Ana SayfaÜnlülerAfra Saraçoğlu: Gerçek Hayatımda Rol Yapmak İstemem

İlgili Postlar

Afra Saraçoğlu: Gerçek Hayatımda Rol Yapmak İstemem

“BluTv” ekranlarında yayımlanacak olan “Yeşilçam” dizisiyle yeniden ekranlara dönmeye hazırlanan Afra Saraçoğlu geçtiğimiz gün bir röportaj verdi. Samimi açıklamalarda bulunan güzel oyuncu Afra Saraçoğlu “Gerçek hayatımda rol yapmak istemem.” dedi. İşte o açıklamalar;

‘İkinci Şans’ filmiyle tanındın. Altı sene geçti. Bu kadar başarı bekliyor muydun?

‘Bu kadar’dan kasıt ne (gülüyor)

Afra Saraçoğlu Kimdir?

Başrollere terfi ettin…

Sanırım kazanımları gözümde çok büyütmüyorum. Oyunculuk yolculuğumda daha doyum noktasına da ulaşmadım. Bu yüzden bana her şey zamanı geldikçe yaşanıyor gibi geliyor. Ama tabii hep hayalini kurduğum isimlerle çalışıyorum; Çağan Irmak’la aynı seti paylaşmak oyunculuk kariyerim için çok önemli bir şey. Ama geçen sürede daha kırılgan bir yapıya sahip oldum.

Neden?

Bu, oyunculukla paralel ilerliyor. Daha duygusallaştım, daha çok hissetmeye ve empati yapmaya başladım. Bir erkek çocuğu gibi daha umursamazken daha nahif ve duygusal oldum.

17 yaşında gelen tanınırlığın getiri ve götürüsü neler oldu?

Şimdi daha iyi ekonomik koşullara sahibim ama bunun yanı sıra özel hayatımdan fedakarlık yapmaya başladım. Özgürlüğün kısıtlanıyor ister istemez. Tanınmış her insanın yaşadığı türden şeyler bunlar.

Bu yaz erkek arkadaşınla öpüşürken yakalandınız. Kendini böyle manşetlerde görmek seni nasıl etkiledi?

Arada magazini unutuyorum (gülüyor). Zaten olduğum gibiyim, kendimi kasmıyorum. Gerçek hayatımda da rol yapmak istemiyorum. Öyle zamanlarda da yaptığım işin getirisini, şöhreti fark ediyorum.

Afra Saraçoğlu Hayalini Gerçekleştirdi

Mert Yazıoğlu ile 2.5 yıldır birliktesiniz. Bu ilişkiye başlarken ‘hayranlarımı kaybederim’ diye hiç korkmadın mı?

Aşık olunca insan hiç öyle düşünmüyor. Ayrıca bu benim özel hayatım, mesleğimden ayrı. Rahatım yani o konuda. Mert zaten benim oyun arkadaşım gibi, her konudan kendimize eğlenecek bir malzeme buluyoruz.

Nasıl tavladı seni?

Ben onu tavladım.

ŞAKAYA VURUYORUZ

Anlatsana hikayenizi…

Ekrandan duruşunu beğeniyordum. ‘İyi Oyun’ filminde beraber oynadık. Rüyalarımda onu görmeye başladım. Bir gün bunu anlattım ve sohbet sohbeti açtı. İyi anlaşabileceğimizi düşündük. Kimse kimseyi tavlamadı da aramızda bir enerji uyumu oldu.

Pandemi ilişkinize nasıl yansıdı?

Birbirimizle çok uyumluyuz. Birbirimizin oyun arkadaşıyız, zevklerimiz de aynı. Hiç eve sıkışmış gibi hissetmedik, hissetmiyoruz. Hep birbirimizi eğlendirecek anlar yaşıyoruz.

Videolarda çok eğlencelisiniz. Onlar kurgu mu?

Kurgu olur mu canım, eve kamera koyup izlesen “Bunlar manyak herhalde” dersin. Her şeyden kendimize eğlenecek bir konu çıkarıyoruz. Bu enerji de sanıyorum kameraya yansıyor.

İkinizin de oyuncu olmasının ilişkinize etkisi nasıl oluyor?

Haftada 3-4 gün birlikte dizi ve film izliyoruz. İzlediklerimizi tartışıyoruz, senaryoları birlikte okuyoruz. Bu da lehimize işliyor.

Kıskançlık var mı?

Çok fenasın (gülüyor). Yok, onu da şakaya vuruyoruz. Aksi, hastalıklı bir ilişki olur. İkimiz de oyuncu olduğumuz için birbirimizle empati kuruyoruz.

BREAK DANS YAPMAYA ÇALIŞIYORUM

Paylaştığın dans videoları gündem oldu. Hep sever miydin dansı?

Hep severdim. Bundan üç sene önce vücudumu esnetmek için modern dansa başladım. Bir sene sonra anladım ki aslında dansın diğer bir dalı hiphop, beni daha çok çekiyor. Şimdilerde break dans da yapmaya çalışıyorum.

Bir de K-Pop dansların var…

Evet, bir dönem yaptım. Çok duyuyordum. Bir gün internete girip bir grup buldum ve müzikleri hoşuma gitti. Koreografilerine çalıştım ve paylaştım.

Saatlerce emek harcayarak çalıştığın bir dans videosu ‘Afra yürek hoplattı’ başlığıyla verilince ne hissediyorsun?

Bir kadın olarak rahatsız edici ama takılmıyorum. Desinler, ben yapmaya devam ediyorum ve edeceğim.

ÇAĞATAY’LA ENERJİMİZ GÜZEL TUTTU

‘Yeşilçam’ BluTV’de başladı. Karakterin Tülin nasıl bir kadın?

Masum, iyimser, hayalleri ve hedefleri olan idealist bir kız.

Gerçek bir sanatçı olmak için Semih Ateş’in (Çağatay Ulusoy) kapısını çalıyor. Sanırım en sevdiğim özelliği, karşısında kim olursa olsun özgür şekilde kendini ifade etmesi, aynı benim gibi… Bir de Yeşilçam’ın şatafatlı ambalajından içeriye girince aslında her şeyin güllük gülistanlık olmadığını görüyor, o da büyüyor, değişiyor ve farkındalıkları artıyor.

Yeşilçam’la günümüz arasında nasıl farklar var?

Yeşilçam daha naif, kırılgan ve masum sanki. O dönemin insan ilişkileri bana o kadar doğal ve saf geliyor ki… Birinin diğerine gül vermesi bile çok önemli ve değerli. Bazı değerlerimiz o zaman çok daha tazeymiş. Oysa şimdi çok daha çabuk tüketiyoruz.

Rolüne çalışırken, o dönemlere dair nasıl bir hazırlık yaptın?

Eski Türk filmlerini zaten izliyordum, daha çok izlemeye başladım. Hollywood’dan da o yılları anlatan filmleri izledim. Röportajlar okudum. Tavırlara, duruşlara ve bilmediğim sözcüklerin telaffuzlarına çalıştım. 1960’ların Türkiye’sini araştırdım.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son Haberler