Mimari yüzyıllardır süregelen insanlığın her anında eğişim ve gelişim göstermiştir. Mimari akımların modern sanatla modern fiziğin aynı anda doğduğu ve her birinin de yaşandığı dönemde görülen sanat akımlarıyla bağlantıları vardır. Aşağıda Liana Taşcı‘nın kaleminden mimari akımların en başlıcalarının genel özellikleri yer almaktadır.
İç mimaride öne çıkan akımlar
Minimalizm
1960’larda Amerika’da başlayan, sadelik üzerine ortaya çıkan bir akımdır. Sanatsal biçimin aşırı yalınlığını savunur. Minimum sayıda renk, biçim ve obje kullanılır. Minimalizmin mimarlık ve tasarımdaki karşılığı, ‘en az malzemeyle en yalın, en ekonomik ve en işlevsel sonuca gitmek.’ olarak tanımlanabilir.
Eklektik
Herşeyden önce yaratıcılık ön planda bu stilde. Eklektik tarzda bir ev tasarlamak için öncelikle birbirinden farklı ve bağımsız objeleri göze hoş gelecek şekilde kullanmalıyız. Renk uyumu çok önemli. Ana renkler ile kontrast (zıt) renkler bir arada olmalı. Mekan içinde kullanılan aksesuar ve objelerde de zıtlık yaratmak, gelenekselle moderni iyi harmanlamak şart bu akımda. Dönemlerin karışımını kapsayan bir akımdır.
Art Nouveau
19. Yüzyılın sonlarında, makineleşmeye ve endüstriye karşı ortaya çıkan bir akımdır. İlham kaynağını doğadan almıştır. Zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, kıvrımların ve bitkisel desenlerin sıklıkla kullanıldığı bir stildir. Bu mekanlardaki duvar kağıtlarında bile karşımıza çıkabiliyor. Objelerde yumuşak çizgi ve hatlar var. Uzun saçlı ve elbiseli kadın figürleri bu stilde çok kullanılıyor. Doğadan ilham alan Art Nouveau’da mobilyalarda sandal, meşe ve tik ağaçları tercih ediliyor. I.Dünya Savaşının ortaya çıkmasıyla bu akım sona eriyor.
Art Deco
Fransa kökenli bir sanat akımı. 1920’lerden sonra mimaride sıklıkla karşımıza çıkmaya başladı. Bu tarzda gotik süsleme öğelerinin yanı sıra geometrik desenler bulunuyor. Yuvarlak köşeler ve keskin çizgiler de karşımıza çıkmaktadır. Art Nouveau’dan hemen sonra gelen bu akım al emeğine değil sanayileşmeye dayalıdır. Bu dekorasyon stilinde fonksiyonel, işlevsel mobilyalar yer almaktadır.
Country
Amerika’daki çiftlik evlerinden ilham alıyor. Şehir hayatının karmaşasından uzaklaşmak isteyenlere seslenen bir stildir. Ahşap ve hasır gibi doğal malzemelerle yapılan mobilyalar ön planda. Renklerde beyaz, mavi ve toprak tonları tercih ediliyor. Koltuk kumaşlarında çiçek desenleri ile masalarda kareli örtüler ön planda. Büyük dolap ve yemek masaları da bu stilin vazgeçilmezlerinden. Pamuklar, ketenler, yün ve diğer doğal kumaşlar çok kullanılıyor. Eşyalar genellikle klasik görünümlü ahşap ve ferforje ağırlıklı mobilyalardır. Rahatına düşkün ve klasik sevenlere hitap eden bir dekorasyon tarzıdır Country.
Provence
Güney Fransa’nın lavanta tarlalarını andıran romantik bir stildir. Rahat ve zariftir. Sıcak ve sade evleri sevenlere hitap ediyor. Temelini doğal ve açık renk mobilyalar oluşturuyor. Ağırlıklı olarak beyaz renk var. Eskitme mobilyalara vintage objeler eşlik ediyor. Ferforje tasarımlar ile doğal dokulu kumaşlar bu stilin başlıca özelliklerindendir. Duvarlar genelde taş kaplama veya patine boyadır. Düz veya dantel tül perdeler kullanılır. Yataklarda cibinlik tercih edilir.
Zen
Uzakdoğu ve Asya Stili olarak da bilinen bir akımdır. Temelinde huzur, düzen, sakin bir yaşam ve sadelik var. Prensibi ‘az, çok şeydir.’ Sade ve minimalist mobilyalar evlerde hakim. Bu stilde mekanlarda az renk kullanılıyor. Sade ve basit çizgiler evlerin her yerinde kendisini gösteriyor. Dolaplar ve kutular mekandaki düzen için bolca kullanılan unsurlardandır.
Bu içerik dekorasyon ve tarihi mimari alanında çalışmaları bulunan Liana Taşcı tarafından hazırlanmıştır.