Mini dizi Ya İstiklal, Ya Ölüm Dizisinde Mustafa Kemal Atatürk’ü canlandıran İlker Kızmaz ile dizi ve üzerine aldığı sorumluluk ile ilgili gerçekleştirilen röportajı sizler için derledik. İlker Kızmaz’ın Atatürk’ü canlandırması…
İlker Kızmaz’ın Atatürk’ü canlandırması büyük sorumluluk
“Kurgu bir karakter oynadığınızda hareket alanınız daha geniş oluyor. Ben çok dönem işi yaptığım için o konuda biraz tecrübem oldu, tarihi işlerde bu karakter bunu yapar mı, bu karakter böyle der mi, böyle durur mu, ata böyle biner mi gibi sorular ortaya çıkıyor. Burada genel algıya da saygı duyarak yapmamız gereken şeyler oluyor. Zaten Mustafa Kemal’i biraz tanıyıp nasıl yaşadığını fark ettiğinizde daha rahat ilerliyorsunuz.”
“Bir dönem, bir yılda üç tane Çanakkale filmi yapılmıştı, birinde ben de oynamıştım. Herkes, “Ne kadar çok Çanakkale filmi oldu,” dedi. Bence az. Bir Rambo’nun altı tane filmi var, 1917 diye bir film yapıldı, Oscar’daydı, hâlâ yapılıyor ve daha iyisini daha başka bir açıdan, daha başka bir hikâyeyle anlatmaya çalışıyorlar. Bizde bir hikâyeyle anlatınca, bu olmamış, deniyor hemen. Tamam, bir dahaki sefere olur. Deniyoruz, Hollywood değil burası ama kendimize göre bir arayış içindeyiz ve çok önemli yönetmenler, kurumlar, yapımcılar yaptılar işte. Halit Ergenç’in oynadığı Vatanım Sensin, orada da bir hikâye anlattılar, orada Mustafa Kemal’in fotoğrafını görüp “Vay, Mustafa’m” deyince hepimizin gözleri doldu. Bunlara hasretiz. Bu işlerin daha çok yapılması lazım.”
Ya İstiklal Ya Ölüm dizisine nasıl dahil oldunuz?
Ben daha önce Çanakkale 1915’te Mustafa Kemal’i canlandırmıştım, çok da keyifli bir iş oldu benim için. Bu işi duyduktan sonra da “Kim oyanayacak, ben oynasam olmaz mı, ben bir kere oynadım Atatürk’ü ama şimdi başka bir hikâye, başka bir macera” diye yer almayı çok istiyordum. Sonra rol, beklediğim gibi geldi bana ve çok heyecanlandım, senaryonun hepsini bir günde okudum. Hikâyeyi de çok sevdim. 16 Mart’ta İngilizlerin İstanbul’u işgal etmesiyle başlayan bir hikâye. Güzel bir yolculuk oluyor benim için.
Bir mini dizi olarak çekildi, oldukça detaylı bir çalışma yapılmış gördüğümüz kadarıyla
Evet, gerek yönetmen Yasin Uslu gerekse diğer oyuncu arkadaşlar, ekip, sanat grubu, makyaj, kostüm anlamında çok iyi hazırlandılar. Görüntüler de çok iyi görünüyor. Daha evvel TRT böyle işler yapmıştı, 6 bölümlük, 8 bölümlük ama TBMM’nin açılışının 100. yılı olduğu için biraz daha özenerek yapıyorlar.
Röpotajlarda oyunculara sorduğumuz klasik bir soru vardır, kurgu ya da gerçek hangi karakteri oynamak istersniz, diye. Çoğunun cevabı Atatürk’tü. Onu oynamak neler hissettiriyor, neler yaşatıyor size?
Öncelikle çok büyük bir sorumluluk. Herkesin baktığı, incelediği, kusur bulmaya çalıştığı, Atatürk böyle mi olur, böyle mi yapar, aslında sigara içiyordu, kahve içiyordu gibi bildiğimiz ama içine girdikçe daha derinden öğrendiğimiz şeyler var. Mesela elinden hiç ayırmadığı bir tespihi var Mustafa Kemal’in, kehribar bir tespih, bunu çoğumuz bilmiyoruz. Hatta bir arkadaşı hediye ediyor, yıllar sonra da başkasına hediye ediyor tespihi. Mutlaka elinde tespihi var, sigarası var, sürekli gelip giden bir kahvesi var, günde 25-30 tane kahve içen biri. Tecritte tutulduğu dönem bir böbrek rahatsızlığı yaşıyor ve bu kronik, tedavisi için yurtdışına termal kaplıcalara gidiyor, İspanya’da yaşıyor bir dönem, Almanya’da, Avusturya’da yaşıyor, bununla ilgili bir sürü tedavi görüyor. Bunlar bizim bilmediğimiz şeyler ve biz biraz da dizide bu tip şeyleri anlatacağız. Hep deriz ya, Atatürk’ün insani yönünü görmek istiyoruz, köpeğiyle ilişkisini mesela… Fox adında bir köpeği var, Karabaş adında başka bir köpeği var… Çocuklarla ilişkisi… Bunlar özlediğimiz ve hep görmek istediğimiz şeyler. Dizide nüanslarla buraları da göreceğiz.
Röportaj Edisode dergisi muhabiri Özlem Özdemir tarafından gerçekleştirildi, moda editörü Taylan Gül, fotoğraflar Ozan Balta.