İlişkiler yarış değil, kadının ve erkeğin ‘biz’ olarak bir bütün olduğu bir süreçtir. Anadolu Sağlık Merkezi Uzman Psikolog Selin Karabulut, sürecin en sağlıklı şekilde yönetilmesinin önemli olduğunu dile getirip “İlişkinin sağlıklı tutulabilmesi için çiftler birbirlerinin farklılıklarına saygı duymalı” dedi ve ilişkilerde yarışa girişilmemesi gerektiğini, ortak gelecekte uzlaşılması gerektiğini ifade etti. Selin Karabulut, sağlıklı ilişki için 6 öneride bulundu.
Karabulut, sağlıklı bir ilişkinin olabilmesi için iki tarafın da mutlu ve olduğu, sevme, sevilme, desteklenme, sosyal ve cinsel ihtiyaçların karşılanması gerektiğini ve bireylerin öz benliklerini yitirmeden “biz” olabilmeleri gerektiğini dile getirdi. Uzman Psikolog Karabulut: “İlişki öncelikle iki sağlıklı birey ister, o zaman sevgi, saygı, hoşgörü kendiliğinden olur. Anlaşmazlıklar olsa bile, böyle bir ilişki sevgi ve saygı temelleri üzerine kurulu olduğundan, tarafların da mevcut sorunlarla daha kolay başa çıkabilme becerileri gelişir” açıklamasında bulundu. Sağlıklı bir ilişki önerilerini ise şu şekilde sıraladı.
1-Farklılıklara Saygı Gösterin
Herkes farklıdır ve bizler farklılıklarımızla zenginiz. Bunu baştan kabul edip bir ilişkide yol almak, farklılıklara alan tanımak hem ilişkiyi güçlendirir hem de uzun süreli bir ilişki olmasını sağlar.
2- Yarışa Girmeyin
“Evde kadının, dışarıda erkeğin sözü geçer” gibi sözlere kulak kabartmayın. Her birliktelik kendine hastır ve tabii ki kimin, nerede baskın olduğu değişebilir veya birinin baskınlık kurması gerekmeyebilir de. Ancak yanlış olan nokta bunun bir yarışa dönüşmesidir. İlişkinin, asla bir yarışa ve savaşa dönüşmesine izin verilmemelidir. Önemli olan, gün sonunda ortak bir noktada uzlaşabilmektir. Unutulmamalı ki ilişki keyif alınacak bir süreçtir.
3- Beklentileri Göz Ardı Etmeyin
Aslında bir ilişkide iki tarafın temel beklentileri aynıdır; sevgi ve saygı. “Kadın sevgiyi daha çok ister, erkek de saygıyı” şeklindeki düşünce yanlıştır. Herkesin beklentileri aynı aslında ve çatışmalarda bu beklentiler karşılanmadığında başlıyor.
4- Ortak Gelecekte Uzlaşın
Sağlıklı bir ilişkide ortak gelecek olmalı. Bu bir yıl sonra içinde ya da 30 yıl sonrası içinde olabilir. Örneğin, bir çocuk sahibi olmak, iki tarafında ortak geleceğinde varsa, yani bu, iki tarafında ortak beklentisi ise olmalıdır. Çiftler bu noktada aileden gelen “torun istiyoruz” gibi baskılara göre davranış göstermemeli.
5- Cinsel Mutluluk Göz Ardı Edilmemeli
İyi bir cinsel hayat iyi bir ilişkinin göstergelerindendir. Çünkü yaşadığımız duygusal sıkıntılar cinselliğimizi de etkiler ve bu da ilişkiye olumsuz yansır. “Evlenince cinsel hayat biter ya da azalır” gibi klişe söylemlerle çok baş başa kalırız. Bu ön yargılarla yaklaşmak yerine kendi ihtiyaçlarımıza kulak vermek önemlidir. Elbette ki zaman içerisinde değişebilen öncelikler cinselliği ön plana çıkarmayabiliyor. Önemli olan, çiftlerin bu durumdan mutlu olup olmadıkları ve bir sorun varsa bunun çözümüne odaklanmalarıdır.
6- Fırsatlar yaratın
Aşkı, ilişkiyi canlı tutmanın en güzel yolu kendimiz için fırsatlar yaratmaktır. Kendimize zaman ayırmak, sevgimizi dile getirmek, karşımızdakinin duygularını canlı tutmak için fırsatlar yaratmalıyız. Unutmayın ki sevgi bilinen değil, hissedilen bir duygudur.
İlişkilerde 3 büyük hata
- Konuşmamak
- Çiftler arasında en sık gözlemlenen hatalardan biri, herhangi bir sorun olduğunda her iki tarafın da bunu konuşmamasıdır. Konuşmak yerine, imada bulunma ya da karşı tarafın anlamasını sağlamaya yönelik davranışlar sıkça görülüyor. Halbuki çözüm basit; iletişim kurmak…
- Rehavete kapılmak
- Bir diğer hata ise evlendikten sonra her şeyin bittiğinin düşünülmesi ve rehavete kapılma. Evliliğin, ilişkiyi en tepe noktaya taşıdığına yönelik genel algı, evlilikten itibaren ilişkiyi de rutine sokuyor. Çiftler böylece monoton bir ilişki yaşamaya başlıyor.
- Roller arasında denge kuramamak
- Çiftler bir çocuk dünyaya getirdiklerinde, bazen hayatlarına sadece anne ve baba olarak devam ediyorlar. Bunun anlamı şu; kadın ve erkek olduklarını unutabiliyorlar. Elbette çocuk olduğunda yeni kimlikler kazanacağız fakat ideal olan, bu kimliklerin getirdiği roller arasında dengeli geçişler yaparak ilişkiyi sürdürebilmektir.
