Uzun süre ekranlardan uzak kalan Engin Hepileri Fox TV ekranlarında yayımlanan “Evlilik Hakkında Her Şey” dizisiyle yeniden izleyici karşısına geçti. Canlandırdığı karakterle bir kez daha kendine hayran bırakan Engin Hepileri “Oldum derseniz geri kalırsınız” dedi. İşte ünlü oyuncunun o açıklamaları;
Bu sezon Fox TV’deki ‘Evlilik Hakkında Her Şey’ kadrosuna dahil oldunuz Koray karakteriyle… Bu karakteri canlandırmak nasıl bir tecrübe sizin için?
Koray içimizden biri. İzlemiş olanlar için bu çok acı tabii ancak her gün karşılaştığımız ve gerçek yüzünü hiç bilmediğimiz bir sosyopat! Toplumda saygı gören; iyi giyimli, zeki, başarılı ve parlak bir menajer. Karısıyla yalnız kaldığında ona ciddi psikolojik baskı uygulayan ve maalesef bu durumu kontrolünü kaybedecek kadar ilerleten bir adam.
Nasıl oldu da kabul ettiniz bu rolü?
Projeden haberdardım. İşlediği konuları, kadına şiddetle ilgili duyarlılığını biliyordum. Rol cezbetti beni.
Bir yandan da Gain’deki ‘Orta! Kafa! Aşk!’ta izliyoruz sizi. Norveç yapımı ‘Match’in uyarlaması…
‘Match’i ilk izlediğimde çok güldüm. Daha önce yapılmamış olması ilgimi arttırdı. Pamuk ipliği üzerinde yapılan bir komedi. Kaygılarımı yönetmenimize ve yapımcımıza ilettim. Sağ olsunlar, değer verdiler. Cengiz Abi (Bozkurt) gibi tecrübeli bir oyuncuyla birlikte çalışmak da pastanın kreması oldu.
Dizide bir aşk mücadelesine tanık oluyoruz. Siz de Cengiz Bozkurt’la bu hikâyeyi futbol spikeri gibi yorumluyorsunuz… Sizce ikili ilişkiler yoruma açık mı?
Biz işin komedisini yapıyoruz. Gençken başımıza gelen türlü türlü duruma karşı verilebilecek tepkileri yorumluyoruz. Adamımız Semih genç ve heyecanlı. İlginç anlar yaşanıyor; umut-umutsuzluk, başarı-başarısızlık… Bir ilişkideki her şey… Bize de yorumlamak kalıyor.
Pandemide ekranla ilişkimiz daha sıkı oldu. Siz neler izlediniz?
Yeni dizileri izleme imkânım oldu. Sinemaya gidemediğimiz dönemde evlerimizde izledik filmleri, dizileri. Ancak beyaz ekranla ilişkimin çok da iyi olmadığını söylemek zorundayım. TV izlemek kadar yaşama ve hayata dahil olmayı da seviyorum. Pandemide de bu böyle oldu.
Neler yaptınız?
Benim şehir dışında bir köy hayatım da var. Ailem için büyük avantaja dönüştü. Tiyatrolar kapanıp işler durunca hemen kendi kozama kapandım. Ektim, biçtim, ahşap işleriyle uğraştım. En önemlisi, oğluma ve eşime bol bol vakit ayırdım. Hayata bakışım değişti. Şehrin keşmekeşinin bizden neler götürdüğünü, bizi nasıl eksilttiğini gördüm. Dünyada tabiattan daha büyük bir şey olmadığını hatırladık.
‘BENİ ÇOK AĞLATTIN’ DEDİKLERİNDE İŞİMİ İYİ YAPTIĞIMI ANLIYORUM
Uzun zamandır ekranlarda, sahnedesiniz. Ne zaman “Tamam, ben ünlü olmuşum” dediniz?
Sokaktaki insanlar yaptığınız işlerle ilgili size geri bildirimler vermeye başladığında anlıyorsunuz. Kimi fotoğraf çektirmek istiyor, kimiyse fikirlerini beyan ediyor ama en güzeli, anlatmak istediğiniz duyguları yakalamaları. “Beni çok ağlattın” ya da “Çok güldürdün” dediklerinde işimi iyi yaptığımı düşünüyorum. Buna da ünlülük deniyorsa, işte o zaman…
Bu geri bildirimler kendinizi tam anlamıyla yetişmiş görmenizi sağlıyor mu?
Kendimi yetişmiş görmüyorum… Bu meslekte “oldum” derseniz geride kalırsınız. Emeklilik yoktur, çalışmaya devam etmeli, kendinizi geliştirmeli ve yeni şeyler öğrenmelisiniz. Yoksa geride kalırsınız. Rakiplerinizin değil, kendinizin gerisinde kalırsınız. Çünkü seyirciye her zaman yeni şeyler sunmalısınız. Bu da tecrübe ve hayal gücünüzle mümkün. Bunlar çalışmayla gelişir. Elbette çok önemli tecrübelerim oldu. Kimini iyi değerlendirdim, kiminiyse değerlendirememişimdir. Ama bizim meslek hayat gibidir, yola devam etmelisiniz.