Geçtiğimiz günlerde röportaj veren Su Soley kendisi hakkında bilinmeyenleri anlattı. Su Soley’den samimi açıklamalar geldi. İşte o açıklamalar;
Albümün adı neden ‘Gardrop’?
Pandemi şartlarında evden çıkıp bir stüdyoya girmek fikri çok korkutucuydu. Uzun yıllardır evde kendi stüdyom var. Projelerimin neredeyse tamamının çıkış noktası da bu stüdyo oluyor. Ama albüm için çok daha profesyonel kayıtlara ve
iyi bir duyumu olan bir okuma odasına ihtiyacım vardı. Bunu da giysi dolabımda kıyafetlerden artakalan boşluklara yastık, yorgan doldurarak çözdüm. Bilgisayarı, ses kartını ve mikrofonu dolabın içine taşıyıp kurdum. Oldukça dar bir alandı, elimi kaldırsam bir şeye çarpıyor, zar zor sığıyordum. Birkaç ay boyunca yeni kayıt odam haline gelen gardırobumdan çıkmadım. Albümün ismi de buradan geliyor.
POZİTİFLİK BÜYÜK DOSTTUR
Kendi çalıp söyleyen, kendi kaydeden bir çalışma biçiminiz var. Renkli imajınızın altında da sizin imzanız var diyebilir miyiz?
Evet, çok uzun yıllardır saçlarımı kendim tasarlıyorum. Bazen kumaşlar, tüller, tokalar veya burgular kullanıyorum. Saçıma farklı şekiller vermeyi, renkli saçlar kullanmayı çok seviyorum. Başkalarında gördüğüm zaman da beni çok mutlu ediyor. Bence insan kendini mutlu ederken başkalarına bir zararı olmayan şeyleri yapmaktan kaçınmamalı.
‘Dengesizim’ şarkısının sözlerinde “Hani pozitif düşününce olurdu istediğin/Deniyorum neden olmuyor” diyorsunuz. Pozitif düşünce bugünlerde yetersiz mi kalıyor?
Bu cümleler aslında sadece bir isyan anını temsil ediyor. Pozitif düşünce bence her zaman için elinden gelenin en iyisini yapar ve hiç olmamasından çok daha iyidir. Büyük dosttur hayatta. Sağlığınızı korur. Negatif düşünce çukuruna düştüğünüzde kontrolsüzce daha derinlere dalma ihtimalinizi ortadan kaldırır. Bugünlerde hepimiz çok yorgun ve huzursuzuz. Kendimi de iletişimde olduğum kişileri de olumlu düşüncelerin içinde tutmaya çalışıyorum. Bu çok önemli çünkü bu günler de geçecek ve ne kadar az yıpranırsak o kadar iyi.
Sizi ne dengesizleştiriyor?
Şu an içinde bulunduğumuz bu bitmek bilmeyen süreç beni de hepimizi de dengesizleştiriyor. Herkes çok yorgun, pek çoğumuz acı içinde ve ümitsiz. Çok zorlu bir dönem. Hepimizin artık terapiye ihtiyacı var. Kendimize üzülmesek de bir yakınımıza ya da karşımıza çıkan haberdeki tanımadığımız birine üzülüyoruz. Her günümüz hayata karşı süngümüzü düşüren haberlerle dolu. Bu herkesin dengesini bozar. Hepimiz eski güzel günlere, çocukluğumuza hasretle doluyoruz bence. Bir süredir sosyal medya paylaşımlarında da görüyorum bunu; şarkının sözlerindeki gibi herkes çocukluğunu çok özlüyor.
Siz pozitif kalabilmek için neler yapıyorsunuz?
Pandemi boyunca spordan biraz uzak kaldım. Spordan ne zaman uzak kalsam bir süre sonra içten içe yorulmaya başlıyorum hayat karşısında. Bu aralar yeniden sahilde spor yapmaya başladım. Hareket etmek, dolaşımı hızlandırmak, terlemek çok önemli. Resmen kötü ne varsa sporla vücudumdan attığımı düşünüyorum. Genellikle paten kayıyor veya bisiklete biniyorum. Esneme ve nefes de çalışıyorum. Zaten başka bir şeye neredeyse ihtiyacım kalmıyor. Sıklıkla enstrüman ve müzik çalışıyorum. Çeşitli video oyunları oynuyorum. Bunun dışında da bu dönemde kendime video montaj, müzik prodüksiyon konularında online dersler hediye ettim.
Müziğe ilginiz nasıl başladı?
Müziksever bir ailenin üyesiyim. Evde hep eşsiz güzellikte plaklar çalınır, dinlenilir, hatta bazen de müzik icra edilirdi. Babam ut çalar, annem ve misafirler eşlik eder, güzel anlar paylaşılırdı dostlarla. O dostluk, müziğin birleştirme gücü, enstrümanların tınıları ve o harika plaklar aklımı çok kolay çeldi. Ben yüzücüydüm, başka sporlar da yapıyordum. Yoğun sporculuk hayatım vardı ve bir kayak kazası geçirdim. Spor hayatım bitmişti ama belki de işler düz gitmişti. Tüm düzenimin değiştiği yeni tuhaf hayatımın içine müzik güneş gibi doğdu. Açılan o koca boşluk aslında bugünkü ben olmamı sağladı.
Müzik eğitiminizin dışında ODTÜ’de de okulöncesi eğitimi almışsınız. Bununla ilgili çalışmalar yapıyor musunuz?
Geçen sene Soley Kids isimli çocuk şarkıları projemi yayımladım. Çok güzel tepkiler aldı. Erken çocukluk dönemindekiler için canlı yayınlar yaptım, konserler verdim. Çok uzun zamandır çeşitli YouTube kanalları için çocuk şarkıları seslendiriyorum. Bunların pek çoğu 100 milyonun üstünde dinleme aldı. Özellikle bir ninnimiz var ki, dinlemesi 250 milyonu geçmiştir. Sesimin çocuklar ve aileleri tarafından bu denli sevilmesi beni gerçekten inanılmaz mutlu ediyor. Ayrıca geçmişte birkaç defa, çocuklar yararına düzenlenen yardım konserlerinde de yer aldım.
AYRIMCILIĞI MEDENİ ERKEKLERLE AŞABİLİRİZ
Bir kadın pop sanatçısı olarak ayrımcılığa maruz kaldınız mı?
Bir dönem sahne kaşelerimiz farklı fiyatlandırılıyordu. Kemancı ya da vokalist bir kadın müzisyenseniz ekipteki diğer müzisyenlere göre daha düşük kazançla çalışmak durumunda kalabiliyordunuz. Halbuki her yerde beraberiz, aynı zamanı, aynı emeği harcıyoruz. Daha bir sürü örneği var fakat buradaki esas nokta şu bence; kadınlar ezelden beri pek çok yerde zaten zorlanıyor. Diğer sektörlerdeki kadın çalışanların da bizlerle benzer sıkıntılar yaşadığına eminim. Ayırımcılığa her zaman karşıyım ve bunu toplumun içindeki aklı başında, medeni, olması gerektiği gibi yetişmiş erkek bireylerimizin desteğiyle, biraz zaman alsa da aşabileceğimizi düşünüyorum.