Doğa Rutkay’ın yüzleri gülümseten Müşfik Kenter anısı olduğu ortaya çıktı. Uzun bir süre sonra röportaj yapan Doğa Rutkay samimi açıklamalarda bulundu. İşte Rutkay’a sorulan sorular ve yanıtları;
Doğa Rutkay’ın Yüzleri Gülümseten Müşfik Kenter Anısı
- Hayatta en utandığınız anı paylaşabilir misiniz bizimle?
Doğa Rutkay: Yıl 1996. Mimar Sinan Üniversite‘sinde sınava giriyorum. Konservatuvar sınavları o zamanlar 4 aşamadan oluşurdu. Günlerce sürerdi. Zeliha Berksoy, Cihan Ünal, Müşfik Kenter gibi çok kıymetli hocalarımın önüne çıkıp performans sergileyecektim. Çehov’un Martı oyununun Nina tiradını oynamıştım. Tiradı oynadıktan sonra Müşfik Hoca ayağa kalktı, yavaş yavaş sahneye doğru gelmeye başladı ve elini bana doğru uzatıyordu. “İnanamıyorum, koskoca Müşfik Kenter sahneye kadar beni tebrik etmeye geliyor” dedim. 17 yaşındayım. “Ay hocam estağfurullah” deyip elimi uzattım ben de. Şöyle baktı “Şapşal, giriş kağıdını ver” dedi. Ben kağıdı vermeden çıkıp oynamışım. Başımdan aşağı kaynar sular döküldü : )
Doğa Rutkay’ın Babası Hakkındaki Açıklaması Olay Oldu..
Bebeklerim Bana Anda Kalmayı Öğretti
- Sizin çocuklarınızdan öğrendiğiniz en önemli şey neydi şimdiye kadar?
Doğa Rutkay: Rutkay Kerim ve Piraye bana sabrı öğretti. Sabırlı olmak ve andakalmak. Yıllarca peşinden koştuk ya bunun, anda kalmanın. Seminerler, hocalar, kitaplar… Anda kalın, anda kalın. Anda kalmak ne demek derdim hele ki benim gibi hiperaktif bir insan için çok zor. Aynı anda bir sürü şey düşünüp yapmaya çalışırım. Çocuklarım bana resmen şunu öğretti: Anne biz buradayız, el ele tutuşuyoruz. Burada kal! Mutfaktaki yemeği, trafikte işe nasıl giderimi, birini arayacaktın, şunu alacaktın düşünme! 42 yaşındayım. 40 senedir aradığım sabrı buldum. O anda ne var, gökyüzü ne renk, şu an ne hissediyorum? Bütün bu duyguları bana bebeklerim öğretti.
Onu Seyrettiğim Zaman Kendime Gelemedim
- Yeni nesil oyuncular da çok eleştiriliyor. Sizin bu konu hakkındaki fikriniz ne?
Doğa Rutkay: Çoğu konservatuvar okumadığı için eleştiriliyor. Oyuncu eğitimini almalı gibi bir tabu olmamalı. Bizim nice ‘alaylı’ diye tabir ettiğimiz ustalarımız var. Eğitim almamış, setlerde, tiyatro kulislerinde yetişmiş. Okumuş, izlemiş, kendini yetiştirmiş. Ustasını izlemiş. Bu eleştirilere çok katılmıyorum. Katı buluyorum. Hiç oyunculuk yapmayan birini ekranda görüyorsunuz ve “Nasıl yani, bugüne kadar nasıl oyunculuk yapmamış?” diyorsunuz. Mesela en büyük örneklerinden birini vereyim: Ercan Kesal. Çok büyük bir aktör bence. Aynı zamanda bizim aile dostumuzdur kendisi. Ercan abi çok iyi bir hekimdir. Ercan abiyi ‘Üç Maymun’da seyrettiğim zaman saatlerce kendime gelemedim. Yıllarca eğitim alsan onu yapamayabilirsin. Genç nesli de çok seviyorum. Çok yetenekli, meraklı oyuncular var. Onları örseleyip yaptıkları büyüyü bozmak, eleştirmek istemiyorum. Destekliyorum onları.