Ana SayfaÜnlülerEvrim Alasya İle Sıla Türkoğlu'ndan Özel Açıklamalar...

İlgili Postlar

Evrim Alasya İle Sıla Türkoğlu’ndan Özel Açıklamalar…

SHOW TV’nin sevilen dizisi Kızılcık Şerbeti’nin oyuncuları Evrim Alasya ve Sıla Türkoğlu, hem diziyi hem de canlandırdıkları karakterlere dair samimi açıklamalarda bulundu. İşte Evrim Alasya İle Sıla Türkoğlu’ndan Özel Açıklamalar…

Emre Kınay Ve Evrim Alasya ‘nın Müzikal Tadında Komedi Oyunu Çok Yakında!…

Evrim Alasya İle Sıla Türkoğlu’ndan Özel Açıklamalar…

SHOW TV’nin sevilen dizisi ‘Kızılcık Şerbeti’nde ‘Kıvılcım’ ve ‘Doğa’ karakterini canlandıran Evrim Alasya ile Sıla Türkoğlu, Episode Dergisi’ne kapak oldu…

Evrim Alasya kimdir?

“Tarifi Mümkün Olmayan Bir Acı Yaşadık”

Türkiye’yi yasa boğan, 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki yıkıcı depremlerin ilk gününden beri derpemzedeler için yardım çağrısında bulunan Evrim Alasya ile Sıla Türkoğlu, konuyla ilgili düşüncelerini aktardı.

“Tarifi mümkün olmayan bir acı yaşadık” diyen Evrim Alasya, “Toparlanması uzun sürecek bir acı bu. Bundan sonrasını konuşmak lazım artık. Bu ülke deprem ülkesi. Bunun için somut eylemler nelerdir, nasıl önlem alınmalı, biri diğerleriyle iletişime geçilip ülkece bunun için hep birlikte bu konuyla ilgili neler yapılmalı? Depremi kader olmaktan artık çıkarmalıyız. Bireysel olarak bunun için çok çaba sarf etmeyi kafama koydum. Buradan da herkese çağrım olsun” ifadelerini kullandı.

Sıla Türkoğlu ise “Öncelikle hepimizin başı sağ olsun. Aslında söylemek istediğim çok şey var; fakat böyle hassas bir konuyu dile dökmek öyle kolay da olmuyor. Tek dileğim aynı acıyı bir daha yaşamamak adına gerekli önlemlerin bir an önce alınması” diye konuştu.

Oyuncu Sıla Türkoğlu ‘dan Aşk Dedikodularına Cevap!…

“Bu İşi Ters Köşe Olduğu İçin Kabul Ettim”

* Ekranların bu sezon en çok konuşulan işlerinden ‘Kızılcık Şerbeti’nde, ‘Kıvılcım’ karakterini oynuyorsunuz. ‘Kızılcık Şerbeti’nin bu kadar konuşulmasını bekliyor muydunuz? Farklı yaşam tarzlarını, iki aile ve onların çatışmaları üzerinden anlatan bir dizi ‘Kızılcık Şerbeti’. Projeyi ilk okuduğunuzda neler hissettiniz, tedirgin etti mi bu durum sizi?

Evrim Alasya;

“Bu işi ters köşe bir iş olduğu için kabul ettim. Anlattığı konu bizim toplumsal olarak ana konumuz. Bir türlü aşamadığımız ve yanlış yerlerden bakıp birbirimizi hırpaladığımız bir konu. Bu hikâyeyle herkesi hem kendisiyle yüzleştirecek hem de ön yargılı olduğu kişilerin yaşamlarıyla yüzleşip onları anlayıp empati kurabilecek diye düşünüyorum çünkü biz empati yapmayı pek bilmeyen bir toplumuz. Herkes kendisiyle çok meşgul. Bu iş o açıdan beni çok heyecanlandırdı. Herkesin insan olarak zaaflarıyla, korkularıyla, sıkışmışlıklarıyla aynı yerde olduğunu gösteren bir iş, belki de başkalarına da hak vermeyi öğrenebiliriz bu işle, kim bilir….”

Sıla Türkoğlu;

“İşin ses getireceğinin bence hepimiz farkındaydık. Ya sevilecekti, derdimizi anlatabilecektik ya da çok tepki alacaktı. Bu durum tabii ki biraz tedirgin etti ama inkâr edilse de toplumumuzda hepimizin ayrımcılıkla karşılaştığı zamanlar olmuştur. Hepimizin yaşadığı ortak bir derde iki taraflı değinen bir işin parçası olmak beni heyecanlandıran noktaydı….”

* İlk bölümden sonra verilen olumsuz tepkiler, bölümler ilerledikçe azaldı sanırım. İlk bölümden sonraki tepkiler size neler düşündürmüştü?

Evrim Alasya;

“Evet, çünkü hepimiz ön yargılıyız. Sadece bir tanıtımla insanlar bana o kadar rencide edici şeyler yazdılar ki… Ne kadar kolay artık herkes için karşısındakini yok etmek. Nasıl ön yargılı, vahşi ve acımasızız birbirimize karşı, çok daha net gördüm. İnsanlar ‘Yazdığım bir kelimeye karşındakine nasıl bir yıkım yaratır?’ diye düşünemeyecek uyuşukluk da yaşıyor maalesef. Bana yazdıklarının onda birini ben söylesem siz düşünün neler olur, biraz adap diliyorum her birimize.”

“Oynadığımız Rollerin Bize Tesadüfen Gelmediğini Düşünürüm”

* ‘Doğa’, ideal bir karakter ve ön yargıları olmayan biri aslında. ‘Doğa’yı sizden de dinleyebilir miyiz? Sizinle benzer tarafları var mı?

Sıla Türkoğlu;

“‘Doğa’, 20’li yaşlarında. İdealleri olan, zeki ve güçlü bir kadın. İlk başlarda aşktan kör olmuş bir kızdı benim için ama bence biraz gözü açıldı. Şimdilerde ben, aşık ‘Doğa’dan daha çok anne ‘Doğa’yı hissediyorum. Oynadığımız rollerin bize tesadüfen gelmediğini düşünürüm hep, ‘Doğa’da da Sıla’ya benzer duygular görüyorum. Kendini ezdirmiyor, bir şeyleri kabullenmektense sorgulamayı biliyor, ben de öyleyim. Mantık insanı değiliz ikimiz de, daha duygusal hareket ediyoruz.”

* ‘Kıvılcım’ çok köşeli bir karakter. Ön yargıları, kalıpları, kuralları var. ‘Kıvılcım’ı siz nasıl tanımlarsınız? ‘Kıvılcım’a bir dost tavsiyesi verseniz ne olurdu?

Evrim Alasya;

“‘Kıvılcım’, kurallı bir kadın. Birtakım kurallarla düzenini korumaya çalışıyor. O kuralları koymazsa yaşamında, işinde sağladığı düzenin bozulması onun için korkunç bir şey ama kaçınılmaz da. Bu hepimiz için geçerli. ‘Kıvılcım’ büyük konuştuğu, ön yargılı olduğu, reddettiği, ‘Asla olmaz’ dediği ne varsa hepsiyle sınanıyor. Hepimiz gibi. Biz bu yolculukta ‘Kıvılcım’ın kırılma noktalarını, köşelerinin nasıl törpülendiğini görüyoruz.”

“Zorlukları Yaratan Biziz”

* ‘Doğa’ ve ‘Fatih’in ilişkisi birbirlerini çok sevmelerine rağmen sıkıntılarla dolu. Birbirinden farklı ailelere sahip kişilerin birlikteliği sizce zor mu gerçekten? Büyükler bu konuda haklı olabilir mi? Siz, aileniz istemediği bir ilişki yaşayabilir miydiniz?

Sıla Türkoğlu;

“Zorlukları yaratan biziz. Birbirimize saygı duymayı öğrenirsek, birbirimizi yargılamayı bırakırsak genel olarak zorlanmayabiliriz. İlişkide farklılıklar güzel fakat ortak bir dil yakalamak gerekir. Diğer türlü biraz zor olabilir. Bizim ailemizde özel hayata karşı hep saygı var. Hiçbir zaman istemememize rağmen direttikleri bir durum yaşamadık, yaşamayız da. O yüzden bu soruya verebileceğim bir cevabım yok sanırım. (Gülüyor)”

* Muhafazakâr karakterlerin, ailelerin günlük yaşamlarını, aile ve ev içi kurallarını bu kadar detaylı gösteren ilk iş sanırım. Sizin aklınıza geliyor mu bu tip bir örnek?

Evrim Alasya;

“Ben bundan önce ‘Kırmızı Oda’da böyle bir karakter oynamıştım, yani muhafazakâr kesimden bir karakter anlamında diyorum. Onun dışında pek bu tarz bir şey izlediğimizi hatırlamıyorum, toplumsal olarak yeni yeni yüzleşiyoruz bu durumla. Çok ötekileştirmişiz birbirimizi. Bunu aklınız başınıza gelmeye başladığı yaşlarda daha da net görmeye başlıyorsunuz. Bu sebeple bu yüzleşme iyileşmenin de habercisi diye düşünüyorum.”

* Sıla Türkoğlu ile anne-kızı oynuyorsunuz. Sıla çok genç ve yetenekli bir isim. Onunla ilişkiniz nasıl?

Evrim Alasya;

“Sıla çok genç, yolun başında çok tertemiz bir kız. Çok da iyi bir oyuncu, daha da iyi olacak çünkü o kadar açık ki her şeye. Çok seviyorum onu. O kadar adaplı, o kadar kendini bilen olgun bir kız ki, ne kadar övsem az, inanın. Çok keyif alıyorum onunla çalışmaktan. İyi ki Sıla diyorum. Bunlar benim çok samimi duygularım yoksa kimse bana bunları söyletemez. Bu konularda Kıvılcım gibi sertimdir.”

“Kendi Doğrumuzu Bulmamız İçin Böyle Çatışmaların Olması Gerekir”

* Dizi farklı yaşam tarzlarından izleyici kitlesine sahip. Muhafazakâr kadınların da epey samimi yorumlarını gördüm. ‘Doğa’dan olduğundan farklı bir insan olması isteniyor, ailenin bunu yapmaması gerekir gibi yorumlar mesela… Toplumun bunca zaman sonra bu meseleleri bu kadar açık ve sakin konuşmasına da katkısı oldu sanki bu işin…

Sıla Türkoğlu;

“Öyle diyenler de var. “Yeni bir aileye girdin, ayak uydurmaya çalışacaksın tabii” diyenler de. (Gülüyor) Doğru, değişkenlik gösterebilir. O yüzden kendi doğrumuzu bulmamız için böyle çatışmaların olması gerekir. Biz de onu yapmaya çalışıyoruz. Bir mesaj verebiliyorsak ne mutlu bize.”

* Aileleri bu kadar farklı hatta karşıt iki kişinin birlikte olması, bu kadar zor mu?

Evrim Alasya;

“Çok zor bence hele ki herkes birbirine karşı ön yargılarla doluysa iki kişinin bile bir arada yaşaması çok zorken iki farklı ailenin bir araya gelmesi gerçekten daha da zor. Hepimiz bunu kendinden, kıyısından yaşamışızdır mutlaka”

“Meselemiz İnsan”

* Kızılcık Şerbeti, özünde bir aile ve kadın dizisi. Kuşak çatışmaları, anne-çocuk ilişkileri üzerine de çok şey söylüyor. Dizide gençlerinin ön yargısızlığı, ‘Nursema’nın dönüşümü de dikkat çekici. Nerede duruyor ‘Kızılcık Şerbeti’, meselesi ne sizce?

Evrim Alasya;

“Meselemiz çok net: İnsan. Benim mesleğim insanı anlatır. İnsanın her halini… Bizim işimiz görünenin arkasındakidir, insanın gerçek halidir. Tüm karakterlerin arka bahçesini görüyoruz bu işte. Ve arka bahçelerini gördükçe onlarla bağ kuruyoruz, empati yapıyoruz. İnsanı tüm boyutlarıyla izliyoruz. Günün sonunda hayatta hepimizin aynı yerde, aynı şeylerle debelendiğini görüyoruz ve en önemlisi kendimizi nasıl bir yere sıkıştırıp kaldığımızla yüzleşiyoruz. Yüzleşmek çok önemli.”

* Evrim Alasya ile çalışmak heyecanlı mı? Z kuşağına heyecansız deniyor ya, o yüzden soruyorum.

Sıla Türkoğlu;

“Beğenerek izlediğim bir oyuncuydu zaten. Onunla anne – kız oynamak beni tabii ki heyecanlandırmıştı, korkutmuştu da ama iyi ki birlikteyiz. Evrim müthiş bir kadın. Hem sahnelerde hem de sahne dışında olan desteğini hissetmek çok değerli. Güzel bir uyum yakaladık diye düşünüyorum.”

* Duru Tiyatro’da ‘İki Bekar’ oyununuz 7’nci sezona girdi. Bu yoğunluğu nasıl yönetiyorsunuz? Setten çıkıp tiyatroya mı koşuyorsunuz? Ya da tek boş gününüz de oyun mu sergileniyor?

Evrim Alasya;

“Ben çalışmayı seven biriyim. Sevdiğiniz işi yapınca yorgunluğu pek hissetmiyorsunuz. Oyun, konser, set hepsini dengeliyorum bir şekilde. Oyun da çok iyi gidiyor, evet. 7’nci sezonumuz ve seyirci oyunu bırakmıyor. Bu da çok keyifli bir durum bizim için. Bir tiyatro için…”

* “Acı verecek kadar güzel” yazılı bir dövmeniz varmış, kendinizi böyle mi görüyorsunuz?

Sıla Türkoğlu;

“Aslında birinden aldığım en değişik iltifattı. “Sen acı çekmek için fazla güzelsin, acı verecek kadar güzelsin” demişti. Almanca bir deyimmiş. Ben de öyle bir anda yaptırdım. Kendimi düşünerek yaptırmadım. Üstüne düşündüğümde çoğu zaman hayatta da güzel olan her şey acılı, zorlu süreçlerden geçtikten sonra oluyor. Yaşanılan zorluklar, güzel olanı daha da kıymetlendiriyor. Şu an bana edilen iltifattan ziyade hayatın bazı gerçekleriyle yüzleşmemi sağlıyor.”

* Şöhretle aranız nasıl? Çok ilgili olmadığınızı tahmin ediyorum, o anlamda tiyatro kökeniniz ağır basıyordur ama bir yandan da hep yüksek reytingli dizilerle birlikte milyonlarca insan tarafından takip ediliyorsunuz.

Evrim Alasya;

“Ben basit yaşamayı severim, öyle yaşarım. Hayatımda bir şey değişmedi. Değişmemesi için de uğraşıyorum, çünkü cam fanusta yaşamak olur tam tersi. Benim işim oynamak. Oynuyorum, hayatıma devam ediyorum hatta bazı durumlarda zorlaşıyor hayat maalesef. İnsansın, bazen kimseyle iş konuşmak istemiyorsun ama konuşmak istemediğini anlamıyorlar ama yapacak bir şey yok. Bizim işimizin cilvesi bu nokta, çile diyorum. Çünkü sosyal hayatında yaptığın işten, oynadığım rolden uzaklaşmak, ruhunu dinlendirmek istiyorsun ama her zaman mümkün olmuyor. O yüzden biz oyuncular ara ara kaçarız uzaklara.”

* Sizden önceki nesil ilişki yaşadığı zaman yakalanıp haber olmaya bayılırdı. Yeni nesil biraz daha kendi için ilişki yaşıyor gibi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Sıla Türkoğlu;

“Bence de biraz bize özel kalmalı ama ekstra bir saklama çabasına da girilmemeli. Normal insanlarız hepimiz. Bu kadar büyütülmemeli. Bir gün hayatımda gerçekten âşık olduğum ve güvendiğim biri olursa saklama ihtiyacı hissetmem.”

* Aslan burcusunuz, otokontrol hep sizde mi olmalıdır? Özel hayatınızda bunun zararını gördünüz mü? Ben bir aslan olarak çok gördüm de dertleşmek istedim.

Evrim Alasya;

“Maalesef… Beni çok daha iyi anlıyorsunuzdur o zaman. (Gülüyor) Tabii ki gördüm, görmez olur muyum? Her şeyin aşırısı felaket getirir, demiş Aristoteles. Bu güzel bir özellik ama aslanlar da dozu biraz kaçıyor galiba, onu dengelememiz şart.”

Sıla Türkoğlu Kimdir?

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler