Serenay Sarıkaya: Hatalarıma sahip çıktım! Geçtiğimiz haftalarda seyircisiyle buluşan Alice Müzikali’nin yıldızı Serenay Sarıkaya, verdiği röportajda samimi açıklamalar yaptı. Güzelliği ile olduğu kadar başarısıyla da dikkat çeken güzel oyuncu, müzikalin diğer oyuncuları Ezgi Mola ve Merve Dizdar ile birlikte İlker Gezici’yle yaptığı bu eğlenceli sohbette bakın neler anlattı…
Serenay Sarıkaya’dan Evlilik Açıklaması!
Serenay Sarıkaya: Hatalarıma sahip çıktım!
Serenay Sarıkaya: Hatalarıma sahip çıktım! Geçtiğimiz haftalarda seyircisiyle buluşan Alice Müzikali izleyiciden tam not alırken; müzikalin yıldızları Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola ve Merve Dizdar İlker Gezici’ye birlikte keyifli bir röportaj verdi.
Son yılarda adı hep ön planda yer alan güzel oyuncu Serenay Sarıkaya kendisini zirvede görmediğini ifade ederken, bir diğer başarılı oyuncu Ezgi Mola hislerini “Biz bu işi yapmayıp seyirci koltuğunda otursak çatır çatır çatlardık.” diyerek anlattı.
İşte Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola ve Merve Dizdar’ın birlikte gerçekleştirdiği o röportaj…
Ait olduğum yere ve değerlerine bağlı biriyim
-Alice’ ilk sahne tecrübem olduğu için başta gözüm korktu ama müzikalde rol almak çocukluk hayalimdi. İçinde sevdiğim her şey var; müzik, dans, oyunculuk, eğlence… Biz uyarlamada teknoloji çılgınlığı eleştirisinden yola çıktık. ‘Alice’, o sanal dünya çukuruna düştükten sonra öyle bir dünyaya gidiyor ki, orası gerçekten güzel olamayacak kadar güzel bir yer. O dünyada doğru, yanlış yok, alıştığımız sınırlamalar yok. Herkes o dünyanın bir parçası olmak isteyecek.
–‘Tavşan’ı takip edip yeni bir dünyaya gitmek konusunda ‘Alice’ kadar cesur olabilir miydim bilmiyorum çünkü ben burada olmayı seviyorum. Ait olduğum yere ve değerlerine bağlı biriyim. Var olan şeyin kıymetini bilmek, ona sahip çıkmak, şu anki dünyamızı sevmek bana daha çok uyuyor. Mesela Mars’ta hayat kurma hayalleri var, ben yapabilir miydim bilmiyorum? Ben kendimi buraya ait hissediyorum.
Korkularımın üzerine gidip cesur kararlar alabilen bir insanım
-Teknoloji tabii ki herkese lazım. Tıpta, bilim teknik anlamında teknoloji çokça hayatımızı kurtarıyor. Ben sanal dünyaya kendimi kaptırmıyorum. İnsanlarla göz göze ilişki kurmayı, dinlemeyi seven biriyim. Son dönemde bunları kaybettiğimizi düşünüyorum. Bizi oyalayan bütün bu teknoloji bulutu olmasaydı, bu yalancı dünya olmasaydı gerçekten neleri severdik? O zaman gerçekte kim olurduk diye sorguluyoruz biraz.
-‘Alice’te anlatmaya çalıştığımız şey çok hoşuma gidiyor. Etrafımızda yarattığımız tüm korkuların ve ön yargıların tamamen bizimle ilgili olduğunu, bu korkuları kaldırdığımızda ve sadece deneyime izin verdiğimizde, aslında hiç de korkulacak bir şey olmadığını anlatmaya çalışıyoruz. Benim için de öyle. O yüzden belki de korkularımın üzerine gidip cesur kararlar alabilen bir insanım. Ne olacağını, başıma neler geleceğini merak ediyorum ve bunları tecrübe etmek istiyorum.
Zirvedeyim dersen geri sararsın
–Kendimi zirvede görmüyorum çünkü benim için şu an ulaştığım bir yer ya da ‘Tamam şimdi oldum’ diyebileceğim bir yer hiçbir zaman yok. Gelişim her zaman devam ediyor. Zirvedeyim dediğin an geri saymaya başlarsın.
-Hayatımda yaptığım seçimlerden memnunum. Doğrularımla, yanlışlarımla bunlar benim seçimlerim. Hata yapmamak için uğraşmadım. Hatalarıma da sahip çıktım, ondan öğrenecek bir şey vardı, cebime tecrübe olarak koyup yoluma devam ettim. Hayatta her şey bir öğreti.
Oynamasaydım çatır çatır çatlardım
-‘Alice’le ne zaman tanıştınız?
EZGİ MOLA: Çocukken okuduğun kitabı yetişkinken okuduğunda çok farklı oluyor. Benim VHS kasetim vardı. 6-7 yaşındayım. Sürekli o kaseti izlerdim. ‘Alice’le beraber her defasında ben de giriyordum o dünyaya. Çocuk aklımla kurduğum dünyamla’Alice’in dünyası o kadar örtüşüyor ki… Mutluluktan ağlayasım geliyor.
MERVE DİZDAR: Ben küçüklüğümden beri hep süper kahraman olayım derdim. DC, Marvel; hepsinin hayranıyımdır. Oz Büyücüsü’ne de bayılırdım. ‘Alice’i izlerken de hep ‘Keşke ben de’ diyordum.
-Size cazip gelen şey ne oldu?
M.D.: Alice’in dünyası. Mesela bir şarkımızda ‘Bir sonraki durağımız Harikalar Diyarı’ diyoruz. Orada tüylerim diken diken oluyor.
E.M.: Gerçekten benim de. O dünyada olmayı istiyorsun. Burada prodüksiyon olarak da o dünya öyle güzel yaratıldı ki. Sahne gerisinde izlerken, Enis’e tam şu cümleyi kurdum: “Biz bu işi yapmayıp seyirci koltuğunda otursak çatır çatır çatlardık.”
Hayatımın dönüm noktası
-Dans dersleri zorlu geçmiş sanırım; yorulmuşsunuz.
E.M.: Nasıl yorulmayayım. Hayatımda dans mı ettim? Dans tecrübem düğünlerdenibaret. Biz Ferdi Özbeğen’in ‘Dilek Taşı’yla dans ediyorduk. Şimdi çok sürprizli birprojedeyiz. Dansın yanında orkestrayla birlikte canlı şarkı da söylüyoruz sahnede.Bizim için büyük sınavdı.
-Bu müzikal için hayatınızın dönüm noktalarından biri desek yanlış olmaz değil mi?
M.D.: Kesinlikle. İlk defa 2 bin kişinin karşısında oynuyorum.
E.M.: Evet benim için de öyle.