Müzik piyasasının yeni isimlerinden olan Anıl Durmuş geçtiğimiz gün bir röpotaj verdi. Anıl Durmuş’tan samimi açıklamalar geldi. İşte o açıklamalar;
Son teklin pop ve arabesk tarzındaki ‘Kafayı Yaktım’dan yola çıkarsak yaptığın Müzik nereye doğru evriliyor?
Aslında bir tarza sabitlenmek istemiyorum. Kafama göre hareket etmeyi seviyorum. ‘Kafayı Yaktım’ üzerine konuşursak geçmişi seven bir adamım. Arabesk de içimde hissettiğim bir tür. Bu şarkı böyle oldu. Ama bundan sonrakiler farklı olabilir.
Arabeski müziği içinde hissettiğini söylüyorsun… O damarın kaynağı nedir?
Arabesk çok dinlerim. Arabesk parçalardaki müzikalite bence mükemmel. Beni kendine hapsediyor. Bir de çok gerçek. Yapaylaşmamış, doğal…
En sevdiğin arabeskçi kim?
Hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim: Müslüm Gürses. Vokal tekniğinin hayranıyım.
Müzikle nasıl tanıştın?
Bahçelievler’de büyüdüm. Müzikle çok da içli dışlı değildim. 12-13 yaşlarımda parkta otururken bir dost geldi, gitar çalmaya başladı, arkadaşlarımın ısrarıyla ben de şarkı söyledim. Bir arkadaşım “Şarkı söylüyorsun ve hemen Facebook’a yüklüyoruz” dedi.
Sonra şarkıyı kaydettiniz…
Bir apartman köşesinde cep telefonuyla çekim yaptık. Bir hafta sonra aradı, “Yakınlarda bir internet kafe var, bence bas git” dedi. Gittim, sayfaya girdim, bir baktım 200 bin kişi abone olmuş. Sokakta insanlar beni tanımaya başladı. Hoşuma da gitti bu durum. Ufak tefek teklifler de geliyordu. İlk sahneye çıkışımı hatırlıyorum. Sadece gitar ve darbuka vardı.
Hâlâ sahnedesin. Gece sahnede olmayı seviyor musun?
Keyifli ama yorucu.
Müzikle ilgili hedeflerin nedir?
Kafasına göre takılan bir Anıl olup binlerce kişiyle hem eğlenip hem de ağlayacağımız konserler vermek istiyorum. Ben sadece bir kitlenin değil, kitlelerin peşindeyim. Konserlerime herkes gelsin, birbiriyle arkadaşlık kursun, müzik onları birleştirsin istiyorum.
“AT BİNMEYİ ÖĞRENİYORUM”
Hayatın nasıl geçiyor?
Sabah güne filtre kahveyle başlarım. Kahvaltı en sevdiğim öğün. Bu sıralar at biniyorum. Yeni öğreniyorum, çok da zormuş. Kamp kurmayı çok seviyorum. Kız arkadaşım Beliz Şen yüzücü. Düzenli bir yaşamımız var. Bu da çok keyifli.
MERT DEMİR: ‘KARİYERİMİ RUHSAL TATMİNE ODAKLADIM, MÜZİK BANA TERAPİ…’
Sakin, dingin… İçinden Rihanna’nın, Beethoven’ın geçtiği şarkılarıyla dinleyiciyi arabeskten punk’a, türküden elektronik müziğe yolculuğa çıkarırken bu renkliliğin içinde kendine huzurlu bir dünya yaratmış. Ev stüdyosunda kaydettiği ‘Kimim Lan Ben?’ albümüyle dikkat çeken Mert Demir, son dönemde prodüktörlüğe de ağırlık verdi; Anıl Durmuş’un son teklisinde de imzası var.
Müzik, ev stüdyolarında yalnız yapılan bir işe mi dönüştü?�
Büyük stüdyolara ihtiyaç azaldı. Miksteki mükemmeliyetçilik, matematiksel bakış açısı yıkılmaya başladı. 2020’de ‘Kimim Lan Ben?’ albümümü evde tek başıma yaptım. Bu yolu seçtim çünkü kendimi tamamen özgür bırakmak istedim.
Şarkı sözlerin kalıpların dışında… Özgürlükteki bu ısrar niye?
Albümümü yapana kadar kendimi hiç özgür hissetmedim. Müzikal olarak değil ama ifade biçimi olarak bir açlık çekiyordum. Çünkü çalıştığım insanlar tarafından hep filtrelendim. Bu yüzden filtresiz, kafamın içindekini en saf haliyle koymak istedim.
Kim olduğuna ilişkin arayışın devam ediyor mu?
Ediyor. Sanırım o hiç bitmeyecek. İki yıl önceki Mert değilim. Aldığım kararlar beni bambaşka bir insan yaptı. Daha özgür, daha cesur…
Müziğin iyileştirici gücü müzisyeni de etkiliyor mu?
Kariyerimi ruhsal tatmine odakladığım ve onun üzerine inşa ettiğim için müzik bana terapi oluyor. Hasta da benim, doktor da…
Prodüktörlüğe de ağırlık verdin…
Benim için sembol isimler var. Sibel Can, Ebru Gündeş, İbrahim Tatlıses gibi… Bir gün bu isimlerle bir şeyler yapma hedefim var.
Sahneye üstün çıplak çıktığın oluyor. Neden?
Son Babylon konserinde sahneye takım elbiseyle çıktım. Sonra üzerimi çıkarıp seyircilerin arasına atladım. Bir müzisyenin konserine ‘Kara Kış’la başlayıp punk bir parçayla bitirmesi de alışıldık bir şey değil. Bunu insanlara kabul ettirmek bir mesele.
Arabeski seviyor musun?
Severim. Planlarım arasında saf arabesk bir albüm yapmak da var. Bağcılar’da büyüdüm. Sokaklarda, evlerde, okuldan çıkarken kenarda, köşede, arabalarda arabesk çalardı.
En çok kimi dinlemeyi seviyorsun?
Müslüm Gürses’i dinlediğinde “Tamam” diyorsun, “Bu müziğin atası budur.” Duruşu ‘Yarayı almış ama hallederiz’ noktasında…
ÇOCUĞUM VAR GİBİ HİSSEDİYORUM
Bir köpeğin var, değil mi?
Evet, husky köpeğim var 7 aydır. Aslında husky’ler bana görsel olarak iyi gelmiyordu. Sert ve soğuk buluyordum. Sahipleneceğimi hiç düşünmezdim. Ama artık bir çocuğum varmış gibi hissediyorum.