Ünlü bir anne ve babadan dünyaya geldiği için her daim magazin basınında sıkça yer alan İdo Tatlıses, kendisi ve ailesi hakkında çok özel açıklamalarda bulundu. Yeni çıkarttığı single ile müzik severler ile buluşan İdo Tatlıses’in, sevgilisi Yasemin Şefkatli ile ilişkisi neden bitti? Evlenmeden çocuk yapmak hakkında neler düşünüyor? İşte İdo Tatlıses’in içtenlikle bütün soruları cevapladığı röportajı…
İdo Tatlıses’in fotoğrafı isyan ettirdi: Yeter artık!
Yeni Single Geldi
Doğuştan ünlüler kervanında yer alan İdo Tatlıses, yeni çıkarttığı single’ı ‘Bileklerime Kadar Acıyor’ vasıtası ile Posta Gazetesinden Oya Çınar’a bir röportaj verdi. İşte kendisi, ailesi ve aşk hayatı hakkında her şeyi açık yüreklilikle cevap veren İdo Tatlıses’in o röportajı:
Her Gün Evlenme Teklifi İdo Tatlıses kimdir?
Alıyorum
“Hayranlarınız albüm beklerken ‘Bileklerime Kadar Acıyor’ single’ınız geldi.
Valla biz de albüm bekliyorduk kendimizden (gülüyor) ama albümü biraz daha erteledik. ‘Bileklerime Kadar Acıyor’ çok sevildi. İnşallah bundan sonrakiler daha da güzel olacak.
Sözleri çok manidar: Gitme kal, bunun sevip atmaktan ne farkı var? Bir hikayesi var mı?
Genellikle bir şarkıyı okumaya karar verirken ölçüm, “Kendim dinler miyim bu şarkıyı?” oluyor. Ben bir şarkıya güvenince de Allah’a şükür karşılığını buluyor. Hiçbir gönderme yok. Gerçekten çok sevdiğim için okudum sadece.
Peki, sizin için bir aşkın bitmesi yaşanan güzellikleri de siler mi?
Nasıl bittiğine bağlı. Kötü biten ilişkiyi çok güzel hatırlamak pek mümkün değil. Bu her ilişki için böyle aslında. Arkadaşınızla da iş ortağınızla da olsa böyledir. Ben kimseyle ilişkimi kötü bitirmedim.
Yasemin Şefkatli ile beraberken her fırsatta aşkınızı ilan ediyordunuz. Herkes de çok yakıştırmıştı.
Onunla da kötü bitmedi. Kısmet değilmiş… Bu sözü çok seviyorum. Güzel bir laf: Kısmet değilmiş…
Her zaman kaderci misiniz?
Bence her şey kader kısmet. Tabii siz elinizden geleni yapacaksınız. Sonrası kısmettir gerçekten.
Tutkulu bir aşık mısınız peki?
Tutkusuz aşk olur mu? Adı üstünde aşk! Tabii ki tutkuluyum.
Çapkın mısınız?
Çapkınlık demeyelim ama her Türk genci kadar ben de dışarı çıkıyorum, geziyorum. Ama bunu amaç edinip, “Bugün dışarı çıkayım da biraz çapkınlık yapayım” demiyorum. Zaten çok yoğun çalışıyorum. İstesem de vakit yok. Bugüne kadar bozmadım kendimi. Bundan sonra da bozmam herhalde. Ben her zaman tek eşlilikten yanayım. Öbür türlüsü gereksiz ve yıpratıcı.
Sosyal medyada, Instagram’da ‘DM’den yürümek’ diye bir tabir var…
DM’den yürümeeek (Gülüyor)… Yürümüşümdür mutlaka, yapmışımdır. 18 yaşımdan sonra olmuştur. Mesaj atmışımdır. Ama bunu hangi erkek yapmıyordur ki?
Size nasıl mesajlar geliyor?
Yani… Sevenlerim sağ olsun. Çok güzel mesajlar alıyorum.
Bugüne kadar aldığınız en ilginç mesaj neydi mesela?
Ooo! Her gün alıyorum onları canım. En ilginci demeyelim de her gün evlilik teklifi alıyorum mesela (Gülüyor). O çok güzel bir şey. Her gün evleniyorum.
Babanız İbrahim Tatlıses’in imajından dolayı insanlar sizden de maço tavırlar bekliyor mu?
Ne babam sanıldığı gibi ‘höt höt’ bir adam ne de ben dışarıdan göründüğü kadar rahatım. Her Türk genci ne kadar maçoysa ben de o kadar maçoyum. Bu zaten herkesin kendi kişiliği, hayatına verdiği yönle alakalı.
70’e yakın dövmeniz var. Babanız beğeniyor mu mesela?
İlk dövmemi 17 yaşında yaptırmıştım. Söylediği tek cümle şu oldu: Bir tek annenin adını mı yazdırdın? Ben de hemen ertesi gün gidip onun adını da yazdırdım. Hiç garipsemiyor.
Hayatınıza giren kadınlara karşı fazla sahiplenici ya da kıskanç davrandığınız oluyor mu?
Kıskancım ama bence bu maçoluk değil. Sahiplenirim ama “Oraya gitme, şunu giyemezsin” gibi bir yaklaşımım asla olmaz. Gerek yok bunlara. Herkes kendini biliyor zaten. Yetişkin bir insana ne yapıp ne yapmayacağını, ne giyip giymeyeceğini söylemek garip geliyor. Kimse de yapmasın bence.
Kız kardeşiniz Dilan Çıtak Tatlıses ile görüştüğünüzü biliyoruz ama babanızın Ayşegül Yıldız’la ortak çocukları Elif Ada ile görüşmüyorsunuz sanırım.
Görüşmüyor değilim kesinlikle. Telefonda konuşuyorum her zaman. Sadece zamanla ilgili bir sorun var. Ben Dilan’la da sürekli görüşemiyorum. Babamı da Bodrum’a geldiğimden beri sık görebiliyorum. Yoksa babamı bile üç ayda bir görebiliyorum. Haftanın beş günü sahnem var. Kalan iki gün de hiçbir şeye yetmiyor. Dinlenerek geçiyor.
“Babam tekrar evlenirse ortalığı yıkarım” dediniz mi gerçekten?
Asla! Dediysem de şaka yapmışımdır ama onu bile hatırlamıyorum. Kaç yaşında adam. Herkesin kendi hayatı, kendi iradesi var. Benim babama diyeceğim tek söz, “Hayırlısı” olur. Çocuk değilim ki artık. Hiç oralarda değilim. Herkes hayatına devam ediyor. Kim nasıl mutlu olacaksa öyle olsun isterim.
Anneniz için de geçerli mi bu?
İkisi için de aynı. Sadece şu var, annemi iyi tanıdığım için öyle bir durumu şu ana kadar tercih etmediğine göre bundan sonra da etmez diye düşünüyorum.
Derya Tuna ve İbrahim Tatlıses tekrar bir araya gelse, evlense ne hissedersiniz?
Benim için bir şey değişmez. Evlenseler ne değişecek ki? Zaten aynı evde kalıyorlar, aynı şekilde görüşüyorlar. Öyle bir şey düşündüklerini sanmam. Saçma olur zaten.
Evlenmeden çocuk sahibi olur musunuz?
Büyük konuşmak istemem. Bu da bence o anki koşullarla alakalı. Bir gün mutlaka evlenmeyi düşünüyorum ama sadece düşünüyorum (Gülüyor).
Nasıl bir kadın sizde o duyguları uyandırabilir?
Sarışın, esmer, uzun boylu… Böyle kıstaslarım yok. Aşk varsa gerisi ayrıntı olur. Ya da karakteri için klasik şeyler söylenir. Dürüst olsun, yalan söylemesin. Tabii ki olsun ama aşk bu hesaplarla yürümez ki. Etrafımızda duyarız ya, “Bu kadın bu adamda ne bulmuş?” Bulmuş işte. Açıklaması yok. Tabii ki kafası boş bir insanla birlikte olmayı tercih etmem. Bunları ancak yaşayarak deneyimleyebiliriz.
İbrahim Tatlıses ve Derya Tuna’nın oğlu olmanın artılarını mı eksilerini mi daha çok yaşadınız?
Eksileri daha fazlaydı ama kendi işimi kendim yaptığım için kısa sürede eksileri artıya dönüştürdüm. 18 yaşından beri kendi paramı kazanıyorum. Prodüksiyon firmam var. Annemle ortak olduğumuz bir inşaat firmamız var.
Önemli bir karar alırken babanıza sorar mısınız?
Kararlarımı kimseye sormam. O zaman benim kararım olmaz çünkü. Kimseye göre hareket etmiyorum. Ben zaten nerede ne karar vereceğimi çok iyi bildiğim için böyle bir duruma gerek yok.