Şu sıralar yeni şarkısı Dert Faslı ile gündemde olan şarkıcı Berkay verdiği bir röportajda “Ben müzikte sınırı olmayan bir şarkıcıyım” dedi. Röportajın detayları haberimizde…
Berkay “Daha İyi Olmak İçin Uğraşıyorum”
Harbiye Açıkhava’da her sene en az iki-üç konserin oluyor. Orada senden daha az konser veren bazı isimlerin başına ‘popstar’ gibi sıfatlar konmasını haksızlık olarak görüyor musun?
Ben kendimi ‘popstar’, ‘hiperstar’ olarak konumlandırmıyorum. Ben, müzikte sınırları olmayan bir şarkıcıyım. Her geçen gün daha iyi olmak için uğraşan bir müzisyenim. Benim, kızlar ben sahnedeyken bağırsın çağırsın, çığlıklar atsın gibi beklentilerim hiç olmadı. Tek isteğim şarkımı söylerken, sustuğum noktada dinleyicinin o şarkıları tamamlamasıydı ve buna da kavuştum. Bir tarza da bağlı kalmadım. Bana hangi şarkıyı verirseniz en iyi şekilde söylemeye çalışırım. Ama bir konuda iddialı olduğumu söyleyebilirim. Beni izlemeye gelip eğlenemeyecek kimse yok.
Sahne şarkıcısı mı albüm şarkıcısı mısın?
Sahne ama insanlar albüm yapmama da alıştı. Her şeyin dijitale döndüğü bu dönemde 10 bin bile basılı albüm satmak zorken, sadece kendi keyfim için yaptığım ‘Arabest’ albümü 80 binden fazla sattı. Dijitalde de şarkılarım çıktığında, ilk sıralara 24 saat geçmeden oturuyor.
23 yıldır sahnedesin. Bu sektörde var olmak zor mu?
Çok ünlü veya çok göz önünde olmak zor değil aslında. Çıktığın yerde kalmayı başarmak zor. Ben bunu uzun bir yol, bir maraton olarak görüyorum. Her geçen gün ürettiğim müziğin üzerine biraz daha koymam gerekiyor diye düşünüyor ve ona göre hareket ediyorum.
Hiç Pes Etmedim
Bu yolculukta zorluklar yaşadın mı?
Çok. İlk albüm çıkmadan önceydi. Her hafta içi İzmir’de çalışıp, para biriktirip hafta sonları bir bağlantı bulmak için İstanbul’a gidiyor ve dönüyordum. Bu tam dört yıl sürdü. Ama hiç pes etmedim. Dört yıl sonunda bir firmayla anlaştım. İki yıl bekledim. Olmadı. Başka firmaya geçtim. Daha sonra ben de elimden geldiğince yeni isimlere destek olabileyim diye ‘Hiperaktif’ isimli bir prodüksiyon şirketi kurdum.
‘Dert Faslı’ nasıl ortaya çıktı?
Üç yıl önce Ezgi Ceren Anar’ın yaptığı, benim de üzerinde düzeltmeler yaptığım şarkıydı. “Bunu kullanacağım” dedim, “Tamam Beko” dedi. Üzerinde oynadıkça, dinleyenin böbreğini, dalağını dağıtır bir biçim aldı şarkı.
Evlilikten Sonra Sakin Biri Oldum
Özlem Hanım’la nasıl tanıştınız, anlatır mısın?
Nihat Odabaşı bana bir klip çekecekti. Özlem de onun cast görüşmesine gelen modellerdendi. O gün onu ilk kez gördüm, annesiyle gelmişti. Çok etkilendim ve aramızda bir iş diyaloğu olsun istemedim. “İletişim numaralarını alalım ama bu kız olmaz klipte” dedim (gülüyor).
Evlilik neleri değiştirdi?
Çok şey. Özellikle kızlarım dünyaya geldikten sonra daha anlayışlı, sakin, ılımlı ve vicdanlı biri oldum.
Nasıl bir babasın?
Evlat sahibi olmak dünyanın en güzel şeyi. Kız çocuğu sahibi olmaksa çok daha harika. Etrafımdakiler ve eşime sorarsanız çok iyi bir babayım ama ben hâlâ yetersiz olduğumu düşünüyorum zaman zaman… Çünkü evlatlarıma her şeyi vermek istiyorum. Mesela konser bittiğinde hemen havaalanına gidiyor, kızlarımın kalktığı saate yetişmeye çalışıyorum.
Berkay “Lüks Tutkum Yok”
Lüks tutkun var mı?
Hayır, lüks tutkum yok. Sadece keyif aldığım şeyler var. Yoksa şu an üzerimde gördüğün beyaz tişört 60 lira ve bununla da çok mutluyum.
Üniversiteyi bitirebildin mi?
Konservatuvarı önce Ankara’da özel bir üniversitede burslu kazandım. Param yoktu, çalışmak zorundaydım. Devam edemedim. Diğer bir okulum İzmir’deydi. O zaman Ayvalık’ta yazın çalışıyordum. Yine para kazanmam gerekiyordu. Beceremedim. Ama okulumu bitiremesem de kendimi eğitebilmek için deli gibi çalıştım.
Şimdiye kadar en yanlış anlaşıldığın konu neydi?
Son dönemde sürekli arabası, kolyesi, saati gibi haberlerle aşırı yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum. Evet, magazin dünyasında tercih edilen haber çeşitlerinden biri de içinde bol sıfırlı rakamların geçtiği ‘lüks’ haberleri. Ama benim hayatım rakamlarla anlamlanan bir hayat değil. Bir araban veya evin vardır. Çalışırsın, kazanırsın ve daha iyisini alırsın. Ben de yıllardır alnımın teriyle çalışıyorum. Canımın istediği bir saati ya da kolyeyi takmanın keyfini de yaşamalıyım. Allah herkese de bin katını nasip etsin.
Bir diğer eleştiri de neden dışarıda maske takmadığın hakkında?
İki çocuğum var, ben buna dikkat etmez miyim hiç? Bu da abartılıyor. Maske takmak çok önemli. İnsanlarla yakın olduğum ve diyaloğa girdiğim yerlerde mutlaka maske takıyorum. Ama arabamda kendi kendimeyken veya sadece yanımda eşim, menajerim varsa takmıyorum. Mesela AVM’den çıkıyorum, içeride maskeliyim. Tam arabama binerken çekiyorlar, o yayımlanınca yanlış anlaşılıyorum herhalde.