Dizilerin ve tiyatro oyunlarının başarılı oyuncusu Begüm Birgören, son olarak Ezel Akay’ın geçen haftalarda vizyona giren ‘Osman Sekiz’ adlı fantastik filminde karşımıza çıktı. Begüm Birgören’den samimi açıklamalar geldi. İşte o açıklamalar;
* Yıllardır sektördesiniz ama hakkınızda çok az şey biliyoruz. Geri planda olmayı seçiyorsunuz sanki…
Kendimi televizyonda oyunculuk haricinde görmek istemiyorum. Olabildiğince seçici davranıyorum. Az görünmeyi kendim istedim hep. Projelerde oynadığım karakterle ön planda olmayı seviyorum.
* Daha fazla magazinde olsaydınız kariyeriniz açısından farklı olur muydu sizce?
Kesinlikle evet. “Asla yapmam” dediğim şeyleri yapan arkadaşlarım vardı. Bazısına olumlu yansımış, bazısıysa kaybolup gitmiş… Bir de Magazin eskiden yaptığınız işlere değil, daha çok aşk hayatınıza odaklanıyordu. Ben de uzak durdum. Çünkü benim için medyatik olmak başarılı olmak anlamına gelmiyor.
* O zaman biraz bilmediğimiz yanlarınızı konuşalım. Özel hayatınızda nasıl bir kadınsınız?
NNormal bir kadınım bence. Babamdan sonra hiçbir erkekten izin almak zorunda olmadan kendi ayakları üstünde durmuş; istediklerini istediği zaman yapmış biri oldum. Sırt çantamı takıp, dünyanın bir ucuna gidip başka medeniyetler içinde aylarca vakit geçirmiş, güçlü ve özgür bir kadınım. Farklı kültürlerden insanlar tanımayı, hayatı keşfetmeyi çok severim. Eğitime önem veren, öğrenmeyi seven biriyim. Ülke sorunlarına, çevremde olanlara ve insanlara karşı duyarlıyım. Ve vicdanlıyım…
* 39 yaşındasınız. Yaklaşan 40’lar için neler düşünüyorsunuz?
Tabii ki bir kariyer planım var. Ama pandemi gösterdi ki keskin planlar yapmaktansa zamanın ruhuna ayak uydurmak daha anlamlı. 40’lı yaşlarım artık kendimi hırpalamadığım, kendime sevgimi cömertçe gösterdiğim yaşlarım olacak.
* Boşanma sürecindesiniz sanırım… Sizden öğrenebilir miyiz, neler oluyor?
Sürecin içinde tam tanımlayamıyorum. Duyguları anlamak için önce onlarla baş edip atlatmış olmak gerekiyor galiba. Kendimi bir şeyler üretmeye adadım. Biten hiçbir ilişkim hakkında konuşmadım. Sadakatsizlik veya en ufak bir şiddet içermiyordu ilişkim. Yani bana gelene kadar bitmesi gereken çok evlilik var aslında. Bence zaten evlilik değil, ilişkinin kendisi kutsal. Evlilik çocukluğumuzdan itibaren ulaşılacak büyülü bir dünya gibi sunuluyor, bu beni rahatsız ediyor. Çok fazla anlam yükleniyor ama ilişki nasılsa, olduğu gibi evliliğe taşınıyor. Çünkü evliliğin sihirli bir değneği yok ve ilişkiyi kolaylaştıran bir boyut da
değil. O yüzden evlenirken çok fazla konuda konuşmuş ve uzlaşmış olmak gerekiyor.
Sırt çantamı takıp, dünyanın bir ucuna gidip aylarca vakit geçirmiş, güçlü ve özgür bir kadınım.
Ahlak, aşk gibi kavramlar üzerine…
* ‘Osman Sekiz’ fantastik bir film. Konusu nedir?
Agorafobi hastası olan ve bu yüzden evinden dışarı çıkamayan, kullanım kılavuzu yazan bir adamın başından geçenler… Osman kocaman bir evde beş canavarla birlikte yaşıyor. Hayata bağlanmak için evinden başka tutunacak dalı olmayan bu adamın evini üç kuruşa almaya çalışan sahtekâr bir emlakçıyı oynuyorum. Ama sonra işler değişiyor tabii…
Begüm Birgören Kimdir?
* Nasıl bir karakter canlandırdığınız emlakçı?
Nazlı, dış dünyanın olumsuzluklarını temsil eden bir karakter. Çağımızda üzerine kafa yorduğumuz ne varsa; gerçeklik, samimiyet, kaygılarımız, ahlak, aşk gibi kavramlar üzerine düşünme fırsatı veren bir film bu. Film ilerledikçe Osman ve canavarlar onu iyi yönde değiştirip güzel duygulara yönlendiriyor.
Büyülü bir atmosferde, canavarların pipetle kahve içtiği, “Kuyruğumu kim aldı”, “Antenlerim düştü” gibi seslerin yükseldiği eğlenceli bir setti.
* Tiyatro da yapıyorsunuz… Yeni tiyatro projeleriniz var mı?
Biz Oya Başar’la 3’üncü sezona gireceğimiz ‘Plastik Aşklar’ı kapalı gişe oynuyoruz. Eylül için yeni projelerle ilgili de konuşuyorum şimdi, eğer Oya Abla’dan izin koparabilirsem ikinci bir oyun yapmak istiyorum.