Son dönemlerin en gözde çiftlerinden biri şüphesiz ki İrem Derici ve Cem Belevi. Daha önce ayrılan ama aşklarına bir şans daha veren çift artık ilişkilerini saklamıyor. Geçtiğimiz gün röportaj veren Cem Belevi’den aşk dolu İrem Derici açıklaması geldi. İşte Cem Belevi’nin o açıklamaları;
* ‘Cemiyet Gazinosu’ fikri nereden çıktı?
1970’lere hayranlık duyarak büyüyen bir 90’lar çocuğuyum.
* Neydi seni o yıllara çeken?
Gazinolara yetişemedim ama filmlerden gördüğüm o eğlenceli, insanların birbirlerine saygı içinde oldukları konsept beni etkilerdi. Pandemi döneminde de yaptığım besteleri 70’ler sound’unda düzenlemek istedim. Sonra bunu bir gazino konseptiyle sunma fikri geldi. Adı da beni hatırlatsın istedik: ‘Cemiyet Gazinosu’. Cem’in gazinosu gibi…
* O yıllarda yaşamak ister miydin?
O yılların da mutlaka zorlukları vardır ama şu zamanlardaki dejenerasyona baktığımda o yıllarda yaşamak daha anlamlı olurdu sanki, evet isterdim.
* Bu konseptte kaç şarkın olacak?
Altı. Her cuma klibiyle birlikte biri yayımlanıyor. Şimdiye kadar dördü dinleyiciyle buluştu.
* Bu iş bir dönem Muazzez Ersoy’un yaptığı nostalji albümleri gibi sürer gider mi?
O eski şarkıları yorumluyordu. Ama bunlar yeni şarkılar, o açıdan farklı. Bu iş de ‘Cemiyet 1’, ‘Cemiyet 2’ gibi yıllarca gitsin istiyorum. Öncelikle bir süre sonra bu şarkılar bir albüme dönecek. Bu tarz sahneler devam edecek, hatta dizisi bile olacak. Tabii aralarda daha günümüz altyapılarında şarkılarım da gelecek.
* Son konuştuğumuzda “Sehpayla bile flört ederim” demiştin. Ve şimdi İrem Derici ile birliktesin. Nereden nereye…
Cem sehpayla bile flört eder, doğru. Ama şu an o kadar renkli bir kadınla birlikteyim ki her şeyi dolu dolu onunla yaşıyorum zaten. Bu arada o röportajından sonra bir mobilya reklamının da yüzü oldum (gülüyor).
* Son çıkan şarkın ‘Belki’de İrem Derici ile düet yapıyorsun. İnsanın sevgilisiyle düet yapması nasıl bir şey?
Çok konforlu, çok güzel ve çok ölümsüz.
* Nedir o konforu veren?
Bir kere, bir şekilde bu birlikteliği ölümsüzleştiriyorsunuz. Bu video sonsuza kadar kalacak, insanlar bu şarkıyı söyleyecek. Ama mesuliyeti de çok… Tabii beste, konsept bana ait ve İrem davetlim. Bu sebeple hem vitrinde hem de bir yandan bebek gibi evimde hissettim.
* “Bu birlikteliği ölümsüzleştirdik” dedin. Ya ileride bir gün ilişkiniz biterse ne olacak? Keşke yapmasaydık der misin?
Bir tane keşkem olmaz. Bu röportaj benim sözüm olsun İrem’le yaşadığım hiçbir şey keşkem olamaz, ‘iyi ki’m olur…
* İddialı! Nasıl başladı bu büyük aşk?
Dokuz senedir bu camiadayım. İrem’le birbirimizi zaten tanıyorduk. Konserlerde, havalimanında, etkinliklerde denk geliyorduk. Sadece selamlaşırdık.
* E, sonra ne değişti?
Pandemide hepimiz değişik kültürler edindik Hakancığım, Clubhouse biriydi. Orada çok zaman geçirdim, İrem de öyle…
* Ve aşkın ilk kıvılcımı orada mı atıldı?
Evet.
* İlk kim, kime yürüdü?
Aynı anda, bir anda oldu. ‘Bir kıvılcım düşer önce, büyür yavaş yavaş’ (gülüyor)… Önce birbirimizin esprilerine ne kadar çok güldüğümüzü
fark ettik. Sonra bu yaz Çeşme’de birlikte zaman geçirmeye başladık. Baktık ki kafalarımız uyuyor… Ama sadece kafalarımız değil, tenimiz de birbirine çok iyi uyuyormuş, anladık.
* İrem’e olan aşkını nasıl anlatırsın?
İrem’i yaşamak siyah-beyaz televizyonlardan renkli televizyona geçmek gibi.
* O nasıl oluyor?
Çok eğlenceli ve renkli oluyor. Onunlayken çok eğleniyorum. Aynı işi yapmamız, aynı sohbet konularından hoşlanmamız, aynı kişileri tanımamız çok güzel. Hatta bazen kendimle ilişki yaşıyor gibi hissediyorum.
* Sen dışarıdan daha sakin, İrem daha delidolu duruyor. Bir denge durumu mu var?
Aslında insanlar İrem’in içedönük yanlarını pek bilmiyor, benim de dışadönük taraflarımı… Biz o yönlerimizle çok örtüşüyoruz. Dışarıdan sizin gördüğünüz İrem’le ben de çok eğleniyorum
ama asıl sizin görmediğiniz küçük İrem’e âşığım.
* Bir ara ayrıldınız. Ne oldu o dönemde?
Bir fırtınaya kapılıp ayrı düştük. 1 Ocak’ta da yepyeni bir şeye başladık. Öncesinde çok başkaydık. İkimiz de yaşanması gereken bir süreçten geçtik ve bugünün kıymetini anladık. Bir de durağanlıktan beslenemeyen iki manyak tipiz. Fırtına bize iyi geldi diyeyim.
* “Libidonun yüksek olması çevremde de aradığım bir özellik” demiştin. Şu an o ilişkiyi buldun ve yaşıyor musun?
Evet, yaşıyorum. Bak çevremden buldum, yalan da değilmiş yani.
* Kıskanç mısın?
Evet.
* Maçoluk var mı?
Çok fazla göstermesem de var. Kılık kıyafet değil de bana özel bir şeyin paylaşılmasından rahatsız olurum.
* Oyunculuğa da ağırlık vermeye başladın, seni önce ‘Benden Ne Olur’ filminde izledik. Ardından ‘Aşk Mantık İntikam’ dizisinin kadrosuna dahil oldun. Oyunculuk mu yoksa şarkıcılık mı?
İkisi de hayatım boyunca sürdürmek istediğim mesleklerim ve yolculuklarım.
* Dizinden yola çıkarak sorayım, aşkta mantık olur mu?
Olamıyor, olmuyor…
* İntikam olur mu?
Net, kesin olur.
* Şimdiye kadar ayrıldığın kişilerden intikam aldın mı?
İstemeden almış olabilirim, benden habersiz organik gelişmiştir.
* Organik intikam nasıl oluyor?
İntikam almak için yola çıkmazsın ama hayat intikamı senin kucağına getirir, anlamazsın ama almış olursun (gülüyor). Yoksa hayat intikam ve kin duygusuyla yaşamak için çok kısa.
Sadece romantik olamam, sıkıcı gelir
* Belevi soyadı nereden geliyor?
Selçuk’ta bir köy. Ailem önce o taraflara göç etmiş. Ben İzmirliyim.
* Nasıl bir aileydi seninki?
Annem ressam. Babam emekli, müzisyen aynı zamanda. Bir ablam var, bir de yeğenim. Ben de hep müzikle ilgilendim.
* O halde neden İngiltere’de uluslararası ekonomi ve işletme okudun?
Bir şeyle yetinemeyeceğimi biliyordum. Müzik zaten hep hayatımda olacaktı, ben de biraz daha vizyonumu geliştirmek istedim. Bir yerden sonra yetmedi, tamamen müziğe döndüm.
* Şarkılarda romantiksin; bir yandan ciddi, bir yandan sevimli ve seksi bir duruşun var. Sen hangisisin?
Çok güzel anlattın. Hepsini kendimde parça parça buluyorum. Zaten sadece romantik biri olamam, bu sıkıcı gelir. Hep ciddi de olamam, bana göre değil. Ben buyum, böyleyim… Herhalde bu biraz da burcumun özelliği.
* Hangi burçsun?
İkizler…
* Deme!
Bitti mi röportaj (gülüyor). Tahmin ettiğin gibi duygu durumum değişiyor. Ama bununla yaşamaya alıştım ve mutluyum da…
* Şarkı sözlerini sen yazıyorsun. Birine hissettiklerin şarkılarının sözü oluyor. Sonra o ilişki bitiyor. Bir daha o şarkıları söylerken ya da bir yerde çalarken duyunca ne hissediyorsun?
Çıkmamış çok bestem var. Mesela İrem’le bu şarkımı altı sene önce yazmıştım. Bir laf vardır ya: “Söz ağızdan çıkana kadar sen söze hâkimsin, çıktıktan sonra söz sana hâkim”. Benim bestelerim de öyle, ben paylaşana kadar onlar benim ama çıktıktan sonra onlar sizin artık.
* Dokuz senedir hayatımızdasın. Bu zaman sende neleri değiştirdi?
Büyük farklar yarattı.
* Ne gibi?
Dokuz yıl önce Londra Brunel Üniversitesi’nde uluslararası işletme bölümünden mezun olup Türkiye’ye gelmiştim, o zamanki teorik bilgim ve heyecanımla müzik sektöründeki kariyerim için beş yıllık bir ‘business plan’ yapmıştım. İlk çıkışımdan henüz altı ay geçmeden bütün planım çöktü (gülüyor). O zaman anladım ki teorik bilgilerimle, stratejik planlarla değil de içimden geldiği gibi bir şeyleri yapınca başarı geliyor. Dokuz yıldaki en büyük fark bu oldu benim için. Artık bildiklerimi cebimde bırakıp hayatı içimden geldiği gibi yaşıyorum.
* Peki, müzikal anlamda değişim var mı?
Global olarak dijitalleşmeden hepimiz çok etkilendik. Eskiden televizyon kanallarında şarkın dönünce yolun yarısından çoğunu aşmış oluyordun. Ama şu an öyle değil mesela. Tam olarak televizyon gücünü kaybetmese de alternatif platformlar çoğaldı. Bu da çok üretmemizi gerektirir hale getirdi.
Bir şey çıkarıyorsun, “Yeni ne var” diyorlar. Gına geldi artık bu sorudan, her hafta bir şarkı çıkarıyorum ben de.
* Son dönemde pop dünyasında kadın şarkıcılar arasında bir de kıyafet ve dekolte yarışı var. Ne diyorsun?
Tatlı ve olması gereken bir şey. Taşımasını bilene çok da yakıştırıyorum, sahnede bir şov oluyor ve dekolte de bu görselliğe hizmet ediyorsa, ki bunu çok güzel ettirenler var. Bayıla bayıla izliyorum.
* Bu kıyafet yarışı erkek şarkıcılara sıçrarsa o kadar cesur olur musun?
İnşallah sıçrar. Tabii cesur olurum, dekolte gerekirse de niye olmasın!