Uzun bir aradan sonra yeni albümünü dinleyicilerle buluşturan Gökhan Türkmen röportaj verdi. Gökhan Türkmen’den samimi açıklamalar geldi.
Yeni albümünüz “7”, 4 Haziran’da yayınlandı. Nasıl bir çalışma oldu?
“7” ile pandemide geçen o yorucu, sıkıştıran süreci geride bırakmayı amaçladık. Albümde yer alan “Deli” buna bir örnek. 2020 yazında yayınladığımız son derece dinamik, bir o kadar da heyecanlı bir çalışmaydı.Pandemi sürecinde de içimiz karardı, ruhumuz sıkıştı ve motivasyonu ateşlemek “Deli” ile başladı. Ardından sevgili Mert Carim ile benzer sound’da üretmeye devam ettik. Bu kadar sıkışmış bir dönemi dinamizm ve o yerinde duramama dürtüsüyle atlatalım istedik. “7” albümündeki bütün şarkılarda da bu dinamizmi, özgürce salınıp hayatın tadına varmayı hatırlamayı dinleyenlere vermek istedik.
Mert Carim’in haricinde kimlerle çalıştınız?
Dostum Mert Carim’in kalemi çok iyidir. Bu albümü tamamlayabilecek insanlardan biri kendisiydi. Diğer isim de aranjede ve prodüksiyonda çok profesyonel ve başarılı olan Genco Arı.
7’nci stüdyo albümünüzdeki 7 şarkı da modumuzu hiç düşürmüyor, aşk şarkısında bile. Peki albüm süreci de rahat mı geçti?
Evlere kapandığımız bu süreçte gerçekten hiç durmadan üretiyoruz. Pandeminin bizleri mecbur bıraktığı her duyguyu bertaraf edip geçtiğimiz yıl “Deli”nin ardından Mert ve Genco ile bir araya gelerek benzer renkte 2 şarkı daha çıkarttık.
Ve dedik ki biz neden albüm yapmıyoruz. Evde Mert ile birlikte sözleri, müzikleri tamamladık. 1 yıldır üzerine çalıştığımız projenin kayıtlarını, her şeyini bir buçuk ayda tamamladık. Zaman da iş de kendi yolunu buldu, aktı.
Evde bir dişi enerjisi hakim. Kızlarınız olsun, eşiniz olsun… Bu durum şarkılara nasıl yansıyor? Dahası evreni algılama biçiminizi değiştirdi mi?
Evlenmeden önce de ablam ve annem ile yaşadığım için dişi enerjisine hep alışkınım. Eşim Sinem ve kızlarım, hepimiz bambaşka karakterlerde insanlarız. Hanenizde dengeyi sağlayabilmek üretkenliği de farkındalığı da artırıyor.
Kızlarım Nil Rona ve Leyla Ada, yaşları küçük olmasına rağmen doğdukları andan itibaren vizyonumu genişletiyorlar, farkındalığımı gün geçtikçe artırıyorlar.
Bazen bir cümle söylüyorlar, o zaman zihnimde flaş yanıyor. Çok şey öğreniyorum hem Sinem’den hem de çocuklarımdan… Yaş ilerledikçe iletişim daha da güzelleşiyor, keyfiniz artıyor.
Sosyal sorumluluk projeleriniz devam ediyor mu?
Evet, Ege Orman Vakfı işbirliğimiz devam ediyor. Melike Turgut Ormanı’nı tamamladık, ardından Melis Özsoysal Korusu’na ormanı hedefleyerek başladık. Orman statüsüne ulaşmasına çok az kaldı. Bittiğinde hemen başka bir orman için çalışmalara başlayacağız ve bu ömrümüz boyunca böyle devam edecek.
Yıllardır akustik konserlerimizde “Geleceğe Işık Tut” projesine destek vererek Türkiye genelinde çocuklara destek vermeyi amaçladık izleyicilerimizle birlikte. Pandeminin ardından dilerim konserlerimiz başladığında çalışmalarımıza devam ederiz.
SOSYAL MEDYA İNSANI DEĞİLİM
Sosyal medyada da aktifsiniz. Hangi durumlarda takipçileriniz daha mutlu oluyor? Var mı bir taktiğiniz burada şunu, şurada şunu paylaşırım diye?
Ben çok sosyal medya insanı değilim. O nedenle taktik falan pek anlamam. Her şey dijitale taşındığı için hele bu dönemde iletişiminizi dinamik tutmanın yollarından biri oldu. İşimin getirdiği gereklilikler, bazen de anlık paylaşımları yapıyorum. Hepsi bu. Ama gündemi Twitter ve Instagram’dan takip etmeyi tercih ediyorum.
Pandemi bittiğinde ilk yapacağınız şey nedir?
Konserlerimiz başlıyor artık. Umarım normale döner, tüm dünyaca özlediğimiz günleri istediğimiz gibi yaşar, tadını çıkarırız. İşimizi rahatça yapabilelim. Şu an için tüm müzisyenler adına bence istediğimiz tek şey bu.
Daha önce ağlattığınız, hüzünlendirdiğiniz o kadar şarkının ardından kıpır kıpır şarkılar yapmanın sizin için iyileştirici bir yanı var mı?
Her tarzda şarkının iyileştirici bir yanı vardır. Ağlamanız da dans etmeniz de hepsi bir duygu aktarımı. Bu nedenle bir ayrım yapmazdım. Diğer yandan özellikle bu süreçte yaratıcılığa ve motivasyona itici güç sağladığını da inkar edemem. Bas gitar ile evimde çalışırken, klasik gitardan bambaşka bir yolculuğa sürükledi. Hem Mert hem de Genco ile aynı coşkuyu ve heyecanı içimizde yaşadık. ve disco funk “7” albümü çıktı ortaya. Bu duyguların dinleyiciye de yansıyacağına inanıyoruz.