Usta sanatçı Halil Sezai, kiralandığı evde film çekimlerine izin vermek istemeyen yan komşusunu tehdit ve darp ettiği iddiasıyla karakola düştü. Karakolda ifadesi alınmak üzere gözaltına alınan Halil Sezai, sonrasında ise serbest kalmıştı. Kiraladığı villanın bahçesinde 67 yaşlarındaki komşusu Hüseyin Meriç’e darp ettiği görüntüler ise bugün ortaya çıktı. Ortaya çıkan görüntülerde ünlü sanatçı’nın Hüseyin Meriç’e vurduğu görülüyor. Halil Sezai’nin savunması ve konunun Detayları Haberimizde..
Halil Sezai Karakolluk Oldu!..
Halil Sezai’nin Yaşlı Komşusunu Dövdüğü Görüntüleri Sonrası Şaşırtan Savunması..
İstanbul Tuzla’da film çekimi dolayısla kiraladığı evin sitesinde olan villa sahiplerinin kendisine sinema çekimi için itirazda bulunması sebebiyle kavga eden Halil Sezai, dün gece komşusu Hüseyin Meriç’i darbettiği için karakola gitmişti. Halil Sezai’nin 67 yaşlarındaki komşusu Hüseyin Meriç’le kavga ettiği anların görüntüleri ortaya çıktı.
“Beni Döverken Kelime-i Şehadet Getirdim”
Star tv televizyonlarında yayınlanan Demet ve Alişan ile Sabah programında izlenen görüntülerle alakalı 67 yaşındaki Hüseyin Meriç, “Beni döverken kelime-i şehadet getirdim, ‘Ezan mı okuyorsun lan sen?’ diye daha çok dövdü.” şeklinde ifadeler kullandı..
İşte Halil Sezai’nin Çok Konuşulan O Görüntüleri;
https://www.youtube.com/watch?v=wY4GmB8OvRY
Halil Sezai: “Taş Olsa Çatlardı”
67 yaşındaki yaşlı komşusunu darp ettiği videosuyla gündemden düşmeyen ünlü sanatçı Halil Sezai, konu hakkında yaptığı açıklamada “Taş olsa çatlardı aylardır bu kadar ağır küfür ve tacize. Savunulacak bir tarafım yok. Olan oldu. Çok üzgünüm. Kendisinden de özür diliyorum” ifadeleriyle kendini savundu..
İşte Halil Sezai’nin O açıklaması;
“Olayı şöyle özetleyeyim de siz yine linçe devam edin; Evet, yaşlı bir adamla kavga ettim. Kavga ettim diyorum çünkü daha önce defalarca bu abimizin ‘gelin lan’lı tekliflerini reddettim. Güldüm geçtim. İkiz bir villada yan komşumuz oluyor kendileri. Oğlu ile beraber yaşıyorlar. Biz yönetmenimiz Aytaç Ağırlar ile beraber orada 6 kişilik bir ekiple Youtube formatı hazırlıyoruz. Yemek talk showu. Konuk alıyor, yemek yapıyor sohbet ediyoruz. Fakat maalesef 5 aydır 1 bölüm bile çekemedik. Maddi zararı geçtim manevi olarak burnunuzdan getirdi….
“5 Ay Boyunca Bu Abimiz Söverken Biz Sabır Çektik”
“Çünkü bu abimiz yönetmenimiz ile olan husumetinden dolayı bize programı çektirmemeye yemin etmiş. Bağıra çağıra öyle söylüyor 5 aydır! Başardı da zaten sonunda. 5 ay boyunca bu abimiz içip içip ‘ana bacı sülale söverken’ biz ya sabır çekmekten başka bir şey yapmadık. İlk zamanlardaki sofra muhabbetlerimizin hatırına. 2 senelik bir komşuluk geçmişi için…. Çok yiyip, içip muhabbet etmişliğimiz vardır. Arasının bozulduğu yönetmenimiz Aytaç yüzünden sabahtan akşama kadar müzik açan, (evde değilken bile kurduğu düzenekle uzaktan yayın yapıyordu) kafası yerinde değilken ana avrat söven bu abimiz şimdi çıkmış her yerde konuşuyormuş. Varsın konuşsun…..”
….Silah göstermelere, bahçeye 30 tane adam yığmaya filan girmiyorum bile. Çiçekle gittiğim evde sonuç buna dönüştü. Görüntüleri kırpmak, kendi küfürlerini, hakaretlerini, yumruklarını kesmek zaten beni şaşırtmadı. Bunların hepsi dün anlatıldı gerekli mercilere. Benim yaptığım şey de ‘hayvanlık’ buna söyleyecek bir lafım yok.. Beni bilen bilir aşırı sabırlı ve sakin bir insanımdır ama bu raddeye gelmenin de bir süreci var. Üzgün müyüm? Hem de çok. Değmezdi bu mafya hikayelerini ballandıra ballandıra anlatan, parasıyla her şeyi, herkesi satın alabileceğini düşünen abimiz için.”
“Ben Bilmiyor Muyum Sitenin 50 Tane Kamerası Olduğunu”
“Ben bilmiyor muyum sitenin 50 tane kamerası olduğunu, bilmiyor muyum magazin gazetecilerinin beni ve ailemi çok kötü bir pozisyonda bırakacaklarını? Elbette biliyorum. Ama dayanamadım işte. Taş olsa çatlardı, aylardır süren bu kadar ağır küfür ve tacize… Dün ifademi verdim. Daha bir sürü detay var tek tek anlattık. Gerekli adli başvurularımızı yaptık. Savunulacak bir tarafım da yok. Olan oldu. Çok üzgünüm. Herkesten de özür diliyorum. Kendisinden de özür diliyorum. Her ne olursa olsun yapmamam gereken bir şeydi ama işte…”