Bergüzar Korel: Yeniden anne olmak istiyorum! Ünlü oyuncu Bergüzar Korel, yeni filmi Bir Aşk İki Hayat’ın vizyona girmesinin ardından samimi itiraflarda bulundu. Engin Akyürek ile birlikte başrolünü paylaştığı yeni filmi için çok heyecanlı olduğunu ifade eden güzel oyuncu, verdiği röportajda yıllardır böyle rollerde oynamak için çırpındığını ifade etti. Kendisi gibi başarılı oyuncu Halit Ergenç ile mutlu bir evliliği olan Korel, yeniden anne olmak istediğini söyledi. İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm ayrıntılar…
Bergüzar Korel Engin Akyürek Nasıl Bir Araya Geldi?
Bergüzar Korel: Yeniden anne olmak istiyorum!
Bergüzar Korel: Yeniden anne olmak istiyorum! Televizyon ve sinemanın aranılan oyuncularının başında gelen Bergüzar Korel, şimdilerde vizyona giren yeni filmi Bir Aşk İki Hayat’ın heyecanını yaşıyor.
Engin Akyürek ile birlikte başrolünü paylaştığı film ile ilgili olarak canlandırdığı Deniz karakterini “Yıllardır böyle roller oynamak için çırpınıyordum.” diyerek tanımlayan Bergüzar Korel, Sabah Gazetesine verdiği röportajda samimi itiraflarda bulundu.
İlker Gezici’yle keyifli bir sohbet tadında röportaj gerçekleştiren başarılı ve güzel oyuncu, filminden evliliğine kadar kendisi hakkında bir çok merak edilen soruyu yanıtladı.
İşte Bergüzar Korel’in İlker Gezici’ye verdiği o röportaj…
Gülmeyi, eğlenmeyi seven enerjik bir kadınım
Filmi birkaç kez seyircilerle birlikte de izlediniz. Nasıl yorumlar aldınız?
Film adına güzel nitelikli yorumlar aldık. Su gibi, hayat gibi olduğunu söylüyorlar. Genelde hep bu yorumları alıyorum.
‘Hayatımızı, kararlarımızı sizin sayenizde tekrar gözden geçirdik’ diyen var.
–Ben de ‘Görmek istediğimiz Bergüzar bu’ diye yorumlar okudum.
Evet, ben yıllardır böyle roller oynamak için çırpınıyordum ama bu tip kadınları daha çok sinemada canlandırıyoruz.
-Daha gerçekçi olduğu için mi cezbetti bu proje sizi?
Evet. Dizilerde oynadığım ağır kadınlardan sonra nihayet çok gerçek, yakından bildiğim bir karakteri oynamak iyi geldi.
‘Deniz’ gibi çok arkadaşım var benim. ‘Deniz’in ‘Umut’la olan ilişkisi çok tanıdık, çok hayatın içinden. Romantik filmlerde bize idealize edilen aşk gibi değil de daha gerçek, yakından bildiğimiz bir ilişki süreci beni çok cezbetti.
-‘Deniz’, umudu temsil eden, renkli, pozitif bir karakter. Siz de öyle misiniz normalde?
Evet, ben de gülmeyi, eğlenmeyi seven, enerjik bir kadınım. ‘Deniz’ gibi pozitif bir tarafım vardır ama çok kuruntulu, kaygılı çok düşünen bir tarafım da vardır. ‘Deniz’ benden daha sabırlı, sakin. Ben de idareciyimdir ama daha fevriyim ‘Deniz’e göre.
Sete partnerinizle kol kola gidebilmek büyük bir lüks
-Dışarıdan sizi soğuk, mesafeli buluyorlar. Belirli bir kalıba sokuyorlar… Alıştınız mı bu duruma?
Evet, tanımadan beni öyle sanırlar ama tanıdıktan sonra ‘Aa sen ne kadar güler yüzlüymüşsün’ derler.
Bu kadar seneden sonra artık o kalıpların yıkıldığını düşünüyorum.
-Engin Akyürek’le çalışmak nasıldı?
İlk defa birlikte çalıştık. Öncesinde atölye çalışmaları, okuma provaları yaptık. Gerçek mekanlarda deneme çekimleri yaptık. Çok mesaimiz olmamasına rağmen hemen arkadaş olabildik. Önce arkadaş olmak gerek. Sete partnerinizle kol kola gidebilmek, aynı anda sete birlikte çıkabilmek büyük bir lüks. O anlamda sorunsuz bir setimiz vardı.
Aklımda kalan çok büyük pişmanlıklarım yok
-Film, tercihlerimizin hayatımızı ne kadar ve nasıl etkileyebileceğini gösteriyor. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
Büyük kararların hayatımızı oluşturduğunu sanıyoruz ama asıl o an verdiğimiz anlık kararlarımız hayatımızı oluşturuyor. Sonucu değiştiremiyoruz ama kararlarımızla gittiğimiz yolda birtakım oynamalar yapıyoruz. ‘Her şey olacağına varır’ noktasına geliyor ben ona inanıyorum. İki karar arasında kaldığımda, ‘Her şey olacağına varır, su akacak yolunu bulacak, ne hayırlıysa o olacak’ derim.
– Mantığınızın değil kalbinizin sesini dinliyorsunuz o zaman…
Evet, genelde öyle oluyor. Çok mantıklı biri gibi görünüyorum Başak burcu biri olarak. Ama genelde bildiğimi okuyorum. Sonucu ne olursa olsun hep kalbimle karar veriyorum.
-Verdiğiniz kararlardan memnun musunuz peki?
Çok şükür. Aklımda kalan çok büyük pişmanlıklarım yok.
-‘Şimdiki aklım olsaydı’ dediğiniz şeyler var mı?
O cümle 35’ten sonra daha fazla kuruluyor ve hiçbir zaman da o akla erişemiyorsunuz.
-En son ne için ‘Şimdiki aklım olsaydı’ dediniz?
Mesleğe ilk başladığımda şimdiki aklım olsaydı daha çok tadını çıkarırdım, daha çok eğlenirdim, daha az korkardım, daha az kaygılanırdım.
O yaşlarımda yanlış yapmaktan niye korkuyormuşum ki, keşke korkmasaymışım.
Sosyal medyayı az ama öz kullanıyorum
– Sosyal medyayla mesafeniz devam ediyor mu?
Benim sosyal medya kullanmam az ama öz oluyor. Böyle kullanınca etkisi daha büyük oluyor, onu görüyorum. Bu artık bir küskünlük değil, tercih oldu. Her şeyi paylaşma isteği duymuyorum. Diğer türlü anları kaçırıyoruz.
-90’ları özlediğinizi söylemiştiniz.. Neden özlüyorsunuz o yılları?
Herkesin bir özlemi yok mu? Bir evin çocuğu olmayı özlüyorum. Bazen ağır geliyor bazı şeyler. Büyümek, yaş almak… 90’larda çocuk olduğum için o dönemin her şeyini özlüyorum. O zamanlar daha kaliteli zaman geçirdiğimi düşünüyorum. Küçüktüm, dışarı çıkıp sokakta oynuyordum. 36 yaşındayım ama o özlem dinmiyor.
-Oğlunuz Ali’de durumlar nasıl…
O, “Birlikte vakit geçirelim, herkes bize gelsin yatıya gelsin, hep birlikte oturup ‘Hababam Sınıfı’ izleyelim, ‘Neşeli Günler’ izleyelim” diyen bir çocuk.
-Çok hızlı akan bir hayat var artık. Ali’nin geleceği açısından bu konuda bir endişe yaşıyor musunuz?
Olabildiğince her şeye dokunan bir çocuk yetiştirmeye çalışıyoruz. Çocuklarımıza sabrı öğretmeliyiz. Bunun için bizim sabırlı olmamız gerekiyor. Daha sabırlı, daha tamah eden, şükreden, elindekiyle mutlu olan çocuklar yetiştirmek niyetindeyim. Ali, o sade hayattan mutlu. Ona koyduğumuz kurallara tamam diyor. Anlıyor bizi.
Ali’nin bir kardeşi olsa güzel olur
– Yeniden anne olmak ister misiniz?
Evet isterim. İnşallah. Ali’nin bir kardeşi olsa güzel olur. Anneliği seviyorum.
– Ali’nin mesleğinize yaklaşımı nasıl?
Ali müziği çok seviyor ama tanınmadan bunu yapmanın yollarını arıyor. Davul çalıyor. Barış Manço’yu çok seviyor.
– Size de eşiniz darbuka hediye etmişti. Darbuka çaldığınızı öğrendim.
Evet, hediye etti. Ama göründüğü kadar kolay değil çalmak.
Bütün 10 yıllık evlilikler nasılsa bizimki de öyle
-Aşk demişken; filmin aşkı arayanlara, aşık olanlara iyi geleceğini düşünüyor musunuz?
Evet, sadece aşkı arayanlara ve aşk hasreti çekenlere değil; uzun ilişkiler yaşayanlara, aşkın rutine girdiğini düşünenlere de çok iyi gelecek. Aşkı kaybettiğini düşünenler de gelip izlesinler.
-Aşkı nasıl tarif ediyorsunuz?
Aşkı kalıplara sokan biziz. Kalıplara sokmak hoşumuza gidiyor, bize de aynı şekilde aşık olunsun istiyoruz. Aslında aşk tek kişilik bir şey. Hep bir karşılık bekliyoruz. Oysa ki aşkı her şeyden bağımsız düşündüğümde çok güçlü geliyor bana. Anne olduktan sonra çocuğuma da o kadar güçlü bir duygu hissedebiliyorum. Ne kadar acı olsa da aşk çok güzel bir şey.
-10 yıldır evlisiniz. Aşkın tanımı değişti mi sizin için?
Bütün 10 yıllık evlilikler nasılsa bizimki de öyle. Tabii ki değişiyor, dönüşüyor ama değerini hiçbir zaman kaybetmiyor.