Geçtiğimiz günlerde Usta şarkıcı Özcan Deniz, çocuğunun annesi eski karısı Feyza Aktan’ ı darbettiği iddiasıyla 1 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle yargılandığı davada, mahkeme kararını açıklamış ardından Mahkeme Özcan Deniz’in beraatına karar verdişti ve Özcan Deniz Feyza Aktan davası düşmüştü. Özcan Deniz Eşi Feyza Aktan’a Ateş Püskürdü!
Geçirdiği sıkıntılı dönemleri geride bırakan ve kendisinden tam 26 yaş küçük olan moda tasarımcısı Samar Sadgar ile yeni bir aşka yelken açan ünlü şarkıcı genç sevgilisine evlilik teklifi etmişti.
Özcan Deniz isyan etti: Zalimlik bu sene de sahnelendi
Şarkıcı ve oyuncu Özcan Deniz oğlunun doğum gününü sosyal medya hesabından paylaştığı fotoğraflarla kutladı. Deniz, hemen ardından eski eşi Feyza Aktan’a ateş püskürdü. Deniz, “Zalimlik bu sene de sahnelendi” diyerek Aktan’ın, haftalardır oğlunu kendisinden kaçırdığını ileri sürdü.
Özcan Deniz ile Feyza Aktan, 2018 yılında nikâh masasına oturmuş, bir ay sonra da oğulları Kuzey dünyaya gelmişti. Çift, şiddetli geçimsizlik nedeniyle 2019 yılında anlaşmalı olarak boşanmıştı. Kuzey’in velayeti anne Aktan’a verilmişti.
İkilinin arasında zamanla çocuk krizi yaşandı. Özcan Deniz eski eşinin oğlunu kendisine göstermemekle suçlamış, Aktan ise Deniz’den şiddet gördüğünü söyleyip mahkemeye başvurmuştu. Şiddet suçundan yargılanan şarkıcı, davadan beraat etmiş ve Aktan’ı affettiğini belirtmişti. Dün ise yeni bir gelişme yaşandı. Özcan Deniz, oğlu Kuzey’in önceki doğum günlerinde olduğu gibi bu sene de kendisine gösterilmediğini iddia etti.
Özcan Deniz Eşi Feyza Aktan’a Ateş Püskürdü!
Instagram hesabından eski eşine tepki gösteren Deniz, “Zalimlik bu sene de sahnelendi” diyerek şu açıklamaları yaptı:
“Aynı oyun tekrar sahnelendi. Yine aylardan nisan, yine sen benden uzaklara kaçırıldın ve yine kötüler konseyi bir şeylerin peşinde! Muhtemelen geçen yıl olduğu gibi, Anneler Günü için de bir Instagram şovu hazırlanıyor. Çünkü mağduru oynamanın tadına varıldı. Sonuç alamadıkça seni kullanmaktan bir adım bile geri atmadan aynı filmi tekrar tekrar oynuyorlar.
Daha önceki oyun; beni velayet davasından geri çekmek içindi, şimdi ise işledikleri suçlara göz yummamı sağlamak. Aslında affetmiştim. Ama galiba amaç aynı zamanda haber olmayı da sağlamak (çünkü geçen sene çalışmıştı bu) ve ulaşılamayan hedeflere ulaşmak! Bunun için de herkesi çok güzel kullandılar. Sessizliğimi ve çaresizliğimi de sonuna kadar sömürdüler. Senin tek suçun benim oğlum olman. Bir garibanın oğlu olsaydın çoktan seni kapıma bırakıp kayıplara karışmışlardı.
Çünkü mağduru oynamanın tadına varıldı. Sonuç alamadıkça seni kullanmaktan bir adım bile geri atmadan aynı filmi tekrar tekrar oynuyorlar.
Daha önceki oyun; beni velayet davasından geri çekmek içindi, şimdi ise işledikleri suçlara göz yummamı sağlamak. Aslında affetmiştim. Ama galiba amaç aynı zamanda haber olmayı da sağlamak (çünkü geçen sene çalışmıştı bu) ve ulaşılamayan hedeflere ulaşmak! Bunun için de herkesi çok güzel kullandılar. Sessizliğimi ve çaresizliğimi de sonuna kadar sömürdüler. Senin tek suçun benim oğlum olman. Bir garibanın oğlu olsaydın çoktan seni kapıma bırakıp kayıplara karışmışlardı.
Okula yazdırdım, okuldan alındın ve sonra ‘bizi eve hapsettin’ diye akla zarar gerekçeler gösterildi. Amaç kendilerine araba aldırtmaktı. Yani mal talebiydi. Alırdım sorun değil ama ‘oğlumun kemerini bağlamadan arabaya bindiremezsin’ dediğimde bana alaycı mesajlar attılar. Ben senin güvenliğini tehlikeye atarak bunu yapamazdım.
Birçok ailenin hayalini kurup oturamadığı eve ‘dağ başı burası’ dendi ve götürüldün. Bu ‘dağ başı’ denilen yer babanın ve birçok kuzeninin oturduğu, deniz seviyesinde, her türlü ihtiyacının (okul ve hastanen de dahil) yürüme mesafesinde olduğu medeni ve imkanlarla dolu, şehir büyüklüğünde bir yer.
Kaç Babalar Günü’müz, 23 Nisan’ımız, bayramımız ve kaç doğum günümüz katledildi hepsi defterimde yazıyor oğlum. Keşke böyle olmasaydı ve keşke herkes payına düşeni yaşayıp seni mutlu etmek için benim kadar çıkarsız uğraşsaydı.
Ama artık üzülmüyorum. Hatta hüzünlü de olsam ‘mutluyum’ çünkü bu zalimlikler seni ve beni daha mutlu günlere hazırlıyor. Ben yine hep olduğu gibi adalete inanıyor ve yerini bulacağı günü bekliyorum. Senin haklarını korumak için o mahkeme kapılarında hazır bekleyeceğim. Seni çok ama çok seviyorum oğlum mutlu yaşlar.
Hiç duyar kasmayın. Kimse ilgilenmek zorunda da değil. Hak hukuk tanımadan, ne olup bittiğini bilmeden, benim sessizliğimi de fırsat bilip cesaretlendirdiğiniz için siz de en az benim kadar suçlusunuz. (Lafım herkese değil. Bilen biliyor) Ben oğlum kullanılarak oynanan bir oyunu bozmaya çalışıyorum. Burada oğlunu korumaya çalışan bir babadan öte biri…