Uzun bir süre sonra röportaj veren Dilan Çıtak “Bir gün çocuk yapmak istediğimizde evlenebiliriz” dedi. İşte Dilan Çıtak’ın röportajının tamamı;
İbrahim Tatlıses şarkılarından oluşan bir albüm yapma fikri nasıl çıktı?
Yıllardır beni sevenler, çevrem “Babanın şarkılarını söylemelisin” diyordu. Ama ben hep bir korku içindeydim.
Neden?
Müzikal bilgim Tatlıses’in kızı olduğum için hep arka planda kaldı. Babamın şarkılarını da okursam vizyon olarak geri kalırım korkusu yaşıyordum. Sonra, ‘Sevmesi gereken insanların albümü sevmesi benim için yeterli’ diye düşündüm. “İmparator kızı olarak, kendi tarzımda, Tatlıses’in şahlandırdığı parçaları okuyabileceğimi göstereceğim” dedim. Bu kararı almam sekiz sene sürdü. İki yıldır da müzisyen Alper Atakan’la şarkıların üzerinde çalışıyoruz. Umarım emeğimizin karşılığını alacağız.
Babanın şarkılarını söyleyerek onun üzerinden prim yaptığına dair eleştiriler gelecektir. Hazır mısın?
Evet, bunca zaman prim yapmadığım halde bu tip eleştirilere zaten maruz kaldım. Ortaokuldan beri konservatuvarda okuyorum. Tek başıma, babam İbrahim Tatlıses olmadan, sadece Dilan olarak gündeme gelseydim hiç bu eleştirilere maruz kalmayacaktım. Ama önümde kocaman bir marka ve yılların sanatçısı var. Bunun üzerine istediğiniz şarkıcılık geçmişine, eğitime sahip olun, bu tip eleştirilere maruz kalıyorsunuz. Bir de meslekteki insanların ondan çekincesi var. Biz görüşmediğimiz zamanlarda kendisinin benim şarkı söylememe onayı var mı yok mu sorununu yaşayan işletmeciler, benimle bu yüzden iş yapmayan yapımcılar oldu. Ama bu saatten sonra ben nasıl bir şarkıcı olduğumu ve eğitimimi biliyorum. 14 yaşımdan itibaren kültür merkezlerinden başlayıp, kendi gruplarımı kurup caz konserleri verdim, hep sahnede oldum. Yahu ayrıca “Kullanacaksam da benim babam, size ne”, “Sana ne” diyorum artık.
‘Ona albüm yapma’ dediler
Peki, İbrahim Tatlıses’e rağmen mi İbrahim Tatlıses sayesinde mi?
İbrahim Tatlıses’e rağmen.
Neden?
Bazen bir sürü yorum okuyorum, ‘Onun sayesinde şuraya geldi’, ‘Onun kızı olmasaydı…’ Tek cevabım var,
ülkemizde o kadar başarılı isimler var ki bunların hepsi İbrahim Tatlıses’in çocuğu muydu? Hayır. İnsanları sadece yeteneğiyle algılamalısınız. Benim dezavantajım bu yetenekte birinin kızı olarak, ne kadar yetenekli de olsam, bu camiada iş yapmak. Babamın büyük markasının tabii bana artısı var. Ama bir yandan da o kadar büyük bir ismin kızı olmayarak bu camiada olsaydım belki çok daha kolay ve daha çabuk istediğim noktada olabilirdim. Çünkü bir kesimin gözü körleşiyor ve sesinizi, yaptıklarınızı, sizi görmüyor.
Tatlıses ailesinden gelen engeller veya önyargılarla karşılaştın mı?
Duyduğum şeyler oldu. Bunu yapan kesinlikle babam değil ama o taraftan insanlar. Yapımcıma “Ona albüm yapma” dendiğini, bir yere çıkacaksam iş teklifi geldiğinde menajerimin rahatsız edildiğini ve hakkımda söyledikleri şeyleri duyuyorum. Ama kimsenin gücünün gerçek yeteneğin önünde durabileceğini düşünmüyorum.
‘İbrahim Bey’ mi yoksa ‘baba’ diye mi hitap ediyorsun?
O bana ya “Canım” ya da “Kızım” diyor. Ben de “Baba” derim.
Annen bütün bunlara ne dedi?
Annem otoriter ve kendine güveni olan bir kadın. Annem ilk hamile kaldığında karşısındaki kimmiş umursamadan, kendine güvenerek çekip gitmiş, maddi-manevi bu sorumluluğu kendi üstlenmiş bir kadın.
O zaman İbrahim Bey’e söylemiş mi hamile olduğunu?
Evet. Ama babam istemiyor. Annem kaçıp gidiyor, babam da uğraşmıyor. Kesinlikle maddi-manevi bir şey talep de etmiyor. Çünkü annem çok gururlu, burnu düşse yere almaz.
Seni büyüten babanla da (Cem Çıtak) o dönem mi tanışıyorlar?
Evet, annem bana hamileyken tanışıyorlar. Onlar birbirlerini görmeden telefonda aşkları başlamış. Konuşurlarken bir gün annem “Benim bir durumum var. İstemiyorsan kapat telefonu, çık hayatımdan ama ben hamileyim” demiş. Babam beş saniye durmuş ve ardından “Ne zaman buluşuyoruz” demiş. Çok başka bir insandı ve çok iyi bir ruhtu babam. Sonra ben doğmuşum, beni nüfusuna almış.
O evlilikten kardeşlerin var mı?
Bir erkek, bir kız. Onlar bile küçükken beni İbrahim Tatlıses’e benzetirlerdi.
İdo ile aranızın bozuk olduğu söylendi. O taraftan kardeşlerinle aran nasıl?
Ahmet Abi’yi çok severim, aramız çok iyi. Melek Zübeyde ile iki kere karşılaştık, gayet pozitifti. Babamın Urfa’daki kızları da çok tatlı pozitif ve tatlı. Elif Ada zaten çocuk, insan ona sarılmak istiyor sürekli. Diğerleriyle ilgili konuşmak istemiyorum.
Yedi sene önce ilk röportajımızda “İbrahim Tatlıses benim babam” demiştin. Ama kendisinden hiç ses yoktu. Yedi senede ne değişti?
Bir insanın etrafındaki oyuncular değiştikçe, onun tepkileri de değişiyor. İbrahim Tatlıses’in benimle olan ilişkisi de etrafında değişen oyuncularla ilintili. Şimdi yanında daha zeki, akıllı ve vefakar insanlar olması sebebiyle onun da bana bakış açısının değiştiğini düşünüyorum.
İlk karşılaşmanız nasıldı?
Beni büyüten babam (Cem Çıtak), ben 18 yaşındayken vefat etti. Babama çok düşkündüm. Hayatımdan o eksilince “Birini kaybettim, diğeri hayatta” dedim ve görüşmek istedim. 40 dakikalık, mesafeli bir görüşmeydi. O görüşmeden kısa süre sonra o kaza oldu. Gizli gizli hastaneye gittim ve babamı hep öyle gördüm.
Peki, nasıl bu noktaya geldiniz?
Altı sene önce “Dilan da benim kızımdır” dedi. Ben de yanına gittim.
DNA testi falan istemedi mi?
Hayır, zaten benim onun kızı olduğumu biliyordu. Ama geçmişte yaşının küçüklüğü, çevresi…
Altı sene önce o ilk ciddi bir araya gelme anında neler hissettin?
Ona karşı bir nefretim yoktu. Sadece niye ilişkimiz böyle oldu diye üzgündüm. Çok heyecanlıydım. Karşımdaki babam, aynı kandanız ama içini hemen ona açamıyorsun. Çok garipti. Bir de İbrahim Tatlıses var karşında… İnsanların anlattıkları, kendi duyduklarım… Hangisine göre tepki vermeliydim? Zordu.
Sonra?
Kanımız zamanla birbirine ısındı. Şimdi bana çok güvenir. Yine bazı çekingenliklerim oluyor. İbrahim Tatlıses’le olmanın zorlukları, onunla ilişki kurmayı zorlaştırabiliyor. Bu yoğun bir geçmişimiz olmamasıyla da ilgili. Bir yerde çocuğun oluyor, sonra senin mesleğinle karşına çıkıyor, bazen düşününce film gibi geliyor. Ama insanlar “Para güzel geldi” diyebiliyor.
Neden, şu an baba-kız ilişkisi yaşadığınız için mi?
Evet ama ben hep kendim kazandım. Ben onu gerçekten sevdiğim için yanındayım.
Nüfusuna aldı mı?
Evet, dört sene önce. Resmi soyadım Tatlıses. Ama Dilan Çıtak Tatlıses olarak kullanıyorum.
‘Dom Dom Kurşunu’nun İbrahim Tatlıses-Dua Lipa miksi bu yaz çok dinlendi. Senin de çıkış için bu şarkıyı seçme sebebin o rüzgardan yararlanmak mı?
Asla. Cep telefonumdaki notları inceledim. Orada notlar tarihiyle çıkıyor. ‘Dom Dom Kurşunu’ şarkısını ben 2019’da listeye yazmış ve albümün ilk single’ı olarak çıkarmaya karar vermişim. Bak burada (telefonundan gösteriyor). Söylediğim versiyonun onunla alakası yok.
Başka hangi şarkılar var?
Sekiz şarkı var; ‘Kal Benim İçin’, ‘Yetmez mi?’, ‘Sarhoş’…
‘Dom Dom Kurşunu’nu baban dinledi mi?
Evet. 10 üzerinden 9.5 verdi.
Yarım puan neden kesildi?
Şarkının içinde bir bölümde onun ses kaydı ve klipte görüntüsü var. Dalga geçip gülümseyerek “Şarkının içinde beni kullandığın için yarım puan kesiyorum” dedi.
Sevgilin Levent Dörter’le tanıştılar mı?
Evet, babam da Levent’i çok seviyor. Levent evcimen biri. Hem hayatımda hem müzik yaşantımda bana büyük destek. Onun için ‘hayatımda iyi ki var’ diyorum.
Evlenecektiniz, ne oldu?
Geçen eylülde evlenecektik, pandemi yüzünden erteledik. Zaten ikimiz de korona olduk. İlk tayfadandık. Çok korktuk. Ölümler çoktu o dönem. Levent 10 gün hastanede kaldı ve ben evde geçirdim. Sonra evlilik planlarına biraz mola verdik, doğru zamanın gelmesini bekledik. Zaten 7/24 birlikteyiz.
Belki bir çocuk yapmak istediğimizde de evlenebiliriz.
Sen kaç yaşında öğrendin gerçeği?
13 yaşımdaydım. Bir gün psikoloğuma “Babamın İbrahim Tatlıses olmasından şüpheleniyorum” dedim.
Nereden çıktı bu bilgi?
Hiç bilmiyorum. Doktor şaşırıyor, anneme anlatıyor. Annem de doğru olduğunu söylüyor. 3-6 yaş arası kayıt dönemi derler ya, belki yanımda konuşuluyordu. Bilinçaltıma yazılmıştı herhalde. Çok tuhaftı. Bunun üzerine annem gerçeği söyledi.
13 yaşında, hayatına dair bildiğin birçok şeyin öyle olmadığını öğrenmek ne hissettirdi?
Çok acayipti, önce “Neden benim babam kendi babam değil” diye üzüldüm. Çünkü bildiğim tek babam vardı.
Vefat edene kadar benim gerçeği bildiğimi hiç ona çaktırmadım.
Bu zorlukları nasıl atlattın?
Psikolojik desteğe hala devam ediyorum. Bilinçaltımın çok kirli olduğunu düşünüyorum. Bu bende agresiflik, güvensizlik yarattı. Hayatımdaki insana sevgili olarak değil sanki o benim babammış, beni hep koruyacakmış gibi yaklaştığım dönemler oldu. Bu yüzden psikolojik destek alıyorum.
Kadın hakları konusunda da duyarlısın. Babanın geçmişteki ilişkilerinde yaşadıklarını biliyoruz. Bunları aranızda konuşur musunuz?
Babam o zamanları düşündüğünde ağlar, üzülür, “Keşke yapmasaydım” der. Onun pişmanlığını görüyorum. Bir kadına artık el kaldırmayı bırak, prensesler gibi davrandığına da şahidim. Bunlar, o yaptıklarını bana biraz affettiriyor.