1997 yılında Yolcu şarkısı ile çıkış yapan 90’ların sevilen sanatçısı Ali Güven yıllar sonra bir gazeteye röportaj verdi. İşte o röportajdan bazı satırbaşları;
Hakan Peker ve Feyyaz Kuruş Sesimi Beğendi
Ali Güven müzik dünyasına giriş yolculuğunu şu cümlelerle anlatıyor;
“Almanya’daki ilkokul yıllarımda enstrüman çalmaya başlamıştım. Türkiye’ye temelli dönüş yaptığımızın ertesi yılı 1985’te okuluma konservatuvarda devam ettim.90’lı yılların başlarında da müzik piyasasına giriş yaptım. Pop sanatçılarıyla çeşitli orkestralarda çalıştım. Hakan Peker’den Mustafa Sandal’a o dönem yeni ve ilk kim albüm çıkarıyorsa hemen beni tutuyordu. Hepsinin albümünde enstrüman çaldım.
Onlar da arada sesimin güzel olduğunu söyleyip sahneye davet edip şarkı söylememi istiyorlardı. Yine böyle bir sahneye çıktığım anda Hakan Peker ve Feyyaz Kuruş da sesimi duymuş. İkisi de sesimi beğenmiş. Emre Irmak, Burak Kut ve benden oluşan 3 kişilik bir grup albümü yapmak istediler. Daha sonra ‘onlar kendi aralarında anlaşamazlar’ deyip önce Burak’a sonra bana albüm yaptılar. Onlara ‘Yolcu’ ve ‘Yadigar’ı ilk dinlettiğim an çok beğendiler.”
‘Yolcu’ ile ‘Yadigar’ı Aynı Gün Yazdım
O dönem şarkının bugünlerde dinleneceğini ve ölümsüz olacağını tahmin edemezdim tabii. Ama iyi bir şey yaptığımı biliyordum. İnsanlar şarkının hikayesini anladı ve hissetti. Bir arkadaşımın evindeydim, duygu yoğunluğu yaşıyordum, sevinçler ve hüzünler birbirine karışmıştı. ‘Yolcu’ ile ‘Yadigar’ı aynı gün yazdım. ‘Boynumun Borcu’ şarkısını okuldan çıkmış Beşiktaş’tan Nişantaşı’na yürürken yazmıştım. Hatta cebimdeki telefon rehberinin arkasına notalarını hemen not almıştım. Duygusal şarkılardır… Yaşadığım olayların notaya aktarımıdır. O zamanki anlaşmazlıklar, ayrılışlar…”
Türkçe Pop ve Arabesk Ölmez
“Hiçbir zaman Türkçe pop ve arabesk ölmez. Belli bir zaman aşağıya iner ve tekrar yükselişe geçer. Günümüzde her şey çok hızlı olduğundan ve çok çabuk tüketildiğinden şimdiki şarkıların sözleri daha matematiksel. Şimdi şarkı söyleyemeyen birinin de sesini hemen düzeltebiliyorlar. Bu da duyguyu öldürüyor. Bu yüzden de kalıcı şarkılar çıkmıyor. 2 ay belki 1 haftada harcanabilecek şarkılar çıkıyor. Belli bir süre sonra da hatırlanmıyorlar.”
“90’lar inanılmaz dönemlerdi, Türkiye’de müziğin şaha kalktığı zamanlardı… Albüm yapmadan ve ünlü olmadan önce de tipim dolayısıyla sokakta fark ediliyordum. Ben hep çok parlak bir çocuktum. Orkestralarda çalıştığım için ün, hayatımda çok bir şey değiştirmedi. Ünlü olmadan ilgi duyulan biriydim.”