Pop ve rock müzik şarkıcısı Aydilge, mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş’ta hayranları ile bir araya geldi. Aydilge, Kahramanmaraşlılardan büyük ilgi gördü. Detaylar haberimizde… Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge, Kahramanmaraş’ta mini konseri ve imza günü etkinliği ile hayranları ile buluştu. Etkinlik sonrası habercilerin sorularını yanıtlayan Aydilge, Kahramanmaraş’ın insanlarını çok sevdiğini ifade etti. Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen mini konser ve etkinlik sonrası basın mensupları ile bir araya gelen ünlü şarkıcı Aydilge, “Ben bu dünyaya şarkı söylemeye ve yazmaya geldim. Yazmak ve şarkı söylemek benim için nefes almak gibi bir şey.” diye konuştu. Müziğe karşı olan tutkusunun çok küçük yaşlarda başladığını belirten Aydilge, “Küçükken evde durmadan şarkı söylüyordum, sürekli taklit yapıyordum. O kadar çok şarkı söylüyordum ki annem ve babam ‘kafamızı şişirmesin’ diyerek çözüm yolu aramaya başladı. O dönemde TRT Radyosu bir sınav açtı, onu kazandım. Böylece annem ve babam rahatladı. Çünkü günde 6 saat eğitim alıyorduk. 12 yaşına kadar koroda kaldım. O dönem TRT Çocuk Koroları vardı, devamlı televizyonda şarkı söylerdik.” dedi. Sözlerine devam eden ünlü şarkıcı, TRT’de çok sıkı ve disiplinli bir eğitim aldığını ifade ederek “Solfejinden tut sahne duruşuna kadar çok fazla eğitim aldık. O kadar sıkıydı ki bende bir özgürlük arayışı da gelişti. Koroda olduğunuz zaman o disiplin sizi belirli standartlara ve kalıplara sokuyor. Belli şekilde şarkı söylemeniz lazım. Bir sürü şey yasaktı. Arabesk dinlemek yasaktı. Klasik ve Türk musikisi dışında birçok şeyi dinlemek yasaktı. Korodan sonra bana öyle bir özgürlük geldi ki rock dinlemeye başladım. Kendi bestelerimi yapmaya başladım. O tabi inanılmaz. Sonrasında tekrar konservatuar gibi bir sistemin içerisine girmek istemedim. Edebiyata aşık olduğum için de Amerikan Edebiyatı ve Kültürü Bölümü’nü tercih ettim.” dedi. Aydilge, Amerikan edebiyatı ve kültüründe iletişimin çok önemli bir yeri olduğu için yüksek lisansını da iletişim üzerine yaptığını söyleyerek “Onlar bütün kültürlerini medya üzerinden yürütüyorlar. 10 sene önceki savaştan bahsederken bile ‘atalarımız’ diye bahsediyorlar. Dolayısıyla o sırada biz çok medya dersi görüyorduk. Oradaki hocalarım dediler ki; ‘edebiyat üzerine yapma yüksek lisansını, bu konuda çok yeteneklisin, iletişim üzerine yap.’ Benim tek isteğim İstanbul’a gelip müzik yapmaktı. Dolayısıyla yüksek lisans edebiyat olsa da olurdu, fark etmezdi. Önemli olan müzik yaparken hem de akademik kariyeri devam ettirmekti.” dedi. “TRT’den çıktıktan sonra sudan çıkmış balık gibiydim” diyen Aydilge, “Baktım ki ne kadar güzel şeyler var. O kalıbı kırdım. Kendi bestelerimi yaparken herkes ‘akustik gitar al’ diyordu, ben gittim elektrogitar aldım. Elektrogitarla başladım. Üniversite birincisi oldum, Amerika’dan burs kazandım. Herkes orada devam etmemi bekliyordu, ‘hayır, ben müzik yapacağım’ dedim. Bursu yaktım. Böyle deli bir tarafım da var. Hiç de pişman değilim. Amerika’da ne yapacaktım? Edebiyat profesörü olacaktım. Olacağım şey o. O yüzden o burs veriliyor zaten. Paralel evrende belki bir Aydilge vardır edebiyat profesörü olan ama mutsuzdur.”