Ece Sükan: Şeyma için psikoanaliz yaptım! Show Tv ekranlarında yayınlanan ve büyük bir izleyici kitlesine hitap eden Gülperi dizisinin Şeyma’sı Ece Sükan, çok özel açıklamalarda bulundu. İşte haberimiz hakkında merak ettiğiniz tüm detaylar…
Ece Sükan’ın Lüks Hayatı Dikkat Çekti
Ece Sükan: Şeyma için psikoanaliz yaptım!
Ece Sükan: Şeyma için psikoanaliz yaptım! Show Tv’nin çok sevilen dizisi Gülperi’de canlandırdığı Şeyma karakteri ile oldukça başarılı bulunan Ece Sükan, Habertürk Gazetesine verdiği röportajda çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte 8 yıl aradan sonra oyunculuğa geri dönen Ece Sükan’ın, rol aldığı diziden gelecekteki planlarına kadar birçok soruyu içtenlikle cevapladığı o röportajı…
8 yıl aradan sonra ilk defa
-‘Gülperi’ ile 8 yıl sonra oyunculuğa döndünüz? ‘Gülperi’yi sizin için özel kılan özellikleri nelerdir?
Evet, en son dizi projem 8 yıl önceydi. Sonrasındaysa benim için New York – Milano – İstanbul üçgeninde bir dönem başladı ve doğal olarak TV projelerine ara verdim. Ve tekrar oyunculuğa dönmeye karar verir vermez de böyle güçlü bir projeye dahil olma şansının yakaladım. ‘Gülperi’nin bir kadın hikâyesi olması ve ekibin A’dan Z’ye çok güçlü olması oyunculuğa dönmemdeki önemli etkenlerdi.
-Sizce ‘Gülperi’, izleyiciyi en çok hangi özellikleriyle cezbediyor?
İzleyicilerin birbirinden farklı ve kendi hikâyeleri, dramaları olan karakterlerde kendilerini bulduklarını düşünüyorum.
-‘Kötü’ karakterleri canlandırmak bıçak sırtı bir durumdur. ‘Şeyma’nın size çekici yanları neler oldu?
‘Şeyma’, karakter analizini okuduğum andan itibaren bana oynaması ve yaşatması çok derin ve çok boyutlu bir izlenim verdi. Kendi hikâyesi çok katmanlı. Dizi ilerledikçe açılıyor. Klişe bir ‘kötü karakter’ değil. Zaten bir filmdeki veya dizideki ‘kötü karakter’, oyunculuk ve senaryo anlamında ne kadar boyutlu ifade edilirse o kadar etkili ve gerçek oluyor, özgünleşiyor. Dramatik çatışma için de ‘kötü karakter’ elbette çok önem taşıyor. Örneğin ‘Joker’ olmasa ‘Batman’ olmazdı. Anti-kahraman olmak evet, bıçak sırtı bir durum olabiliyor ama onu samimi kıldığınız zaman herkes kendinden bir şeyler bulabiliyor. Biz de ‘Şeyma’ için böyle bir karakter yaratmak istedik.
Psikoloji mezunu olduğum için psikoanaliz yaptım!
-Teklif geldiğinde ‘Şeyma’ karakteri için neler düşündünüz? Senaryodaki ‘Şeyma’ya ne ölçüde ve hangi noktalarda katkıda bulundunuz?
‘Şeyma’yı analiz ederken, derinine inerken aslında sarıp sarmalamak istiyorsunuz. Annesini hiç tanımamış, hayatında hiçbir zaman bir ‘aile’ kavramı olmamış. Sevgisiz ve savrulmuş bir çocukluk yaşamış. Bu yüzden de hayattaki en üst amacı, kendi emekleriyle kurduğu ailesini korumak ve sürdürebilmek. Çünkü hayattaki başarıyı bir aile kurmak olarak görmüş. Hukuk fakültesine kendi imkanlarıyla, bir yandan çalışıp diğer yandan okuyarak devam etmiş. Okul yıllarında ‘Kadir’ ile tanışıp onunla bir aile kurabileceğine inanmış. Ve başarmış.
Mesleğinde de gelecek vaat ederken hamile kalınca işini bırakmış ve tamamen o hep en çok önem verdiği aile hayatına yönelmiş. Ancak yıllar içinde yıpranan evlilik, çalışmamasının verdiği eksiklik hissi ve sonrasında evliliğinin yıkılma tehlikesi ‘Şeyma’ için kabul etmesi çok zor bir hal alıyor tabii…
-‘Şeyma’yı canlandırmak için çekimler öncesinde özel bir çalışma yaptınız mı?
Tabii… Karakteri çıkarmak, oluşturmak için Çetin Hoca ( Sarıkartal) ile çalıştık. Ben de psikoloji mezunu olduğum için ‘Şeyma’ karakterine bayağı bir psikoanaliz yaptığımızı söyleyebilirim. Saim Güveloğlu ile de pratik çalışmaları yaptık.
Kadın – erkek mevzusu çok derin bir konu
-‘Gülperi’nin ana konularından biri kadın-erkek mücadelesi… Sizce kadınlar ve erkekler arasındaki mücadelenin ana nedeni nedir?
Bu çok derin bir konu… Tarihe, genlerimize, sosyal ve toplumsal olgulara, ezberlere dayanıyor. Tüm dünyada kadın-erkek eşitliği konusu masaya en yoğun haliyle yatırılıyor. Buna tek bir cevap vermek zor.
-Oyunculuk kariyerinizi nasıl yönlendirmek istiyor, bu konu üzerine nasıl planlar yapıyorsunuz?
Oyunculuğumla ilgili güzel yorumlar alıyorum ve bu beni mutlu ediyor. Her işte olduğu gibi elimden gelenin en iyisini yapmak, kendimi geliştirmek ve güzel şeyler üretebilmek, iyi projelerin içinde olmak isterim tabii…
-İlk oyunculuk deneyiminizi yaşadığınız 2004’ten bugüne baktığınız zaman kariyer tablonuza baktığınız zaman ne görüyorsunuz?
Benim tüm çocukluğum zaten oyunculuk, bale, tiyatro, televizyon, filmler, seslendirmeyle, yani sahnelerle geçti. Annem tiyatro sanatçısı olduğu için Ankara’daki hayatım hep bu eksendeydi. Kariyer yolculuğumda moda ve oyunculuk hep iç içeydi.
İleride yönetmenlikle ilgilenebilirim!
-Hayallerinize ne ölçüde ulaştınız? Ulaşamadığınız hayaller nelerdir ve onların peşinde koşmaya devam ediyor musunuz?
Bende hayal bitmiyor… Çok şükür istediklerimi gerçekleştiriyorum ama sürekli üretmek ve yeni hayaller kurabilmek çok önemli. Yeni şeyler denemeye ve kendi güven çemberimden çıkmaya hep cesaret gösterdim. Eee tabii bu paketin içinde başarı, başarısızlık ve hayal kırıklıkları olabiliyor. Ama zaten değerli olan yolculuktur. Ben sonuçtan çok süreç odaklıyımdır. Sonuç kendiliğinden gelir. Biraz yorucu olabiliyor tabii… İleride film ve dizi projelerine devam etmek ve hatta belki de daha da sonra yönetmenlikle ilgilenebilirim.