Ceren Hindistan kızının kanser olduğunu nasıl öğrendi? O anlarda neler yaşadı? Kızının kanser hastası olduğunu öğrenen ve ardından mahkemelik olaylar ile uğraşmak durumunda kalan Ceren Hindistan neler yaşadığını anlattı. Detaylar haberimizde…
Ceren Hindistan Kızı İçin Ormanmı Yaptırdı ?
Ceren Hindistan’ın kızının kanser hastalığı nasıl ortaya çıktı?
2. Sayfa programına konuk olarak katılan Ceren Hindistan, iş adamı Ümit Aslan ile yaşadığı aşktan meydana gelen kızı Arya’nın kanser hastası olduğunu nasıl öğrendiğini açıkladı. Hindistan, samimi açıklamaları ile dikkat çekti. İşte Ceren Hindistan’ın o açıklamalarından satır başları…
En büyük kıskançlığım, huzursuzluğum Arya’nın babasının arabalarını parçaladım. Hamileydim, evde yiyecek bir şey yoktu. Aradım, ‘sen bana ne yiyeceksin diye sormadan, nasıl arkadaşlarınla barbekü partisine gidersin? Eve gelip beni doyuracaksın’ dedim. Sonra elimde anahtarla galeriye gittim. Dört tane arabayı çizdim. Sonra 1 ay otelde kaldım. Elinde silahla geldi, ‘Antalya’yı terk edeceksin.’ dedi. Arkadaşlarımın isimleriyle otele girdim beni bulamasın diye.
Hamilelik döneminde 7-8 defa dayak yedim. Bence çocuk düşsün diye yaptı. Kemerle dayak yedim. Yerlerde sürüklenerek dayak yedim. Karakola gitmeyeyim diye elimden çantam, cep telefonum alınarak galeride müdürlük yapan adamın evine kapattılar beni. Sabahın 5’inde kaçtım. Yüzüm tanınmayacak halde… Üstüm başım yırtık…
Benim Instagram hesabımı kendi kullanıyordu. Beni dövüp, özür dilemek için çiçek gönderiyordu. Ben bir önceki ilişkimden kötü çıkmıştım. Ayrılık sonrası hemen gidip hemen evlenmişti. Benim tutunduğum ilk daldı. Âşık değildim, sevmeye çalıştım sevemedim. Gitmeye çalıştım, gidemedim de…
Ne zaman ki çocuğu nüfusuna aldı ben Arya’yı alıp aileme kaçtım. Ben bilimsel yönünü bilmiyorum ama doktorlar ‘kızının yaşadığı problemlerin sebebi yaşadığın kötü hamilelik olabilir’ dediler.
23. haftada 3 gün hareketsiz kaldı benim kızım. Ultrasona cevap vermedi. 6 ay oldu biz hastalığı atlatalı, 5 yıl içinde nüksetmezse bizim için bitmiş olacak. Biz hastaneye gittiğimizde kızıma ‘burası otel’ dedim.
Tansiyon ölçme aletine balon diyorduk. Ateş ölçme aletine alo alo diyorduk. Radyoterapi alıyor uyuya kalıyor. Kemoterapi alıyor yorgun düşüyor. Uyandırmaya çalışıyoruz. Bu hastalık kanlı idrarla ortaya çıkarmış. Arya da hiç öyle bir şey olmadı.
Bir gece ateşlendi, doktora götürdüm ‘viral enfeksiyon’ dediler. Sabaha karşı kustu. Arkadaşımı aradım. ‘Karnı aç olduğu için dudaklarının rengi gitmiştir’ dedi. Çorba yaptım. Sonra karnını ovalamaya başladım biraz uyuyalım mı diye. Tuğla gibi bir şey vardı. Hemen Arya’yı alıp hastaneye koştum, doktora… ‘Bağırsak düğümlenmesi olabilir’ dedi.
Hamilelikten biliyorum ultrason 2-3 dakika sürer bırakırlar. Yarım saat baktılar. Doktor beni başka bir yere yönlendirdi. Yukarıya çıktık. ‘Sabah 08.00 gibi tekrar bakacağız’ dediler. ‘10 cm’lik bir şey görüyorum. Bu çok normal bir şey değil’ dediler. Biz karşı hastanenin hematoloji bölümüne gittik. Ne zaman ki tümörün boyutunu küçülttüler o zaman ameliyatla aldılar.
İnsan kendi sınavını kendi yaratırmış. Ben Kartal Bebek’in fotoğrafına bakıp “Allah’ım sen bu kadına nasıl bir acı verdin ki, bu kadın ayakta durabiliyor” dedim. 5 saat sonra kızımın kanser olduğunu öğrendim.
Arya’ya ‘şimdi saçlarını keseceğiz daha gür çıkacak. Elsa’nın saçları gibi olacak’ dedim. Babam da aynı gün saçlarını kazıttı. İlk saçlarını koyduğum tahta bir sandık vardı. Kesilen saçlarını da o sandığa koydum. Arya ölümcül enfeksiyon geçirdiğinde yılbaşı gecesi ecza depolarını açtırırken, babası şampanya patlatıyordu. Yoksulluk davası açmadım, iştirak davası açmadım. Tenezzül etmedim. Kızımın sağlık sigortasını ben yaptırdım. Hastaneye onun tarafından ödenmiş 5 kuruş yok. Belki bir kez 1000 – 1500 TL ambulans parasını ödemiştir.
Biz basından çok gizledik. Ben o dönem Instagram hesabımı kapattım. Hastane bize dava açtıktan sonra basının haberi oldu. Kızının sağlığını önemsemeyen bir anne oldum. Ondan sonra çıkıp konuştum.
Radyoterapi, kemoterapi tabii ki de aldı.Biz başka hastaneye geçtik ama tedavisi hep devam etti. Ben bu çocuğu düşünmesem ilk gün hastaneden alırdım. Yaşamayan anlamaz.
Umre’ye gittiğimde karnımda 4,5 aylıktı. Ben Kabe’ye dokunduğumda “Allah’ım ne olur çok güçlü bir kız olsun” dedim.
Babasını hiç sormuyor, benim babama ‘baba’ diyor çünkü. Ben bu adamı havalimanından alıyorum. Arka koltukta Arya ile oturuyor. Alıp onları Polonezköy’e Beykoz’a götürüyorum. Mangal yaptırıyorum. Gezdirip, havalimanına bırakıyorum. Diğer kızınla neden tek bir fotoğrafın yok. O çocuğun suçu, günahı ne?