzellikler.
Her şey çok güzel görünüyor. Kendinde değiştirmek istediğin bir şey var mı?
Sanırım sabırsızım, bir işi yapıyorken hemen olsun isterim.
Peki, hikâyen nerede başlıyor?
Uşaklıyım. Orada doğup büyüdüm. Aslında hikâyem hayattaki en büyük şansım olan ailemle başlıyor. Babam fotoğrafçı ve müzisyen, annem ev hanımı, taklit yeteneği yüksek bir kadın. Çalışmayı seven, yetenekli ve gençler. Beni de küçük yaşta hevesle müzikle tanıştırdılar. Yolculuğumda onların desteği ve teşviki çok büyük, çok şanslıyım.
Türkan karakteri gibi sen de anaç mısın?
Çok. Kardeşim Efe ile hem arkadaş hem de minik annesi gibiyim. Çok kıymetli benim için, kardeşim benim can parçam, her şeyim, Efe deyince akan sular duruyor.
Küçükken müzikle uğraşmaya başlamışsın…
Annem ve babam potansiyelimin farkına varıp yapabileceklerim konusunda beni motive ediyorlar, hep destekliyorlar. Müziğe onlar sayesinde ilkokulda başladım. Babam ilkokulda elime bir gitar tutuşturdu hevesle gitar çalmayı öğrendim. Ortaokulda şan ve piyano dersi aldım. Sonra güzel sanatları kazandım. Müzik bölümünde okudum, ardından da İstanbul Devlet Konservatuvarı’nın Opera bölümüne girdim.
Bitirdin mi?
Çalıştığım için bitiremedim ama hedeflerim arasında…
Müzikle bu kadar ilgiliyken oyunculuk nereden çıktı?
Oyunculuk aslında aklımda hiç yoktu. İstanbul’a müzik yapmak için geldim. Hayat beni birçok insanla tesadüfen karşılaştırıp bu sektöre sürükledi. Hocalarım da teşvik etti. “Çok medyatik yüzün var, deneyebilirsin” diyorlardı. Ben çekimser davranıyordum. Sosyal medyada şarkı söylerken çektiğim videolarla bir kitlem oluşmuştu, dizi teklifleri gelmeye başladı. Okul bitmeden bir şey yapmak istemiyordum, çok idealisttim. Ama çok güzel bir gençlik işi gelince hocalarıma da danışarak ‘Adı Efsane’ye başladım.
Kamera önüne ilk geçişini hatırlıyor musun?
Evet, hiç bilmediğim bir kaosun içine girdim. Çok heyecanlanmıştım. Ellerimin soğukluğunu halen çok iyi anımsıyorum.
Hangi noktada “Bu benim mesleğim olur” dedin?
Aslında ilk işimde bu mesleğe çok çabuk ısındığımı fark ettim. Babam fotoğrafçı olduğu için kameraları sevdiğimi zaten biliyordum, çocukluğum stüdyoda geçti. Ağlarken objektif görünce bir anda gülümseyen çocuklar olur ya ben
o çocuklardandım.
Eğitiminin faydası oluyor mu?
Katkısı çok büyük. Çünkü opera; içinde hem oyunculuk, hem müzik hem de dans barındıran bir sanat. Okulda tüm bunların eğitimiyle kendimi geliştirmenin ve konservatuvar disiplininin beni avantajlı bir yerde tuttuğunu düşünüyorum. Nitekim oynadığım her dizide şarkı söyledim.
Albüm yapar mısın?
Müzikal dahil birçok teklif geldi, aceleci davranmak istemedim. Müzik çocukluğumdan beri uğraşım, eğitimim, hayatım olduğu için onla ilgili mükemmeliyetçiyim. Tüm odağımı müziğe vereceğim bir zaman diliminde yapmak isterim.
Şu an oyunculuk sana ne ifade ediyor?
Tutku. Uzun zamandır sektörün içinde olmama rağmen heyecanım ve coşkum hep ilk günkü gibi!
Duygularımın peşinden giderim ama mantığı gözardı etmem
Türkan karakteri sevdiği ama karşılığında uzun süre sevgi göremediği bir adamla birlikteydi. Sen sevsen ama karşılık göremesen, onun kadar mücadele eder miydin?
Hayır, Türkan kadar mücadele etmezdim ve ben sevilmediğim yerde kalmazdım. Çünkü Türkan’ın büyüdüğü koşullar, hayata bakış açısı çok daha farklı. Türkan’ın bu davranışlarında ailesini üzmeme mücadelesi de var.
Peki, ikinci bir kadının varlığını bilsen ne yaparsın?
Hissettiğim ve öğrendiğim andan itibaren tüm ilişiğimi keser, yoluma devam ederim.
Türkan kayınvalidesi tarafından hem psikolojik hem fiziksel şiddete maruz kaldı. O sahneler seni nasıl etkiledi?
Şimdi bile tüylerim diken diken oluyor. Hem mental hem fiziksel olarak beni çok yordu. Türkan’ı oynarken zaten, sette onun hislerine kapılıyorum ve gerçekten hayatta bunları ve daha fazlasını yaşayan kadınlar var diye düşünüyorum. Bu çok üzücü. Ben bu hikâyenin kitabını okurken de, Türkan’ı oynarken de, içimdeki Özgü, Türkan’ın kalbini sarıp sarmalamak ve “yanındayım” demek istiyor.
Türkan çok başka bir yerde benim için.
Sen hiç şiddet gördün mü? Bununla karşılaşırsan senin tavrın ne olur?
Spesifik olarak örnek veremem ama illa ki gördüm. Ben kendini seven, kendinin farkında ve özsaygısı olan biriyim. Dolayısıyla şiddetin farkına vardığım anda kendimi savunma ve koruma altına alır, o alandan uzaklaşırım.
Türkan hayata çok romantik bir noktadan bakıyor. Sen?
Kalbimin sesini dinler, duygularımın peşinden giderim ancak mantığı gözardı etmem.
Dengede demek daha doğru olur benim yapım için.
İşimi de aşkımı da tutkuyla yaşarım
Aşk seni nasıl etkiler?
Hayatta hiçbir zaman doğru aşk, doğru kişi diye bir şey yoktur bence. Sadece iyi hissettiren ve iyiye yönelten biri vardır. Aşka da ben kendime olan sevgim, kendime olan beğenim ve kendime olan aşkım daha da arttığı zaman aşk diyorum.
Nasıl yani?
Bu biraz megolaman gibi olacak ama bence zaten bu aşksa, iki taraf için de daha iyi hissettiren bir şey olmalı.
Herhangi birinin mesleğine karışmasına izin verir misin?
Hayır. Ben aşkımı da işimi de tutkuyla yaşayan biriyim. Dolayısıyla ikisi de çok ayrı yerde. İşime müdahale edilmesine izin vermem ancak fikir alırım.
Bu çok onur verici bir şey. Kara kaş, kara gözün etkisi olduğunu düşünüyorum. Kendisiyle tanışma fırsatım henüz olmadı ama bir gün çok isterim.
Türkan Şoray kanunların var mı; öpüşmem, sevişmem gibi…
Senaryonun gerektirdiği bir şeye hizmet ettiği sürece öyle kurallarım yok.
Güzellik ne ifade ediyor?
Güzellik yüzeysel bir şey değil. Benim için güzel bir niyet, birinin bir gülümseyişi, yaşlılardan öğrendiğim tecrübeler… Bana pozitif enerji katan her şey güzel.
Bir doğum leken var boynunda…
Evet, doğum lekemi çok seviyorum.
Bir de burnumun ucunda küçük bir ben var. Makyaj yapılırken bunların kapanmamasını tercih ediyorum. İnsanların yüzlerindeki ben ve izleri kutsal buluyorum.
Yüz hatların çok güzel, estetik harikası olduğun yazılmış, doğru mu?
Ekran için yaptırdığım küçük müdahalelerim var ama ameliyatlık değil.
Güzellik başına bela oldu mu?
Tiyatro bölümünden bir arkadaşımın güzel olduğum için projeye alındığımı söylediğini duymuştum. Estetik bir iş yapıyoruz ancak yıllarca sanat üzerine aldığım eğitimlerin yanında, her projem için birçok oyuncu koçuyla çalıştım. Ve çalışmaya devam ediyorum.
Sektörde nasıl ayrışıyorsun?
Herkesi birbirinden ayıran yetenekleri, farklı renkleri var. Benimki de müzik yeteneğim sanırım. Duruş olarak da karakterime sarıldığım, samimiyetimin hissedildiğini çevremden çok duyuyorum. Beni oldukça motive ediyor.
Hayallerin neler?
Hem oyunculuk yaptığım hem müzikle ilgili hedeflerim olduğu için bir müzikalde yer almayı çok isterim. Daha önce böyle bir teklif gelmişti ve beni çok heyecanlandırmıştı. İlk defa sahnede, hem şarkı söyleyip hem oynuyor olmanın heyecanı beni çok uçuş uçuş yapmıştı ama setten dolayı devam edemedik.