“Nasıl Fenomen Oldum” dizisinin güzel oyuncusu Nilperi Şahinkaya geçtiğimiz gün röportaj verdi. Samimi açıklamalarda bulunan Nilperi Şahinkaya “Fenomen olmak için sapıtmak yeterli” dedi. İşte o röportaj;
* Peki, özel hayatında komik bir kadın mısın?
Hiç değilim. Arada bazı aptallıklarım yüzünden doğal komikliklerim oluyor.
* Ne gibi?
Mesela geçenlerde bir arkadaşım COVID testini yollamış. Ben Hamilelik Testi sandım, “Kutlarım, çok sevindim” diye mesajlar attım. Çok fenaydı! Anlayacağın esprileriyle ortalığı yıkan bir kadın değilim. Ama sanırım taklit konusunda iyiyim, bu da insanların hoşuna gidiyor.
Adım yalan üzerine kurulu
* Kadın komedyen olmanın zor tarafları var mı? Mesela erkek komedyenlerin küfürlü konuşmaları normal karşılanırken kadınlarınkine tepki gösterilebiliyor…
Böyle söyleyince düşündüm de haklısın. Mesela ‘Aynen Aynen’de karakterimin ettiği küfürlerden dolayı “Bu kız hep küfrediyor” gibi bir algı oluştu. Adım küfreden kadına çıktı. Ama normalde hiç küfretmem, sevmem. Kendime yakıştırmıyorum. Ama bazı insanlara da çok yakışıyor.
* İsmin çok güzel. Özel bir anlamı var mı?
Dedem ‘Peri’ olsun istemiş. Çünkü rüyasında ak sakallı bir dede görmüş,
o dede “Bu çocuğun adını Peri koymalısınız” demiş. Dedem çok etkilenip bunu anneme söylemiş. Annem de Nil ismini istiyormuş. Babam “O zaman Nilperi olsun” demiş. Ben de bunu yıllardır böyle biliyor ve anlatıyorum. Geçenlerde annem bu hikâyenin aslında böyle olmadığını açıkladı.
* Nasılmış işin gerçeği?
Dayım, annemi arayıp babasının bir rüya gördüğünü söyleyerek aslında dalga geçmiş. Bizimkiler de inanmış ve ben Nilperi olmuşum, yani benim adım bir yalan üzerine kuruluymuş.
* Senegal’de doğmuşsun; ilkokulu Paris, ortaokulu İsviçre’de okumuşsun. Sonra Türkiye’ye gelip Fransız lisesine başlamışsın. Neden bu kadar yer dolaştın?
Babam diplomattı, büyükelçi.
* Farklı yerlerde eğitim görmek aidiyet konusunda seni nasıl etkiledi?
Çok zorluk yaşadım. Kendimi hiçbir zaman yurtdışında bir yere ait hissetmedim. Hep bir an önce Türkiye’ye dönmek istiyordum. Bunda yetiştirilme tarzımın da etkisi olabilir. Çünkü annem ve babam beni hep Türkiye’yi ve Türklerin cana yakınlığını anlatarak büyüttü.
* Oralarda zorluklar yaşadın mı?
Tabii. Irkçılığa maruz kaldığım zamanlar da oldu. Mesela Fransa’da okul kantininden yemek alırken yemekleri dağıtan kadın “Sen nerelisin” derdi, “Türküm” dediğimde “Sen Türklere benzemiyorsun, Türkler kara kuru olur” gibi laflar ederdi. Bu tür şeyler yüzünden çok kavga ettim. O sebeple herhangi bir ötekileştirme durumu beni çok sinirlendiriyor.
* Türkiye’ye dönme kararını nasıl aldınız?
Anne ve babam boşandı. Annemle ikimiz Ankara’da kaldık. Babam yurtdışı görevlerine devam etti.
* Anne-kız birlikte hayata devam etmek size nasıl yansıdı?
Zor ve ani bir boşanma süreci yaşadılar, maddi ve manevi sarsıldık annemle. Üstüne annem aynı dönemde annesini kanserden kaybetti. Hepsi birleşince lise ve Üniversite yıllarım zorlu geçti.
* Anne-babanın boşanması erkekler konusunda inançlarını sarstı mı?
Tabii. O zamanlar bunu kabul etmiyordum ama şimdi düşünüyorum da, evet. Hiçbir erkekle uzun süre durmamayı seçiyordum. ‘Ben gitmezsem o gider zaten’ diye düşünüyordum. Kimseyle tam olarak bir bağ kuramamıştım.
1 milyon takipçi güçlü hissettiriyor
* ‘Nasıl Fenomen Oldum’ beIN Connect’te yayında. Canlandırdığın Ala nasıl bir kadın?
Sosyal medyayı çok umursamıyor, Instagram hesabı bile yok. Çok zengin bir ailenin kızı, zaten çok tanınıyor. Ama bir gecede her şeyini kaybediyor. Ve etrafındaki herkes ona sırtını dönüyor. Ala bunun üzerine hırslanıp sosyal medya fenomeni olmaya karar veriyor. Amacı da dediklerinin duyulması, prestij ve güç arayışı.
Kendimi hiçbir zaman yurtdışında bir yere ait hissetmedim. Hep bir an önce Türkiye’ye dönmek istiyordum.
* Senin de 1 milyon takipçin var. Sen güç olarak kullanıyor musun bunu?
Hayır. Ama insana kendini güçlü hissettiriyor. Birilerini ya da mekânları şikâyet edenler de var. Bazen benim de bunu yapmak aklıma geliyor, yazıyor ama siliyorum. Kötüye kullanmamak lazım.
* Role hazırlanırken hangi sosyal medya fenomenlerinden yola çıktın?
Yönetmenimiz Mustafa Kotan bazı isimlerin hesaplarını, videolarını gösterdi. Ama kimler olduğunu hayatta söyleyemem.
* Biri sence nasıl fenomen olur?
Herkesin yapmak istediği ama yapamadığı şeyleri yaparak fenomen olunuyor. Ya da içimizde bir yerlerde bizi çeken bir şeyi başkasının yapması bize çekici geliyor olabilir.
* Sen fenomen misin?
Değilim çünkü o takipçileri daha çok oyunculuktan elde ettim.
* Fenomen olmak için yetenek ve üretmek şart mı, yoksa biraz sapıtmak yetiyor mu?
Üretmek ve yetenek gerekmiyor, sapıtmak yetiyor bence. Tabii bütün fenomenler sapıtarak oldu demiyorum, çok beğendiğim influencer arkadaşlarım var. Ama sapıtmak fenomen olmak için daha etkili oluyor.
‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ deyince içim daralıyor
* 12 yıldır sektördesin. Seni hepimizin tanıdığı iş ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’… Şimdi bu diziyi düşününce aklına ne geliyor?
Çok zor zamanlar geliyor. İçim daralıyor ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ deyince…
* Neden, pişman mısın?
Hayır, iş mükemmeldi ama ben çok zorlandım. İstanbul’a yeni taşınmıştım ve buraya adapte olmaya çalışıyordum. Bir yandan da çok zor bir setti. Setlerin bu kadar zor olacağını hayal etmiyordum. Şimdi görüyorum, o set ekstra zormuş. Bana bir tokat oldu. Bir de Mesude karakterinden insanlar nefret ediyordu. Herkes benden nefret ederek beni tanıdı. O yaşlarda bu hoş bir his değildi. Bana “Ne kadar iyi oynamışsın” denecek diye beklerken hakaret geliyordu.
* Artık bu sosyal medya yorumlarına alıştın mı?
Okumuyorum çünkü okuduğumda hâlâ çok canım sıkılıyor. O tür insanlar nereden, nasıl laf sokacaklarını çok iyi biliyorlar. O bir kötülük ve
o enerjiye girmek bile istemiyorum.
Nilperi Şahinkaya’nın Sosyal Medya’yı Sallayan Leoparlı Süper Minisi…
Aldatıldım ve yakaladım
* Sosyal medyada fake hesapların var mı?
Evet, bir tane yeni açtım.
* Kimleri stalk’larsın?
Asla söylemem… Bunu bütün oyuncular yapıyor. Bazen Magazin sayfalarına bakmamız gerekiyor çünkü.
* Erkek arkadaşının telefon şifrelerini bilir misin?
Hayır. Hiç kıskanç değilim. Yüzde 100 güvenirim. Karşındaki kişi bir şey yapıyorsa bu onun sorunudur.
* Böyle konuştuğuna göre hiç aldatılmadın…
Yooo aldatıldım.
* Ne zaman?
Üniversitedeydim ve yakaladım.
* Nasıl?
İstanbul’da olduğum dönemdi. Şüphelendim. Birlikte film izlediğimiz bir site vardı. O şifreyi kullanarak Facebook’una girdim. Bir kızla yazışmaları karşıma çıktı.
* Ne yaptın?
‘Bunu bana nasıl yaparsın’ diyerek aradım hemen ve ilişki bitti.
En büyük pişmanlığım dövmelerim
* Google’da ismini aratınca karşıma ilk ‘Nilperi dövme’ çıkıyor. Kaç dövmen var ki?
Bir sırtımın solunda var. Çok büyük bir unicorn… Bir de belimin sağında kocaman bir tavuskuşu kafası… Bana “En büyük pişmanlığın ne” diye sorsan bu dövmeler derim.
* Neden bu kadar pişmansın?
Aslında bu dövmelerin altında daha küçükken yaptırdığım başka dövmeler vardı. Onları kaplamak için büyük alanlar siyaha boyanarak dövmeler yapıldı.
* Bir de estetiklerin merak ediliyor.
Dişlerimi çok sıktığımda çene kısmım şişiyor, şimdilerde çeneme botoks yaptırıyorum. Bir de dudaklarıma kısa süre önce dolgu yaptırdım.
* En büyük takıntın nedir?
Çok planlı ve programlıyım, aşırı derecede…
* Örnek versen…
Mesela beni ara ve kahveye çağır, o gün asla gelemem. Bir gün önceden arayıp şu saatler içinde, şurada falan diye önceden konuşmalıyız ki ben en azından kendimi psikolojik olarak hazırlayabilmeliyim.
* Seni tanımayan birine kendini nasıl anlatırsın?
Çok hareketli ve heyecanlı… Kalbim devamlı küt küt küt… İçedönüğüm. Çok dışadönük, sohbet-muhabbet biri değilim.
Evet. İlk uzun ilişkim (gülüyor).
* Nasıl tanıştınız?
Üç yıl önce Ankara’ya annemi ziyarete gitmiştim. Atakule’de alışverişe çıkmıştık. Annem “Bir heykel göstereceğim, bayılacaksın” dedi ve Emre’nin Vespa’lı Herkül heykelini gösterdi. Âşık oldum heykele. Annem asla böyle şeyler demez ama o gün “Hemen etiketle ve story’ye koy” dedi. Ben de koydum. Sonra Emre DM’den mesaj attı.
* Bu fırsatı kaçırmadı yani…
Asla kaçırmadı. Ama gayet saygılı mesajlardı.
* Nasıl bir aşk sizinki?
Emre’yle bir aile olduk bile, aile kurduğumu hissediyorum. Bu da güven, huzur, müthiş bir dostluk demek oluyor. Her anlamda tamamlanmış hissettiğim bir ilişki bu.