Televizyon dünyasına dair kaleme aldığı yazılar hep ses getirdi ve çok okundu. Bu yazıların sektöre önemli katkıları da oldu. İyi olan işlerin hakkını teslim ederken, başarısız olan işlerin ise yol göstericisi oldu. Mesut Yar yıllarca yaptığı köşe yazarlığına bir süre ara verse de televizyonun güler yüzlü adamı olarak ekrandaki şovlarına devam ediyor. Hem de dur durak bilmeden. Hem Star TV’de hafta içi her gün yayınlanan “Mesut Yar’la Bugün” isimli sabah programını sunuyor, hem de 360 TV’de “Mesut Yar’la Laf Çok” isimli gecce şovuna devam ediyor. Sözü daha fazla uzatmadan Mesut Yar’a bırakıyorum.
Kendimi her yeni patrona izah aşamasını geride bırakalı çok oldu!
İzlemekten en keyif aldığınız programı sorsak?
Hiç evirip çevirmeye gerek yok. Yemekteyiz isimli formatın müptelasıyım. Türkiye’nin aynası gibi. Ne fazla lakayt ne de aşırı nazik. Toplumun her kesiminden insanların sıradan dertlerini ve sıra dışı egolarını yalın bir dille anlatıyor. Kimi zaman mutfağın içinde kimi zaman kaşığın kenarında kiminde de Onur’un tebessümünde buluyorum kendimi. Bunun dışında tematik kanallarda “Ağır Yaşamlar” gibi ekstrem işler dikkatimi çekiyor. Meselesini kısaca ve ustalıkla anlatan her işten keyif alıyorum. Yarışmalarda “Kelime Oyunu” basitliğinde yani anlaşılır olarak kurulmuş işlerden aldığım gibi!
Peki asla izlemem dediğiniz programlar var mı?
Meslek gereği öyle bir lüksüm yok. Ama bir kez izleyip içinde distile edebilecek mesele bulamadığım için hızla vazgeçtiğim işler var. Bunların hepsi sabun köpüğü türünden şeyler. Öyle uzun uzadıya da anlatmayayım; kast kokuyor hepsi. Ego kokuyor. Hırs ve hüsran kokuyor! Her türden bir program tercih ediyorum ben. Gerisini izlemek zaman kaybı zaten!
Sizce bu yılın dizi çifti kimler olur?
Oldu bile. Görsel bir şölenden bahsetmiyor, sadece içerik mükemmelliğini arıyorsanız Çukur dizisinin çiftleri benim için çok ideal. Yılın iki çifti ise işte tam o adreste duruyor; Çeto ile Mahsun ve Vartolu ile Sarışın! Burak Özçivit, Diriliş Osman’da rol alacak. Ne diyorsunuz üstesinden gelir mi, yakışır mı o role? Elbette. Gördüğüm en mütevazı adamlardan biri. Yaptığı her işte çapını ortaya koyuyor. Bir sürü çapsız meteor arasında parlaklığını hiç yitirmeyecek bir yıldız gibi. Diziyi birkaç adım ileriye de taşır diyeceğim ama Diriliş hakikaten kolektif bir iş. Adil dağıtılmış bir karakter sistemi var. Burak kendi rengini koyar oraya da. Dönem dizilerine yakışmışlığını çok gördük hem!
Peki siz dizilere ya da sinemaya dönmeyi düşünüyor musun?
Ahahaha. Harika bir fikir aslında. Birkaç dizi ve filmde oynadım. Ama açık söyleyeyim yaptığım eleştirmenlik işinin şantiyesini merak ettiğim için. Ancak belli ki çavuşluktan kalfalığa çıkmış olmalıyım ki birkaç kez “gel babacğım rolün hazır” hali oldu. Hazır olduğumda her türlü girerim sete. Sonuç itibarıyla kariyerimde sahne deneyimi, kariyerinde sahne olmayanlara oranla ciddi bir makas yaratır başlı başına!
Farklı projeleriniz var mı?
Önce farkı anlamam lazım. Her gün “fark” içeriği değişiyor çünkü. Hiç kısa süren bir işim olmadı açıkçası. Bu yaştan sonra da hüsran yaratacak bir projeyle zaman öldürmek benim için çok lüks. Ama şunu kıskanıyorum, iyi bir gurmeyle yol arkadaşı olarak topraklarımı, topraklarını, dünyayı ve mümkünse galaksiyi turlamayı. Ben işin tarihini anlatırım o da kültürünü. Renkli şeyler çıkar Vallahi. Dur ben bunu bir formatlayayım da, ekran mı var böylesi cesur ya da cüretkar?