Ana SayfaDedikoduFunda Eryiğit ve Hazar Ergüçlü: Rahat ve Uyumlu Bir İkili Olduk

İlgili Postlar

Funda Eryiğit ve Hazar Ergüçlü: Rahat ve Uyumlu Bir İkili Olduk

Şuanda aynı tiyatro oyununda oynyan Funda Eryiğit ve Hazar Ergüçlü “Rahat ve uyumlu bir ikili olduk.” dedi. İşte ünlü oyuncuların o açıklaması;

Daha önce de ‘Hakan Muhafız’da birlikte çalışmıştınız. Nasıl bir ikili oldunuz?

Funda Eryiğit: Rahat ve uyumlu bir ikili olduk. Sadece sahnede değil, kuliste de vakit geçirmekten hoşlanıyoruz. Genel olarak eğlenen bir ikiliyiz. Oyunla ilgili düşündüklerimizi birbirimizle paylaşıyoruz. Hepsi Kubilay (Tunçer) için de geçerli bu arada.

Hazar Ergüçlü: Ben halimden aşırı memnunum. Tiyatroda epey tecrübesi olan birisiyle oynamanın avantajlarını yaşıyorum. Bir şeyi nasıl yapacağımı bilemezsem Funda’ya bakıyorum. Gün geçtikçe ‘Timsah Ateşi’nde daha çok an ortaya çıkarıyoruz, oyun gitgide daha eğlenceli hale geliyor.

AYNI ŞEYLERE TAKILIYORUZ

Funda dışarıdan biraz mesafeli ve cool görünüyor. Sen onu nasıl anlatırsın Hazar?

Hazar Ergüçlü: Funda gerçekten insan ilişkilerinde mesafeyi çok doğru ayarlayan biri. Gıpta ettiğim özelliklerinden sadece birisi bu. Ama sanırım soğuklukla ilgili bir şey ima ediyorsun, hiç alakası yok. Gayet sıcak, eğlenceli ve çok çalışkan.

Peki Funda, senin gözünden Hazar nasıl biri?

Funda Eryiğit: Çok canlı biri, içi dışında. Komik ve eğlenceli bir kadın. Başka ne söyleyebilirim? Kendiyle mücadele halinde, dolayısıyla gelişime, dönüşüme açık.

Birbirinizden ne öğrendiniz?

Funda Eryiğit: Beni huzursuz eden şeylere bazen Hazar’ın da takıldığını görüyorum. Onu dinlerken ya da dert etme filan derken kendime de demiş oluyorum. İlaçlarla ilgili de çok şey öğreniyorum.

Hazar Ergüçlü: Özellikle prova sürecinde ondan çok şey öğrendim. Oynarken de her saniye öğreniyoruz aslında.

Birlikte zaman geçirdikçe birbiriniz hakkında sizi en çok şaşırtan ne oldu?

Funda Eryiğit: Gördüğüm en hızlı öğrenen insanlardan biri.

Hazar Ergüçlü: Hiçbir şeye şaşırmadım çünkü zaten Funda’dan beklentim çok yüksekti ve fazlasıyla karşılıyor bunu.

GENEL OLARAK MUTLU DEĞİLİM

Şu sıralar hayatınızın hangi dönemindesiniz?

Funda Eryiğit: Normal bir dönemimdeyim.

Hazar Ergüçlü: Oldukça gerçekçi ve dolayısıyla karamsar bir dönemimdeyim.

Peki, mutsuz musunuz?

Funda Eryiğit: Tam şu anı kastediyorsan mutlu hissetmiyorum ama mutsuz da değilim, iyiyim (gülüyor).

Hazar Ergüçlü: Mutlu olmayı başardığım anlar var ama genel olarak mutlu değilim.

O zaman sizi mutlu edecek bir konuya, oyunculuğa geçelim. Oynamak size ne ifade ediyor?

Funda Eryiğit: İnsana ve hayata dair şeyleri merak ediyorum, yeni şeylerle karşılaşmayı seviyorum. Oynamak bu konuda işimi çok kolaylaştırıyor.

Hazar Ergüçlü: Kendimle didişmenin en işe yarar hali.

Gerçek hayatta sizi oyunculuk yapmaya motive eden neler var?

Hazar Ergüçlü: Hayatın ta kendisi. Ve insan…

Funda Eryiğit: Heyecanlandığım bir hikâye ya da bir karakterle karşılaşınca motive oluyorum. İyi bir şey izlediğimde, ilgimi çeken bir olayla karşılaştığımda da aynı hissediyorum.

Filmleriniz, oyunlarınız ödül alıyor. Dizileriniz  çok izleniyor. Bir senaryoda ilk önce neye bakarsınız?

Funda Eryiğit: Hikâyesine.

Hazar Ergüçlü: Senaryonun kendisi ne kadar iyi ona bakarım. Senaryo iyi değilse geri kalan her şey muhteşem olsa bile, o işler başarılı olamıyor, bunun örneklerini sık sık görüyoruz.

Hayatta oyunculuk dışında nelerin peşinden koşuyorsunuz?

Hazar Ergüçlü: Tam anlamıyla kendim olabilmenin peşindeyim. Yanlış veya doğru, sadece kendim olmak istiyorum.

DERTSİZLİKLERİ BENİ DEHŞETE DÜŞÜRÜYORDU

Kimseye göstermeden, sezdirmeden yapmaktan hoşlandığınız şeyler, gizli zevkleriniz var mı?

Funda Eryiğit: Var ama gizli.

Hazar Ergüçlü: Benim bir ara ‘guilty pleasure’ım (insanın suçluluk, utanç duysa da vazgeçemediği zevk) Kardashian ailesiydi. Çünkü zenginliklerinin devasalığı, gündemlerinin basitliği ve benim dertlerime kıyasla dertsizlikleri beni dehşete düşürüyordu. Bambaşka, bizim burada ne yaşadığımızdan tamamen bihaber insanların, hayatların olduğunu görmek üzerimdeki baskıyı alıyordu. Benden çoook uzakta, hiçbir temasımın olmadığı, benim dertlerime sahip olmayan birilerini görmek iyi gelir her zaman. Ya da ben öyle yorumluyordum. Şimdi baksam gene tutulurum belki, bilmiyorum.

Hayatta nelerle dertleriniz, sorunlarınız var?

Hazar Ergüçlü: Bu aralar her şeyle.

Elinizde sihirli bir değnek olsa dünyada neyi değiştirirdiniz?

Funda Eryiğit: İnsanlar konuşamasa nasıl olurdu, ona bakardım.

Hazar Ergüçlü: Açlığı ve yoksulluğu yok ederdim.

Gelecekteki size bir not yazacak olsanız bu ne olurdu?

Funda Eryiğit: Yine mi sen?

Hazar Ergüçlü: Gelecekteki halim eşyanın tabiatı gereği şimdikinden daha ileri olacaktır. Dolayısıyla o bana bir not yazsın lütfen, buna gerçekten ihtiyacım var (gülüyor).

SEVGİ, ÖZGÜVENİ ARTTIRAN BİR ŞEY

‘Timsah Ateşi’ sizin gözünüzden ne anlatıyor?

Hazar Ergüçlü: Şiddeti, aileyi ve faşizmi. Bu üçünün zaman zaman ne kadar da iç içe olduğunu anlatıyor.

Funda Eryiğit: Birbirinden ayrı düşmüş iki kız kardeş. Biri evden kaçmış, diğeri evde kalmış. Evden kaçanın yıllar sonra geri dönmesiyle iki kadın birleşerek hem kendi aralarında hem de babalarıyla olan hesaplaşmalarını yapıyorlar. Bir intikam hikâyesi.

YARALANAN YARALIYOR

Sizi bu oyunda çeken, çarpan neydi?

Funda Eryiğit: Kara komedi olması ilk anda hemen çarptı zaten. Metni ve karakteri sevdim, Mehmet Ergen yönetecekti, çok fazla düşünmeye gerek kalmadı.

Hazar Ergüçlü: Bir, işlediği konu; iki, bana önerilen karakter; Fianna. Oyun her şeyiyle çarpıcıydı. Nihayet sahneye çıkmaya cüret edeceksem böyle bir oyunla yapabilirim diye düşündüm.

Oyun, izleyicilere neleri sorgulatıyor?

Funda Eryiğit: Ezen-ezilen ilişkisinin aile içindeki bir yansımasını gösteriyor oyun. Oyunda önce didişen, sonrasında boyun eğmeyen, birlikte hareket eden kardeşleri görüyoruz. Aile içindeki acımasız, faşizan ilişkiler farklı ölçeklerde de olsa hayatımızın bir parçası…

Sizce böyle sevgisiz evlerde, ailelerde yaşamanın bireylere, hatta sonrasında topluma nasıl etkileri oluyor?

Funda Eryiğit: Özellikle çocukluğumuzda yeteri kadar sevilmediğimiz inancıyla büyümüşsek bilinçdışı bir şekilde kendimizi sevilmeye layık görmüyoruz çoğunlukla. Bunun bir sürü olumsuz etkisi oluyordur. Ve bu olumsuzlukları aşmak zor bir yolculuk. Böyle bireylerin oluşturduğu toplum da kendini aşağı ve yetersiz görebilir, manipüle edilmeye açık olabilir. Özgüvensiz biri ya da toplum üretken, yaratıcı olamıyor. Sevgi, özgüveni arttıran bir şey.

Hazar Ergüçlü: Bizlik bir durum yok, her şey verilerle ortada. Tacize uğrayan taciz ediyor, yaralanan yaralıyor. Tıpkı bir zamanlar anne-babalarına olduğu gibi, aç kalan, okula gidemeyen, ailesinden ilgi göremeyen çocukların önemli bir kısmı büyüyüp öfkeli, suça yatkın bireylere dönüşüyor. Burada asıl bakmamız gereken, tüm bunların sorumlusunun kim olduğu.

ÇARESİZLİKTEN…

İki zıt kardeşi canlandırıyorsunuz. Aslında göründükleri gibi de değiller, içleri bambaşka. Bu tavırlar toplum tarafından kendilerine konan etiketler mi?

Hazar Ergüçlü: Evet. Dış görünüşünüze, konuşmanıza bakarak sizi yeterince tanıdığını varsayıyor insanlar. Ama gerçek farklı olabiliyor.

Funda Eryiğit: Oynadığım karakter Alannah, daha çok bastırılma ve tahakküm yüzünden, kendine güvenli bir alan yaratma kaygısıyla hareket ediyor. Babanın baskısı ve zulmü altında büyüdükçe olması beklenen kadına dönüşüyor; edepli, dindar, söz dinleyen… Çaresizlikten… Ve bunların altından fışkıramayan bir kimlik var, onu da temizlik hastalığıyla bastırmış.

OYUNCUYU TİYATRO DA YAPTIĞI İÇİN ELEŞTİRENLER DOKTORA GÖRÜNSÜNLER

Hazar, bu senin ilk sahne deneyimin. Sahneye ilk çıktığın anı hatırlıyor musun?

Hazar Ergüçlü: Evet, o ben değildim. Vücudumun içinde, kendi gözlerimden olan biteni rüyada gibi seyrediyordum ve yapılması gerekenleri vücudum yapıyordu. Kendime hiç bu kadar yabancılaşmamıştım. Muhteşemdi ama.

Ekranda gördüğümüz isimlerin tiyatroya ilginin artmasıyla sahnede olmasını eleştirenler de var. Sizin bu konudaki düşünceniz nedir?

Funda Eryiğit: Bence oyunculuk iddiası olan kişi her yerde sahneye çıkabilir, istemezse de çıkmayabilir. Mesleğe ekranda başlamış oyuncuların sahneye çıkma arzusu tabii ki olabilir. Tiyatroda başlayıp kamera önüne geçen oyuncular da var. Önemli olan bence oyunun ne olduğu ve oyuncunun kendisini ve seyirciyi tatmin edip etmediği. Üzerine tartışmamız gereken oyuncular değil de, oyuncuların yaşadığı fırsat eşitsizliği olabilir.

Nasıl yani?

Funda Eryiğit: Role uygunluğuna, becerisine bakılmadan, sadece ekranda görünüp görünmediği üzerinden rol dağılımı yapılıyorsa  yanlış. Zaten para kazanın ya da kazanmayın, ortaya kesin kötü bir sonuç çıkar. Ve bu sadece tiyatroda yaşanmıyor, sinema ve dizi sektöründe de bunu görebiliyoruz. Eleştirilmesi gereken şey adaletsizlik.

Peki, sence Hazar?

Hazar Ergüçlü: Tiyatro yapmak başka herhangi bir şey yapmaktan daha kutsal değil, kimsenin tekelinde de değil. Benim mesleğim oyunculuk ve bunu istediğim her formda yapabilirim. Tiyatro da bunlardan biri. Bir oyuncuyu ‘durduk yere’ tiyatro yaptığı için eleştirenler bir doktora görünseler iyi ederler ve o doktor tercihen psikiyatrist olmalıdır (gülüyor).

HÂLÂ KADININ YERİNİ KONUŞTUĞUMUZA İNANAMIYORUM

Oyunda iki kız kardeşin  babaları tarafından sömürüldüğünü görüyoruz. Bu oyunla kadının konumuna dair neleri sorguladınız?

Funda Eryiğit: Açıkçası bir şeyi sorgulamadım. Sorgulanacak bir şey kalmadı benim için, durum ortada. Bildiğimiz, sürekli içinde yaşadığımız bir duruma oyun nasıl bakmış, onu anlamaya çalıştım sadece. Kadının konumu benim için sorgulanacak bir şey değil bugün. Kadının konumu belli; üretime eşit şartlarda dahil olan, ekonomik bağımsızlığını kazanmış, tercihlerinde özgür.

Günümüzde kadın olmayı nasıl anlatırsınız?

Hazar Ergüçlü: Eminim eskiye göre çok daha kolay ama hâlâ oldukça zor. Her gün öldürülüyoruz, tecavüze uğruyoruz; suçlular ceza bile almıyor. Her önüne gelen ‘haddimizi’ bildiriyor bize. Nasıl giyineceğimizi ve daha pek çok şeyi nasıl yapacağımızı söylemeye kalkıyor.

ZULÜM BİTMİŞ DEĞİL

Güçlü kadın karakterleri oynadığınız çok oldu. Oyunculuk sektöründe kadının yeri hakkında ne söylersiniz?

Funda Eryiğit: Fırsat eşitliği sağlanmış değil, ama konuşma ve görünür olma anlamında daha güçlü bir ses var. Cinsiyet ayrımcılığı denince gülmek istiyorum artık, hâlâ kadının yerini konuştuğumuza inanamıyorum.

Hazar Ergüçlü: Bu da eskiye göre çok daha iyi fakat zulüm bitmiş değil. Söke söke de olsa hakkımızı alıyoruz ama bunun için uğraşmamız gerekiyor. Daha doğrusu 12 sene çalıştıktan sonra artık alabiliyorum. Genç meslektaşlarım için aynı şeyi söyleyemem. Bu yeterince korkunç.

SANAT HER ŞEYİN ÇARESİ

Sizce sanat böyle konularda bir şeylerin çaresi olur mu?

Hazar Ergüçlü: Her şeyin çaresi olur, her şeyi değiştirir. Her şeye kafa tutar, her yerde var olur.

Funda Eryiğit: Bir genelleme yapacak kadar emin değilim bu konuda. Oyunculuğu, sanatın bir parçası olmayı kendim için yapıyorum. Bir şeylerin çaresi olmak gibi bir iddiam yok. Bir sanat eserini izlediğim, dinlediğim zaman, bende bir merak uyandırıyorsa bundan keyif alıyorum. Tıpkı oyunculuktan keyif aldığım gibi. Tüm bunlar benim için ve insanlar için neye, ne kadar çare oluyor bilmiyorum. Ama bunu paylaşmak mutluluk verici. İyi bir Film izlediğimde mutluluk duyuyorum. Bana yeni şeyler söylüyor ve bu bile o an için bir değişim yaratıyordur bence.

BELİRSİZLİĞİN AĞIRLIĞI ALTINDA EZİLİYORUZ

2021 nasıl geçti?

Funda Eryiğit: Güzel, sakin geçti. Pandemiyle yaşamaya biraz daha alıştım.

Hazar Ergüçlü: Çok çalıştığım bir yıldı.

2022’den beklentileriniz, dilekleriniz neler?

Funda Eryiğit: Büyük beklentilerim yok. Bir-iki isteğim var ama onları doğum günümde diledim zaten (gülüyor).

Hazar Ergüçlü: Hayatın tadını, kimseden utanmadan, insanların daha iyi koşullarda olduğu bir yerde çıkarabilmek.

Pandemi, karantinalar, kapanmalar sizi nasıl etkiledi? O dönemde en çok neleri sorguladınız?

Funda Eryiğit: Karmakarışık, ne olacağı belirsiz bir durum başta çok kaygılandırdı tabii. Hepimiz için biraz öyleydi galiba, virüsü bilmiyorduk, paketleri yıkıyorduk… Ne yaptığımızı bilemediğimiz bir durum. Şu an hâlâ belirsizlik var ama daha rahatladım bu konuda. Bence hem bize hem toplumsal psikolojimize çok büyük etkileri oldu. Galiba onu da zamanla daha net anlayacağız.

Hazar Ergüçlü: Her şey devam ediyor aslında. Belki bazılarımız zaten farkındaydı ama pandeminin geri kalanlara da görünür kıldığı şey hayata dair belirsizlik oldu. Farkındaysanız her gün belirsizliğin ağırlığı altında daha da çok eziliyoruz. Bundan kurtulmanın yollarını arıyoruz ve bulamıyoruz.

Hazar Ergüçlü Kimdir?

Funda Eryiğit Kimdir?

Kaynak: Hürriyet

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler