Ünlü sanatçı Ajda Pekkan, verdiği bir röportajda çok özel açıklamalarda bulundu. Pekkan, özel hayatına dair çarpıcı gerçekleri dile getirdi. İşte Ajda Pekkan’ın çok konuşulacak o röportajı…
“Bir hayal yarattım ve adını Ajda Pekkan koydum. Fakat kendimi hiçbir zaman medyanın beni takdim ettiği şekilde görmedim, bana verdiği kimlikle özdeşleşmedim. Bu hayalin maddi kazanç olmasından önce toplumsal bir sorumluluk olduğunun hep farkında oldum.
Müziğinizle, fiziğinizle ve hayattaki duruşunuzla nesiller boyu hayranlık duyulan bir sanatçısınız. Bu kadar sevilmek sizi nasıl etkiliyor?
Bahsettiğiniz gibi; ülkemiz insanlarının bendenize teveccühü olduğunu ben de yıllarca hissettim ve buna layık olmaya çalışıyorum. Fakat benim de hayran olduğum insanlar, idealler var ve bunların hepsini tek başıma temsil ettiğimi de düşünmüyorum. Ama onlarla beraber ben de bu yolda olmak istiyorum. Kendilerini yardıma muhtaç olanlara, sessizlere adamış ve bu ülke için koşturan, memleket insanlarının, dünya insanlarının çok daha iyi yerlere gelmesi için çabalayan insanlar var. Ben de onlara hayranım. Her müzisyenin varmak istediği bir noktada mıyım bilmiyorum ama en azından şunu biliyorum ki daha varmak istediğim çok nokta var. Bunun finali, ‘Bu iş bitti’ diyebileceğiniz bir noktası yok; çünkü güzelin ve iyinin sonu yok. Sanat, sonsuz ve sınırsız olduğu için çok ilahi bir alan. Allah’ın bize verdiği en güzel hasetlerden biri. Ondan aldığımız paylardan biri de yaratıcılık. Ve sanat, yaratıcılığın en iyi yansıması. Orada nihai bir nokta yok. Bu anlamda hala yapmak istediğim çok iş var. Sanata dair nüfuz edebildiğim her alanda kendimi geliştirmek istiyorum. Öğrenmenin yaşı yok.
‘Hayalimin ötesinde başarı elde ettim’ diyor musunuz?
Bu noktada şunu mutlaka söylemeliyim; evet takdir gördüğünüz doğru ama toplum içinde yaşadığınız şey, sadece insanlar tarafından takdir edilmek, hayran olunmak olmuyor. Aynı zamanda çok haksız ithamlara, suçlamalara ve hatta iftiralara maruz kaldığınız da oluyor. Kimi zaman fiziğinizin hayattaki duruşunuzun önüne geçtiğini görüyorsunuz; böyle bir derdiniz olmadığı halde. Daha çok reyting yapan yönleriniz üzerine gidiliyor; böyle bir niyetiniz olmadığı halde. İşte o noktada inciniyorsunuz, üzülüyorsunuz, hakkınızın teslim edilmediğini görüyorsunuz. Bir yandan başarılı olduğunuz için insanların sizi takdir ettiğine şahit oluyorsunuz. medya da buna aracılık ediyor; başarınızı kitlelere duyuruyor. Fakat diğer taraftan aynı medya, sizi yerden yere vurabiliyor. Oysa medyanın empoze ettiği nazarın ötesinde bir Ajda Pekkan var. İnsanların nazarından, medyanın nazarından kaçan, onun ıskaladığı, tamamen nüfuz edemediği bir Ajda Pekkan var. Bunu suçlamak için söylemiyorum. Perdenin arkasında bir Ajda Pekkan daha olduğunu söylemeye çalışıyorum. Herkes Ajda Pekkan’a bakarken, o da arkadan ona bakanlara bakıyor. Küçük bir kız çocuğu gibi, bazen merakla bakıyor, bazen de insanların neden ona bu kadar baktığını anlamayarak izliyor olanları.
Şöhretlerin insan olduğu unutuluyor, değil mi?
Maalesef. İnsan ruhu mumun üzerindeki alev gibi en küçük esintide bile titriyor. Şöhret olduğunuz zaman da bu durum değişmiyor. Bakın ben bir hayal yarattım, adını da Ajda Pekkan koydum. Sonra bu hayal beni yarattı. Hayalimle karşılıklı olarak birbirimizi inşa ettik. Fakat bu süreçte hayalimle, yani medyadaki temsilimle, perde arkasındaki Ajda arasındaki mesafenin kapanmasına izin vermedim. Kendimi medyanın beni takdim ettiği şekilde görmedim. Medyanın bana verdiği kimlikle asla özdeşleşmedim. Onun yerine Ajda Pekkan hayalini, hitap ettiği insanları ve kendimi mutlu edecek şekilde yeniden ve yeniden forme etmeye çalıştım. Ajda Pekkan hayalinin benim için bir maddi kazanç olmaktan önce toplumsal bir sorumluluk olduğunun hep farkında oldum.
Birçok sanatçının örnek aldığı birisiniz. Peki, sizin ilham aldığınız müzisyenler oldu mu?
Gino Vanelli, Taylor Swift, Zeki Müren, Zülfü Livaneli, Sia, Bülent Ersoy, Julio Iglesias, Muazzez Abacı… Ama müzik sadece müzisyenler tarafından yapılmıyor. Sanatın pek çok alanından ilham alıyorsunuz. Attila İlhan’ın şiirlerindeki müziği görmezden gelebilir misiniz mesela?
İlklere imza atan ve kendini sürekli yenileyen bir sanatçısınız. Bunun sırrı nedir?
Aslında bunun bir sırrı yok. Bu, insanın içinden gelen bir şey. Resim yapmak gibi, portre çizmek gibi; sanat zaten kendini hep yenileyen bir alan. Sanatla yaşadığınızda onun akışına direnemez, yenilenirsiniz.
Uzun yıllar oyunculuk da yaptınız. İyi bir proje gelirse değerlendirir misiniz?
Bir şey söyleyeyim mi? Bundan sonra oynayacağım tek bir rol var: Ajda Pekkan.
Perdenin arkasında nasıl bir Ajda Pekkan var?
Hala dünyaya o çocuk gözlerle bakıyor ve aynı saflıkla dünyayı çok daha iyi bir yer haline getirebileceğimizi düşünüyorum. Hala ideallerim var, hala vazgeçmediklerim var, hala yapmak istediğim çok şey var.