Usta sanatçı Nükhet Duru, çok konuşulacak bomba açıklamalara imza attı. Hakkında merak edilenleri samimiyetle anlatan Duru, Reha Muhtar hakkında da yıllar sonra çarpıcı açıklamalarda bulundu. Detaylar haberimizde…
Nükhet Duru: Türkiye’nin en iyi yorumcusu benim!
Nükhet Duru’dan bomba açıklamalar
Müzik dünyasının güçlü isimlerinden Nükhet Duru, CRI TÜRK’te Michael Kuyucu’nun hazırlayıp sunduğu ‘Müziğin Kilometre Taşları’ isimli programa konuk olarak katıldı. Duru’nun çarpıcı açıklamalarda bulunduğu röportajından önemli kısımlar şu şekilde:
Nerede doğduğum önemli değil ben Türkiyeliyim
Gerçek adı ‘Müberra Nükhet Duru’ olan ve 1958 yılında İstanbul’da doğan Nükhet Duru, “Beni gören dostlarım bana Erzincanlı der, Kayserili der, Gümüşhaneli der, ‘Hemşerim Niğdelisin sen bilirim’ der, Trabzonlu der. Ben de ‘Tabii ki’ diyorum, ‘Neresi?’ diye sorduklarında ‘Cumhuriyet Mahallesi’ diyorum. Aslında İstanbul’da Süleymaniye Doğum Evi’nde doğmuşum ama bu önemli değil, ben Türkiyeliyim” dedi.
Eurovision yarışmasında jüri bize haksızlık yaptığı için ülkemizi temsil edemedim
Duru Modern Folk Üçlüsü ile beraber ‘Dostluğa Davet’ adlı şarkı ile yarıştığı 1978 Eurovision Türkiye Elemelerinde haksızlığa uğradığını söyleyerek, “Türkiye’de o dönem hep haksızlıklar olurdu. Ya vizyon eksikliğinden ya da ilişkiler dolayısıyla bazı yerlere daha yakın dururdu o zaman jüriler. Biz halkın birincisi olduk ve jüri bize yakın değildi. Müzik adamları ‘Halkın değil bizim dediğimiz önemli’ dedi. Biz bu şarkının insanı uyardığını, değişik bir şey olduğunu anlatamadık. TRT’deki yönetim de üzüldü bizim ikinci olmamıza” yorumunda bulundu.
Michael Kuyucu’nun Eurovision’da temsil edemeyince üzülüp üzülmediğini sorması üzerine usta sanatçı, “O yıllarda Türk insanının başarılara ihtiyacı vardı. Kazanmayana küsüyorlardı. Ya Allah beni korudu ya da kısmet değilmiş” cevabını verdi.
Assolist olarak Batı müziği yorumcuları çıkartmadıkları için çok sesli müziğe başladım
Michael Kuyucu’ya Türk müziğine geçişini de anlatan Nükhet Duru, 80’li yıllarda Türk pop müziğinin gerilediğini ve arabeskin tırmanmasına yenik düştüğünü dile getirerek “Hiçbir albüm satmıyordu. Benim de Türk müziği alt yapım olduğundan, o dönem çok şöhretli olduğum için assolistlik teklifi geldi. Bülent Ersoy yasaklanmış, Emel Sayın evlenip Dubai’ye yerleşmiş, Zeki Müren ‘Bodrum’da dinleneceğim’ demiş. Gazinolar da 3-5 tane kalınca bana ‘Assolist olacaksın fakat assolist konumuna batı müziği yorumcusu çıkartamayız’ dediler. ‘Alaturka işini yapmam ben, çok sesli müzik yapayım’ dedim. İstanbul gelişimin bir bölümünü ve Türk müziği sazlarını karıştırarak çok sesli müziğe başladım” diyerek ‘Sevda’ adlı klasiğinin nasıl ortaya çıktığını anlattı.
Bütün albümlerimi kendim yaptım
“Telif ve benzeri konulardan extra paralar kazandınız mı?” sorusuna Nükhet Duru “Hayatımda albüm, plak, CD, kaset artık ne şekle dönüştüyse hiçbirinden para kazanmadım. Kendim sahneden para kazanıp albümlere yatırdım. Bütün albümlerini her zaman kendisi yapan biriyim. Ali Kocatepe’den başka kimse yatırım yapmadı, zaman içinde o da tükendi, onu da ben desteklemek zorunda kaldım. Müziğime yatırım yapmak zorundaydım. Bu kutsal bir görevdi benim için. Şarkılara yatırım yapmak da daha zordu çünkü zor şarkılardı. Bundan hiç pişman olmadım çünkü ben bu işe zengin veya ünlü olmak için girmedim; bu başka bir aşk ve ben bu aşkı yaşadım, ömrümün sonuna kadar da yaşayacağım” şeklinde cevap verdi.
Reha Muhtar hakkımda yalan haberler yaptı
2001 yılında yayınlanan ‘Bana Rağmen’ adlı albümünün Nükhet Duru kariyerinin en iyi albümlerinde biri olduğunu dile getiren Michael Kuyucu, bu albümün neden hak ettiği yere gelemediğini sordu. Bu soru üzerine duygulanan ve bir süre susan Nükhet Duru, “Bu albümünün güme gitmesinin sebebi Reha Muhtar’dır” dedi.
Ünlü şarkıcı, “Reha Muhtar sağ olsun kalbimi çok kırdı. Birden haberlerde benim babama bakmadığıma dair yayınlar yaptı. Külliyen yalandı. Birinin bana oynadığı bir oyundu bu. Bu benim kalbimi çok kırdı ve içime kapandım bir sene, dışarı bile çıkmadım. Albümün tanıtımını yapmam gerekirken hiçbir şey yapamadım. Ne radyo ne TV hiçbirine çıkmadım, o görüntüleri gördüğümde hayata küstüm. Babamı zorla getirdiler oraya, zaten hastaydı, Alzheimer hastasıydı, acayip şekilde çocuk gibi cevaplar veriyordu. O kadar etkilendim ki seyrederken burnumdan kan boşaldı. Bu bir hafta sürdü. Bunu bana kimin yaptığını da biliyorum. Böyle durumlarda beyaz duvar görüyormuş gibi davranırım, kavga etmeyi sevmem, Allah’a emanet ederim” şeklinde konuştu.