Geride bıraktığımız günlerde 17 yıllık köpeği Max’ı kaybettiğini duyuran oyuncu Başak Sayan, yaptığı son paylaşımla yine duygulandırdı.
Geride bıraktığımız günlerde 17 yıllık köpeği Max’ı kaybettiğini duyuran oyuncu Başak Sayan, yaptığı son paylaşımla yine duygulandırdı.
Sayan, geçtiğimiz ay hasta olan Max için dua istemiş ve onun daha fazla acı çekmesini istemediğini dile getirmişti. Sosyal medya hesabı üzerinden geçtiğimiz akşam acı haberi duyuran Başak Sayan köpeğinin ölüm haberini; “Tam 17 sene her anımda yanımdaydı benim. Bütün zor ve iyi zamanlarımda” sözleriyle duyurdu.
Köpeğini evin bahçesine gömdü…
Sayan kaybettiği köpeğinin ardından yaptığı paylaşımlara bugün bir yenisini daha ekledi ve köpeği Max’ı evinin bahçesine gömdüğünü açıklayarak şu uzun paylaşımı yaptı:
“İnsan hayatta en sevdiği varlıklardan biri kucağında can çekişirken onu nereye gömeceğini düşününce kendisini çok kötü hissediyor. Ama mecburen bir karar vermek gerekiyor. Hayvan mezarlığı mı yoksa evimizin bahçesi mi? Ben Max son nefesini verene kadar düşünmemeye çalıştım. Ondan sonra bir anda geldi o karar. Evimizin bahçesine gömdük. Bugün çok doğru bir karar verdiğimi anlıyorum çünkü onu sürekli ziyaret edip konuşabiliyorum. O da kendisini yalnız hissetmiyor bu yüzden.
Hayvan mezarlığı olsaydı belki üzerinde ismi ve fotoğrafı olan bir mezar taşı olacaktı ama istediğim her an gidemeyecektim. Oysa şimdi en sevdiği yerde gömülü. Sabah onu ziyaret ettikten sonra telefonlarımı alıp fotoğrafçıya gittim. Ne çok fotoğraf, ne çok anı varmış. Ağlayarak seçtim hepsini büyük büyük bastırttım. Hayattayken nedense bastırmamışım hiçbirini. Sonra eve geldim. Buzdolabının üzerine yerleştirdim bazılarını. En sevdiklerimden birkaçını çerçeveye yerleştirip yatak odama koydum. Sabah gözümü açınca onunla göz göze geliyoruz gene. Gece eşim de seyahate gittiği için yalnız yatmak zor oldu. Yanıma Max’in kıyafetlerini aldım, kokusu hala üzerinde. Sarıldım yattım. Gözlerimi kapayınca sanki yine onunla uyuyormuşum gibi geldi. Burnumda kokusu… İnsan beyni garip işte böyle. 3 gecedir ilk kez uyuyabildim. Biliyorum bu koku sayesinde…
Anneme sordum, anne bu koku hep kalır mı yıkanmadıkça yoksa zamanla yok mu olur? Kalır kızım kalır dedi, meraklanma. Azalsa bile kalacaktır kokusu. Bunu duyunca rahatladım. Sabah gözümü açtığımda fotoğraf çerçevesinden bana bakıyordu. Yıllarca gözümü açtığımda ilk onu gördüm ben. 23 yaşımda girdi hayatıma 41 yaşımda gitti. Bir ömür geçirdim onunla. Onsuz hayata alışmaya çalışıyorum şimdi. Yeni romanı bitirmek için uğraşıyordum ama şimdi evde olduğum her an çok kötüyüm. Sürekli kendime yeni işler çıkarıyorum ki düşünmeyeyim onu çok fazla. Ama engel olamıyorum. Yemek yiyemiyorum. Dün sofrayı toplarken yemek tabağımı ayırdım bir tarafa. İçinde et parçaları vardı. Sonra aklıma geldi, Max yok ki artık. Her gün yemeklerden biraz ayırıp mamasının üzerine koyardım ki daha çok yesin mamayı. Alışmak kolay değil. Ve ben nasıl yapacağımı bilmiyorum hala…”