Kubilay Aka Hakan Gence ile söyleşi yaptı. Samimi açkıklamalarda bulunan Kubilay Aka ” Çapkınlık yapmaya vaktim yok” dedi.
Üç filmin birden var. Nasıl başardın bu kadar iyi yönetmenlerle çalışmayı?
Uzun zamandır film için vakit olmamıştı. O yüzden film yapmayı ben de çok istiyordum. Böyle önemli ve deneyimli yönetmenlerin onlarla çalışmayı hak ettiğimi düşünmeleri çok gurur verici.
Ferzan Özpetek’le başlarsak, nasıl kesişti yollarınız?
Çok saygı duyduğum, takip ettiğim, filmlerini çok severek izlediğim bir yönetmen. Beni yapım şirketine görüşme için çağırdığında, giderken ellerim titriyordu. İletişimimiz çok güzel oldu. Benimle çalışmak istediği için kendimi çok iyi hissettiğim bir yönetmenim.
Nasıldı Özpetek’le çalışmak? Nasıl bir film olacak?
Her şeyden önce sizi ve hislerinizi çok iyi anlayan, empati kurabilen, standartların çok üstünde, bilinçli bir insanla karşı karşıyaydım. Yönetmenlik konusunda ben ona ‘maestro’ diyorum. Harika bir göz, harika bir kalp, harika bir yazar. İyi ki tanıştım, çalıştım ve ondan öğrendim. Bir kısa film olacak. Kaybettiklerinin özlemini içinde yaşayan bir adamın hikâyesi.
Bir diğer işin Umut Evirgen’in ‘Ana Kuzusu’ filmi. Evirgen’i nasıl anlatırsın?
Çok şahsına münhasır bir yönetmen. İşini gerçekten çok seviyor. Hikâye Feride Çiçekoğlu ve Umut Evirgen’e ait; benim oynadığım Murat karakterinin psikolojik çözülümünü cesur bir dille anlattığımızı düşünüyorum.
Nasıl bir karakter?
Murat kendi hapishanesinde, doğrularla yanlışların, gerçeklerle yanılsamaların mahkemesini yapıyor. Talihsiz bir karakter diyebilirim Murat için…
Sen ne kadar ana kuzususun?
Ben çok ana kuzusu değilim. Annem arkadaşım gibidir daha çok.
‘Risk almayı sevmiyorum galiba’
Bir de yeni sete girdiğin Çağan Irmak işi var. Onunla yollarınız nasıl kesişti?
Set harika gidiyor. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz. Yönetmenle de partner olabilmek çok önemli. Çağan Irmak oyuncuya çok fazla alan tanıyan, şans veren, ekibini önemseyen, çok heyecanlı ve deneyimli bir yönetmen. Kendimi çok mutlu ve güvende hissediyorum çalışırken. Filmimiz 6 Ocak 2023’te vizyona girecek. Şimdiden heyecanını yaşıyorum.
Bir de ilk defa komedide oynuyorsun, nasılmış?
Farklı bir şey yapmak çok hoşuma gitti. Alıştığım matematikten değişikti. Çok eğlendim, çok öğrendim, çok sevdim.
Özünde komik bir adam mısın?
Emin değilim. Bazen çok soğuk esprilerden de hoşlandığım oluyor. Ama eğlenceli olduğum söylenir. Gülmeyi, mutsuz insanların yüzünü güldürmeyi severim. Çevremdeki insanlar hayattan keyif alsın isterim.
Bu komedi işinde bir iddiaya giriyorsun. Senin kendi hayatında girdiğin
en büyük iddia neydi?
İddia hayatımda çok yeri olmayan bir şey. En fazla ‘Nesine futbol oynuyoruz’ oluyor. Onu da genel olarak kazanıyoruz zaten. Çok risk almayı sevmiyorum galiba.
Repliklerinden biri “Aşk bazen yanı başımızda”… Senin böyle kaçırdığın bir aşk oldu mu hayatında?
Aşk bir şekilde kendini belli eder. Bazen ufak bir bakıştır, bazen sana diğerlerinden farklı güler, bazen onunlayken başka bir huzur içerisindesindir… Kum tanesi kadar da
hissetsek aşk karşıya en çabuk geçen duygu bence. Yani eğer kaçırmışsam zaten aşk değil benim için. Aşk ıskalamaz.
Senin kriterlerin nelerdir aşkta?
Samimiyet. Plan, taktik, matematik vs. olmadan samimi bir ortam. Başına ne gelirse gelsin, samimi bir gülümseme ya da sarılma dünyanın en güzel şeyi bazen.
Hazar Ergüçlü ile birlikte kamera karşısına geçtin. Aynı zamanda senin arkadaşın… Nasıl bir ilişkiniz var, birlikte oynamak nasıl?
İşine bu kadar saygılı, disiplinli, yaptığı işi son bölümün son kelimesine kadar çalışıp bilen biriyle sette olmak çok güven verdi. Karşılıklı oynamak çok keyifli. Enerjisindeki, duygusundaki en ufak bir değişim bile anlaşılıyor her bir hücresinden. Kendimi çok şanslı sayıyorum dizide karşısında olduğum için. Çok şey öğrendim Hazar’dan. Çok değer verdiğim bir dostum.
Üzerine yapışan bazı etiketler var. Açıkça sorayım, söylendiği gibi çapkın mısın?
Herkese yapıştırılan etiketler var. Oturduğumuz yerden yargılamak sanırım kendimizi önemli hissettiriyor. Çapkınlık yapmaya vaktim yok.
Peki, aldatıp çok insanın canını yaktın mı?
Hayır, aksine birine bir yanlış yapıp canını yaktıysam o kişi için çok çabalarım. Farkında olmadan bile bir insanın kalbini kırmışsam geceleri rahat uyuyamam. Aldatmak meselesi kendini aldatmak her şeyden önce. Büyük bir hata ve vicdan azabı getiren bir şey. İyi-kötü yaşadığım ne varsa ileride tekrarlamayacağımın kanıtı da aynı şekilde onlar.
Sence neden bu sıfatlar sana yakıştırıldı?
20 yaşından beri kamera karşısındayım. Aynı zamanda Magazin dediğimiz basın topluluğunun da… Şu an 27 yaşındayım, bir insan için önemli ve dikkatli olması gereken bir yaş dönemi, büyüyüp farkındalığımızın arttığı ve olgunlaştığımız bir dönem. İzleyenler, takip edenler büyümemize de şahit oluyor. Aynı etiketleri yapıştıran insanlar gibi, onların çocukları, arkadaşları, akrabaları gibi bazı yanlışlar ve doğrular yapıyoruz, insanız çünkü. Bunların bizi iyi veya kötü yapması mümkün değil ama anlayabiliyorum; tanımıyorlar, sadece yansıtılan veya lanse edilen kadarını biliyorlar. O yüzden yapıştırılan etiketler de değersizleşiyor.
Hedeflerim berrak ve temiz
Yedi senedir hayatımızdasın. Bu sürenin sana nasıl bir öğretisi oldu?
Yolun çok başındayım. Ama inandığım bir mottom var: “İyi olan şeyler kolay gelmez.” Bunu kattı bana sanırım bu süre. Sabretmek, şükretmek önemli.
Muğla’da sakin bir hayat yaşarken, tesadüfler sonucu keşfediliyorsun. Bununla gelen magazin, hayatını nasıl etkiledi?
Magazine saygı duyuyorum. Bunu ahlaklı ve saygıyla yaptıklarında mutlu da oluyorum. Ama yalan söyleyemeyeceğim, hiçbir zaman önemsediğim bir şey olmadı. Ben işime odaklanıp bunu yapmanın bana ne katacağını düşünüyorum.
Bunlar olurken sence ne kadar savruldun?
Ne olursa olsun hiç savrulmadım. Bazen rüzgâr esiyor ama kökleri sağlam tutmaya önem veririm. Ailem, arkadaşlarım, yakın çevrem benim ağzımdan çıkana önem verirler, ben de onlara yalan söylemem. Onun dışında dışarıda fırtınalar da kopsa sete gider, oyun bahçemde oyunumu oynar, hayattan keyif almaya devam ederim. Dış etkenler yok benim için…
Hayatı planlarla mı akışında mı yaşarsın?
Tabii planlarım, hayallerim var. En çok istediğim şey, bu işi yurtdışında da yapabilmek. Bunun için dil eğitimi vs. ne gerekiyorsa yapıyorum. Hedeflerim çok berrak ve temiz.
‘Çukur’ için seslendirdiğin şarkı milyonlarca kez izlendi. Müzikle ilişkin nasıl başladı?
16 yaşında babamın gitar almasıyla hayatıma girdi. Hâlâ kendimi geliştirdiğim bir yerdeyim orada da. Evde ufak bir stüdyom var. Kendim için yaptığım, sanırım en güzel şey; orada günlerce kaybolmayı çok seviyorum.
Hangisi daha zor?
İkisinde de başka heyecanlar yaşıyorum. İkisi de henüz çok başında olduğum şeyler. Deneyim daha kolay hale getirir umarım.