Şarkıcı Halil Sezai’nin Eskişehir’de oturan ağabeyi Cenk Paracıkoğlu, kardeşi Halil Sezai ile beş yıldır küs olduklarını ve bu küslüklerinin sebebini de bilmediğini açıkladı. Detaylar haberimizde… Öncelerde mankenlik yaptığını ifade eden Cenk Paracıkolu, hem mankenlikte hem de şarkıcılıkta zirveye çıkacağı sırada art arda iki kez beyin ameliyatı geçirdiğini “UNICEF yararına Kanal D bir parçamın sponsorluğunu yaptı, klip yayınlandı, single’ım çıktı. Daha sonra Başak Gürsoy ajansında mankenlik yaptım. Onun arkasından müzik hayatına atıldım. Nezih Ünen benim ‘Ağlama’ adlı parçamı dinlemiş. Kimsesiz çocuklar yararına yaptığım bir parçaydı. Beni buldu çalışma teklif etti. Albüm hazırlığı yapıldı. Albüm çıkmak üzereyken ben beyin ameliyatı oldum. Aradan belli bir müddet geçti. Tuncay Akdoğan’la tanıştım. Parçalarımın güzel olduğunu, benimle çalışmak istediğini söyledi. Albüm çalışmaları başladı. Bu sırada Kadırga Plak Şirketi de benimle çalışmak ve albümü çıkarmak istediğini söyledi. Albümümüz hazır edildi. İki klibim çekildi. Tam piyasaya çıkmak üzereyken ikinci beyin ameliyatım gerçekleşti.” sözleri ile anlattı. Kardeşi Halil Sezai’ye de albüm çalışmaları sırasında yardımcı olduğunu söyleyen ağabey Cenk Paracıkoğlu, “Kardeşim albüm çalışması yapacağını söyledi, ben de kendisine destek oldum. Destek maddi anlamda değil açıkçası sadece manevi anlamda. ‘Şöyle yapalım abim, böyle olursa daha iyi olur abim’ gibi. Tanıdıklarımla tanıştırdım. Halil Sezai, ‘İncir Reçeli’ filmindeki ‘İsyan’ adlı şarkısıyla bir anda zirveye ulaştı ve daha sonra da bir plak şirketiyle anlaşma yaparak albümünü çıkardı. Çok güzel de tuttu.” dedi. Kardeşi Halil Sezai ile beş yıldır görüşmediklerini ve bu küslüğün sebebini bilmediğini ifade eden ağabey Paracıkoğlu, “Albüm çalışmalarında kardeşime yardımcı oluyordum. Fakat biraz zaman geçtikten sonra bana karşı negatif davranmaya başladı. Aramızda ufak bir mevzu oldu derler ya sudan sebeplerden dolayı. Ayrıldık kendisiyle. Ayrıldık derken küstük. Ama 5 yıldır kendisiyle görüşmüyorum. Ben öğrenemedim kendisinden bu yaptığının sebebini. Sezai sana söylüyorum; Ben bundan sonra albüm filan çıkarmayacağım. Eğer kafanda bunlar varsa şu dakikadan sonra mankenlik yapacak, albüm çıkartacak zannediyorsan yanılıyorsun. Senden bir destek beklemiyorum, herhangi bir şey istemiyorum. Ama zaman geçiyor. Yaşım 40 oldu. Gerçekten seni özlüyorum. Maddi değil, manevi desteğine ihtiyacım var.” dedi. Kardeşine seslenen Paracıkoğlu, “Senin derdinin ne olduğunu anlamak için bunu yapıyorum. Sen hala bana ne olup bittiğini söylemiyorsun. Sen benim kardeşimsin. Senden maddi bir şey beklemiyorum. Şu anda ekmeğime yağ sürsem de karnımı doyuruyorum. Bu küslüğün nedeni ne? Bana çektirdiğin ızdırap ne? Ben seninle eski günleri, beraber okula gittiğimiz günleri hatırlıyorum. Senin yaptığın esprileri hatırlıyorum. Sen benim yaptığım hiçbir şeyimi hatırlamıyorsun? Ben seni döverdim. Kafana bunları mı takıyorsun? Neymiş efendim. Duyduğum kadarıyla ‘abim beni döverdi.’ Her abi kardeşini döver. Okuldan ufak tefek her insanın yaptığı gibi kaçardı. Elbette ki ben seni yakalardım, kızardım. Daha anlatmak istediğim bir çok şey var ama onları söylemiyorum. Her abinin kardeşine yaptığı gibi benim de sana kızdığım kulağını çektiğim noktalar oldu. Ama bu itişmenin, kalkışmanın, bu ayrılığın sebebi ne? Bunu hala çözmüş değilim. Bunu basında, senden rica ediyorum bana sadece ve sadece açıklamasını yap. Abimle şu şu yüzden görüşmüyorum, konuşmuyorum ve bundan sonra da konuşmayacağım de. Sezai, eğer benimle alıp veremediğin bir problem varsa, beni üzmek beni kahrımdan öldürmek istemiyorsan ne olursun açıklamasını yap. Bu zamana kadar senden bir menfaat beklemedim. Şunu da söylüyorum bana o kadar desteğin yardımın oldu ki Allah senden razı olsun. Ama artık bu küslüğün sebebini ben de bileyim.” dedi.