Survivor All Star yarışmacılarındna Ogeday geçtiğimiz gün Hakan Gence ile röportaj verdi. Samimi açıklamalarda bulunan Ogeday “Beni de arkadaşlıktan çıkaran oldu” dedi. İşte Ogeday’ın o röportajı;
‘Survivor’dan bahsedelim, bu seneyi nasıl değerlendirirsin?
Bu sene garip, değişik bir sene oldu. Alışılmış ‘Survivor’ın dışına çıkıldığını düşünüyorum. Bence kötü de olmadı.
Tam olarak nasıl bir değişiklikten söz ediyorsun?
Daha farklı kriterlerin değerlendirildiği, direkt performansın oylanmadığı bir yarışma yaşadık. Daha önceki gibi şampiyonlukla sonuçlandırmasam da şampiyon olmuş kadar sevindiğim bir sezondu.
Nisa’ya destek mesajlarının yanı sıra eleştiriler de geldi: “Sadece kadın olduğu için kazandı”, “Yatarak kazandı” dendi. Sen ne düşünüyorsun? Sence neden kazandı?
Nisa’nın performansı kötü müydü, değildi. Daha iyi performanslar var mıydı, vardı. Ama demek diğer yarışmacılarda bazı şeyler eksik kalmış, insanlara geçmemiş o yüzden Nisa şampiyon oldu. Bence Nisa kendi oldu; enerjisini, eğlencesini, üzüntüsünü ve mutluluğunu ekranda yaşadı. Bunu da seyirciye geçirdi. 2017 yılında ben şampiyon olduğum zaman, benim için de bir dünya yorum yazıldı. “Hak etmiyordu” dendi. Sevenlerimiz olduğu kadar sevmeyenlerimiz de oluyor. Bu bir fanatizm.
Sence neden sekizinci oldun?
Kimileri “İlişkine sahip çıkmadın”, kimileri “Kendini çok göstermedin” diyor. Ama benim bu sene sakatlıkla başlayan bir ‘Survivor’ sürecim oldu. Yarışmanın sonlarına doğru yeniden sakatlandım. Bu beni psikolojik olarak biraz düşürdü. “Acaba sakatlığım daha ilerler mi, bugünkü parkurda dizimi yanlış bir şekilde basarsam ne olur” derken istediğim performansa erişemedim.
Dediğin gibi kız arkadaşına destek olmadığın algısı oluştu. Onu yalnız bıraktığını ve savunmadığını düşünüyor musun?
Yarışma öncesi böyle bir şeye girişmeseydik daha doğru olurdu. O da bunu söylüyor ama duygusal olarak kendimize belli bir noktada hâkim olamadık ve ilişkimiz başladı. Kendime şunu sordum: “Bunu yarışmada saklamalı mıyız, yoksa saklamamalı mıyız?” Sonra “Orası bir yarışma platformu, ilişkimizi ön planda tutmaktan ziyade tamamen yarışa odaklanalım. Bunu illaki birileri öğrenecek ama akışına bırakalım. Reddetmeyelim, bir açıklama da yapmayalım” dedik. Bizim algımızda tamamen yarışmak vardı, ada şartlarını da biliyorsunuz… Bu durumda hâlâ “Sahip çıkmadı” diyorlar. İki insan yarışırken karşılıklı belli bir seviyede tartışabilirler, evet, ses yükselebilir ama saygıları bozulmuyorsa benim dahil olmama ne gerek var? Farz edelim ki dahil oldum, o zaman da oradan biri çıkıp “Burası ‘Survivor’, izdivaç programı değil” diyecekti. Yani dahil olsam dert, olmasam bir dertti.
İlişkin yüzünden kaybettiğin yorumlarına katılıyor musun?
Katılmıyorum çünkü oraya ben stratejik davranmak için gitmedim. Yoksa bize faydası olur diye ilişkimizi alenen yaşayalım da diyebilirdik. Bu da tek başıma aldığım bir karar değildi. İkimiz de böyle düşündük.
Yarışmada Nisa’nın eski erkek arkadaşı Barış Murat Yağcı vardı. Oraya giderken bu sende tereddüt yarattı mı?
Evet, yarışmada bahsettiğin gibi bir durum vardı. Geçmişte yaşanan bir olaydı. Belki o da böyle olsun istemezdi. İki taraf için de konuşuyorum. Aynı platformda toplandık ama ne olursa olsun seviye aşılmadığı sürece konuya dahil olmayı hiç düşünmedim. Yine tartışabilirler ama benlik bir durum değildi. Ayrıca bu benim yapım. Zaten baktığımızda çok büyük olaylar yaşanan bir süreç değildi bence.
Nisa ile ‘Sihirli Annem’ setinde tanışmışsınız…
Evet, aslında her ‘Survivor’ birbirini tanır. Ama orada aramızda bir şey başlamadı.
İlk görüşte aşk değildi o halde?
Yok, zaten onun bir erkek arkadaşı, benim bir kız arkadaşım vardı. Biz sette sadece “Merhaba, günaydın. Şu sahnede böyle oyna” falan diye konuşuyorduk.
Sonra ne oldu da âşık oldunuz birbirinize?
O erkek arkadaşından ayrılmış. Ben kız arkadaşımdan ayrıldım. Sonra ‘Survivor’ toplantısında karşılaştık, aramızda bir etkileşim oldu. Zaten size bir duygu geldiğinde ona müdahale edemiyorsunuz.
İlişkiniz başlamış, kız arkadaşın karşında…Sen adada en hırpani halinlesin, bu zor değil miydi?
Tıraş olmak yasak, bununla ilgili yapabileceğimiz bir şey yok. Onun dışında ben zaten doğallığı çok severim. Nisa da öyle. Tek problem şuydu, duş yok. İkimiz de koktuğumuz için birbirimizin kokusunu algılamıyorduk. Ne zaman biri sudan çok uzak kalırsa -su dediğim denize ya da nehre girmek- o zaman “Sen bir suya gir” diyorduk. Çünkü keskin bir koku geliyor.
Beni de arkadaşlıktan çıkaran oldu
All Star kadrosundaki yarışmacılarla kendine bir ada kuracak olsan. Asla kimi çağırmazsın oraya?
Evrim’i çok seviyorum ama onu çağırmam. Çok üşengeç. Ya da şartname koşarım çalışacaksın diye. İlişkilerim kimseyle çok kötü değildi, herkes gelsin aslında. Ben barış, sevgi, kardeşlik modundayım.
Bazıları yarışmadan sonra Nisa’yı sosyal medyada arkadaşlıktan çıkarmışlar. Seni de çıkaran oldu mu?
Oldu, isim vermeyeyim ama bana gelip “Seni arkadaşlıktan çıkarmam gerekiyordu. Yazılan, çizilenin baskısı altında kaldım, yoksa seninle hiçbir problemim yok” dedi. Ben de “Problem değil” dedim.
Bu kadar Pollyanna bir adam mısın?
Pollyanna olmak değil aslında benim empatim yüksek, biri yanlış yapıyorsa, diyorum ki belki ailesiyle kavga etmiştir, belki psikolojik olarak bir sıkıntısı vardır.
Seni çok üzerler…
Çok üzüldüm, zamanında çok da kazık yedim ama her zaman insanlara şans vermekten yanayım.
Ogeday ne demek?
Tarihte Ögeday diye geçiyor. Babaannem tarihle çok ilgilendiği için benim adımı Ogeday koymuş. Kralların yanındaki başmuhafız demekmiş. Annem yolda beni gezdirirken herkes ismimi soruyormuş. Anlamadıkları için annem bir süre sonra “Ahmet, Mehmet” gibi isimler söylemeye başlamış.
Seyhan, Adana doğumlusun…
Annem Karadenizli. Babam Tekirdağlı. Biz Selanik göçmeniyiz.
Spor, hayatına nasıl girdi?
Spora başlama nedenim hiperaktif olmam. Koltukta amuda kalkıyor, kapı eşiklerine tırmanıyormuşum. Evin içinde enerjimi atamıyormuşum. Doktora götürmüşler, “Yormanız lazım” demiş. Yüzme, futbol, basket, dans,
en son kürekle devam ettim.
Bir de kürek okulun var…
Evet, Pendik’te. Şimdi Caddebostan’da ikincisini açıyoruz, ismi Winka. İsveççede ‘el sallamak, dalga’ demek.
Oyunculuk çok hoşuma gitti
Bu sezon Kanal D’de yeni bir diziye başlıyorsun ve başrol oynayacaksın. Nasıl bir karakter?
Karakterin iyi olan huyları bana benziyor ama diğer tarafları pek değil. Çok popüler bir adam, insanlar onunla fotoğraf çektirmek istiyor. Bense tatilde kimsenin olmadığı yere giderim.
Oyunculuk ne zaman başladı?
Bir şey yapmak istiyorsam onu deneyimlemem lazım. Yarışmadan çıkınca bir fırsat geldi, ‘Bir Litre Gözyaşı’ dizisinde oynadım, hoşuma gitti.
Artık oyunculuğu mesleğin olarak görüyor musun?
Görüyorum. Spor ve oyunculuk çok farklı şeyler. O role bürünmek, oradan çıkmak, bir anda farklı duyguya geçmek zor. Zoru sevdiğim için aslında oyunculuğu da çok sevdim. Doğru zamanda, kafam da rahatsa güzel işler yapabileceğimi düşünüyorum.
6 aylıkken pırasa yiyormuşum
Seni adada en çok ne zorladı?
Açlık, özlem… Bunlar çok zordu.
Yemek yemeyi de çok seviyormuşsun galiba…
Evet, 6 aylıkken annem pırasa yedirmeye başlamış bana. Mesela Fenerbahçe kürek takımındayken annem makarna yapacaksa bana bir tencere yapardı. Onlar ablamla benden ne kurtarırlarsa onu yerlerdi. Spor yapmamın nedeni de daha çok yiyebilmek.
Adada en çok doya doya yemek yemeyi mi özledin o halde?
Yemek yemeyi de özledim ama bir şekilde ödül kazanınca yemek yemeye doyuyorsunuz. Ailemi çok özledim ve oyun oynamayı.
Oyun oynamak derken…
Bilgisayar oyunlarını çok seviyorum. Bir arkadaş grubumuz var, online oyunlar oynuyoruz.
Adaya dönersek seni en hayal kırıklığına uğratan neydi?
Yasin’in elenmesi erken oldu.
Aslında birisi seni üzdü mü anlamında soruyorum…
İlişkilerim kuvvetlidir. Seven beni çok sever, sevmeyen de benden nefret etmez. Bir düşmanım falan olmadı. Hayal kırıklığına uğramadım, üzülmedim yani.