Son dönemde Bir Başkadır dizisinde oynadığı Meryem karakteri ile büyük beğeni alan genç oyuncu Öykü Karayel ‘den samimi açıklamalar geldi. Başarılı oyuncu Ayşe Arman’la gerçekleştirdiği röportajda hakkında merak edilenleri yanıtladı. Röportajın detayları haberimizde…
Öykü Karayel “Meryem İçimizden Biri”
Kendini, canlandırdığın örtülü ve muhafazakar Meryem’e ne kadar yakın hissediyorsun?
-Çoook. Meryem içimizden biri. Beraber yaşadığımız insanlardan biri.
Benzerlikleriniz neler, farklılıklarınız neler…
-Onun bana göre artıları var! Mesela Meryem, sezgileri çok kuvvetli bir kadın. İçgüdüsel olarak, kendine, neyin iyi geldiğini biliyor. Kendisini ifade etmekte aslında bana nazaran çok daha başarılı! Ama birtakım kalıpların içine düşmüş. Sıkışmış hissediyor bazı açılardan kendini. Peki bu, onun suçu mu? Hayır! Hayat, buna sebep olmuş, yaşadığı sosyal çevre buna sebep olmuş… Fakat oradan çok saf, çok naif bir şekilde kendine çıkış yolları bulabiliyor.
Öykü Karayel ve Can Bonomo ‘dan Bebek Haberi
Evet, Meryem, müthiş zeki, sağduyulu bir de esprili… Sen de onun bütün bu hallerini olağanüstü güzel bir oyunculukla yansıtıyorsun…
-Ne güzel bunları duymak! Hepimiz elimizden geleni yaptık. Çünkü hikayeyi çok sevdik. Çok inandık… Meryem’in ailesi zor durumda. Yengesinin psikolojik sorunları var, bir derdi var. Dizinin başında bilmiyoruz ne olduğunu, sonuna doğru öğreniyoruz. Kadın, ruh gibi, varla yok arası. Yeğenlerinin bir tanesi konuşamıyor. Abisi, bütün aileye bakmaya çalışıyor, baskı altında. Ekonomik olarak çok zor durumdalar yani. Evin içinde bir kaos ortamı var. Ama Meryem, bu şartlar altında bile, sürekli çalışan, didinen, yengesini de idare eden, abisini de sakinleştiren bir karakter. Dizinin başında, kadın karakterler, hayat içinde bir o yana, bir bu yana savruluyor gibi gözükse de aslında hepsi çok güçlü kadınlar. Zaten sonunda da o dönen çarkı ellerine alıyorlar. Kadının gücünü de görüyoruz dizide.
En Çok Dikkat Ettiğim “Sahicilik”
Çekimler sırasında, canlandıracağın Meryem karakterine benzer bir muhafazakar kadın görüp, “Beden dili nasıl? Kıyafetlerini, örtüsünü nasıl taşıyor?” diye baktığın, incelediğin, gözlemlediğin oldu mu?
-Yok hayır. Çünkü ben hiç, “Aa dur bir inceleyeyim, gözlemleyeyim!” diyecek kadar farklı hissetmedim kendimi. Beraber yaşıyoruz biz, o kadar duyarsız olamayız hiçbirimiz!
En çok dikkat etmeye çalıştığın şey neydi?
-Rolümü canlandırırken mi? Genel olarak her rolde beni -bütün oyuncuları- bir “sınav” bekliyor. O da: “Sahicilik.” Ben de canlandırdığım karakterin olabildiğince “gerçek” olmasına çalışıyorum. O karakteri özümsemeye, anlamaya çalışıyorum. Empati kuruyorum. Daha doğrusu, ben, o olmaya çalışıyorum! Her sahnede, “O, bunu yapar mıydı?” ya çok takılıyorum… Evet, zor. Ama yaptığımız işi, güzel yapan da bu. Sahicilik. Ancak o zaman, rolünün hakkını verebiliyorsun…
Meryem gibi bir kadının, evine gündeliğe gittiği Sinan gibi birine romantik duygular beslemesi normal mi?
-Elbette! Farklılıklar, her zaman bizi itmez. Tam tersine bazı insanlar için çekicidir. Meryem, o manada, biraz daha meraklı ve açık bir insan. Dolayısıyla Sinan gibi çevresinde çok olmayan birinden etkilenmesi kadar doğal bir şey yok bence!
Sizin eve temizliğe biri geliyor mu?
-Evet. Şahane bir Saniye Ablamız var!
O mesela “Bir Başkadır”ı izlerse, nasıl hissedecektir?
-Saniye Abla bence bayılacak! Dünya tatlısı bir kadındır. Çok zekidir. Çok hoşuna gidecek ve gülecek gibi geliyor. Bizim özellikle altını kazıyıp bulmaya çalıştığımız kötü niyetler, ona vız gelir, tırıs gider. Aşırı güleceğini, bana da “Aferin!” diyeceğini düşünüyorum.