Özcan Deniz ile olaylı bir ayrılık yaşayan ve davalık olan Feyza Aktan ilk kez olaylar hakkında Hürriyet’e konuştu. Aktan’ın verdiği röportajın detayları haberimizde…
Hayale Katkıda Bulundum
Şöyle başlayalım, Feyza Aktan kimdir?
– Kendimle ilgili altını çizeceğim çok bir şey yok, sade bir hayatım var. En kötü özelliğim çok aceleci davranmam… En sevdiğim yönüm ise güçlü bir kadın olmam. Güçlü bir kadın olmak, beni bu yolda ayakta tutan tarafım…
“Senkron” dizisinde rol aldınız. Nasıl bir deneyimdi sizin için?
– Dizide üç farklı kadını oynadım… Zor bir deneyimdi. En zoru da Mina karakteriydi. Çocuğunu kaybeden Mina ile empati kurmak istemedim. Ama role ısındıkça iyi şeyler ortaya çıktı.
İlk oyunculuk deneyiminiz “Senkron”dan kazandığınızla nasıl bir yatırım yapmayı tercih ettiniz?
– Hiçbir ücret almadım. Bu proje Özcan’ın (Deniz) hayaliydi ve ben o hayale katkıda bulundum. Para beklentim hiç olmadı.
Yeniden evlenmeyi düşünüyor musunuz?
– Büyük konuşmak istemiyorum ama evlilik çok radikal bir karar. Oğlumla birlikte yaşıyorum. Evlenmek, oğlumun bir yabancıyla aynı eve girmesi demek… Bu nedenle oğlum belli yaşa gelmeden, asla böyle bir karar alamam.
Feyza Aktan Hakkında Özcan Deniz’in Kardeşinden Şok İddia
İyi Niyetimi Kötü Kullandı
Kuzey ile babası arasındaki ilişki nasıl?
– Ayrıldığımızdan bugüne kadar onların baba oğul ilişkisine asla olumsuz yaklaşmadım. Tam tersi nasıl yapıcı olurum dedim. Hatta Özcan’ın çalışma saatleri ağır olduğu için mahkemenin verdiği görüş günleri dışında da birlikte olmalarına müsaade ettim. Ancak Özcan bu durumu bile velayet davası açtığında bana karşı kullandı.
Dava dilekçesinde şu ifadeler yer aldı: “Oğlum zaten hep fiilen benim yanımda. Annesi gece hayatına çok düşkün olduğu için oğlumuz Kuzey’i hep bana gönderiyor, ilgilenmek istemiyor.” Bu maddeyi okuduğumda beynimden vurulmuşa döndüm, gösterdiğin iyi niyetin sana silah olarak doğrultulması inanılmaz can acıtıcı. Sen iyi niyetimi kötü kullanırsan ben de hem oğlumu hem de kendimi korumak için mahkemenin verdiği görüş günlerine uyarım.
Özcan Bey oğluyla görüşmesine engel olduğunuzu iddia ediyor. Hatta savcılığa suç duyurusunda bulunarak “oğlundan 10 gündür haber alamadığını” söyledi.
– Bununla ilgili avukatımla beraber ifadeye gideceğiz ve belgelerimizi sunacağız. Telefonum hep açık, oturduğumuz yer aynı. Ki beyan verdiği zamandan 8 gün öncesi Kuzey zaten babasında yatılı kaldı. 3 gün öncesi ise baba oğul cep telefonundan görüntülü konuştu. Bunların hepsi kayıtlı. Bizim bu boşanma konumuz neden hep basına malzeme olarak sunuluyor, neden özel kalmıyor anlamıyorum. Oysa bizim ortak noktamız, oğlumuz. Ve Kuzey büyüyor, ileride bunları okuyacak, ‘neden annem ve babam bunları yaptı” diyecek…
Üzerimde Hiçbir Mal Yok
2019 yılında boşandıktan kısa bir süre sonra Özcan Deniz’le yeniden bir araya geldiniz. Bu dönemde Deniz’e “Ya yeniden evlenelim ya da bana 15 milyon TL tazminatı ver” diye rest çektiğiniz haberleri de basına yansıdı. Bu iddialar için ne diyeceksiniz?
– Asla böyle bir şey demedim. Bu cümleyi kuracak bir kadın olsaydım, çekişmeli boşanırdım… Sözleşmeli boşandık ve hiç para mevzusu olmadı. Bu evlilikten 1 TL bile almadım. Üzerimde hiçbir mal yok. Kullandığım araç bile benim üzerime kayıtlı değil.
Özcan Deniz, Zekeriyaköy’deki bu röportajı yaptığımız evden çıkmadığınıza dair suç duyurusunda bulunmuştu. Evdeki son günleriniz mi?
– Bunun net cevabını ben de bilmiyorum. Boşandıktan sonra bu evden yaşanmışlıklarımız çok olduğu için taşınmak istedim. Ancak Özcan buna izin vermedi, “Oğlumum düzeninin bozulmasını istemiyorum” dedi. Pandemi başladığı dönem, biz Özcan’ın evinde 5 ay kaldık. Sonra bir gün telefon etti, “Ev tadilata girecek, evi kapatıyoruz” dedi. Ben de yeni ev bakmaya başladım ancak boşanma sözleşmemizde bu semt dışında başka bir yere taşınamayacağım yazıyor. Özcan da bu bölgede gönderdiğim hiçbir evi kabul etmiyor. Çok tıkandım… Sonra bir bakıyorum, eski eşim benim için ‘gaspçı’ diyor. Bu evle ilgili davamız devam ediyor, ne olacağı daha belli değil.
Oğlum İçin Sustum
Bugüne kadar iddialar karşısına neden sessiz kalmayı tercih ettiniz?
– Bunun çok cevabı var aslında ama en başta oğlum için sustum. Karşımda çok sayıda insan var, hepsine cevap vermem imkansız. Bir tarafın olanları olgunlukla izlemesi gerekiyordu, sanırım o görev bana düştü. Ben ne kadar arkada, sessiz kalırsam olaylar o kadar alevlenmez diye düşündüm. Fazla özele girmek daha fazla ateşi harlamak olur. Daha fazla ailemi deşifre etmek istemiyorum. İnşallah dava sürecimiz artık karşılıklı hassasiyetle devam eder.
Kuzey’in bir gece evden tek başına çıktığı ve onu güvenlik görevlilerinin bulup getirdiğine dair iddialar ortaya atıldı. Nedir bu olayın aslı?
– Öncelikle Kuzey tüm gece benim elimi tutarak uyur. Anne olanlar bilir, çocuğunuz gece dönse bile refleks olarak uyanır ve kontrol edersiniz.
Nasıl oluyor ki gece oğlum yanımdan kalkıp merdivenlerden aşağıya iniyor, boyunun yetmediği garaj kapısının düğmesine basarak sitenin dışına çıkıyor? Böyle bir şeyin yaşanması nasıl mümkün olabilir? Benden oluşturulmaya çalışılan profili anlıyorum ama en azından mantıklı gidin. Eğer böyle bir olay yaşandıysa bu görüntüyü paylaşmak ve sözünü doğrulamak zorunda…
Geçmiş Olsun Denilmesi Yerine Alkolik İlan Edildim
Geçtiğimiz aylarda evinizde çıkan yangının sebebinin siz olduğunu öne sürüldü. “Sızdı, elektrik sobasını unutup evi yaktı” iddialarına ne diyeceksiniz?
– Bununla ilgili bilirkişi raporunda yangının elektrik panosundaki arızadan çıktığı yazıyor. Bu da her zamanki gibi medyaya yanlış aktarıldı. Olay sırasında uyanıktım. Ve gerçekten çok ciddi bir yangındı. Oğlum ve ben şu an hayatta olmayabilirdik. Çok ağır travmatik bir şey atlattık. Yangının ertesi günü çevremizden ‘geçmiş olsun, iyi misiniz’ denilmesini beklerken, alkolik ilan edildim.